Hatimoğulları: Erdoğan’ın oyları düştüğü için anayasada oynamaya ihtiyacımız yoktur
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "yüzde 50+1" tartışması için "Erdoğan anayasayı buruşturulacak kağıt, canı istediğinde oynanacak oyuncak zannediyor" dedi.
Fotoğraf: TBMM
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü öncesi partisinin Meclis kadın grubu toplantısında konuştu.
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyareti dönüşü yaptığı "Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Yüzde 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil" açıklamasına değinen Hatimoğulları, "Erdoğan anayasayı buruşturulacak kağıt, canı istediğinde oynanacak oyuncak zannediyor" dedi.
Hatimoğulları, "HEDEP olarak bütün siyasi partilerin doğrudan temsil hakkını savunduğumuzu buradan ifade ediyorum. Demokratik bir sisteme ihtiyacımız var. Erdoğan’ın oyları düştüğü için anayasada oynama meselesine ihtiyacımız yoktur" dedi.
"BAYRAKLARINI YERDE BIRAKMAYACAĞIZ"
25 Kasım 1960’ta Mirabal Kız Kardeşler’in Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi verdikleri için işkence edilerek katledildiğini hatırlatan Hatimoğulları, “Onların miraslarını, bıraktıkları yerden devralarak daha da büyüterek ileriye taşıyacağız. Verdikleri mücadelede bir kelebek etkisi yarattılar. Yarattıkları kelebek etkisine bu faşist diktatörlük tahammül etmedi ve onları işkence ederek katletti” dedi.
Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Erkek devlet şiddetine karşı evde, sokakta, alanlarda, meydanlarda, fabrikalarda, tarım arazilerinde, iş yerlerinde, zindanlarda direnen kadınlar gibi. 'Jin, jiyan, azadi' şiarını evrenselleştiren Jîna Mahsa Amini gibi. Deniz Poyraz gibi. Filistin’den Rojava’ya Afganistan’dan Amerika’ya, Fransa'dan Arjantin’den Şili’ye, İran’a kadar erkek egemenliğine boyun eğmeyen, isyanlarını haykıran kadınlar gibi, biat etmeyen inat eden kadınlar gibi. Selam olsun mücadelede yitirdiğimiz bütün kız kardeşlerimize. Selam olsun yoldaşlarımıza. Onları saygıyla anıyoruz, bayraklarını asla yerde bırakmayacağız.”
"SADECE SON 2,5 YILDA 1079 KADIN KATLEDİLDİ"
"Sadece son 2,5 yılda 1079 kadın erkekler tarafından katledildi, her gün en az bir kadın katlediliyor bu ülkede. Onlar erkek egemen anlayışın zihniyeti sonucu katlediliyorlar. Bu iktidarın düşman siyasetinden dolayı katlediliyor, cezasızlık siyasetinden dolayı katlediliyorlar. Devlet korumadığı için kadınlar katlediliyor. Erkek yargı kadın katillerine haksız tahrik indirimi uyguladığı için, kadınları katleden erkekler elini kolunu sallayarak 3-5 sene sonra dışarı çıktığı için kadınlar her gün katledilmeye devam ediyor. AKP iktidarı ortaklarıyla beraber farklı cinsel yönelimlere sahip insanları nefret suçlarının hedefi haline getirdiği için onlar katlediliyor. Buradan bir kere daha haykırıyoruz; Kadın, yaşam özgürlük! Jin, jiyan, azadi! Mara, haye, hirriye! Bu mücadele başarıya ulaşana dek bu sloganlar sokaklarda yankılanmaya devam edecek."
"BÜTÇEDE KADININ ADI YOK, ÇOCUK YOK"
"Bu bütçede kadının adın yok, çocuk yok, farklı cinsel yönetimlere sahip insanlar yok, engelli yok, engelli kadınlarsa hiç yok. Deprem formalite icabı var. Bu bütçe toplumsal cinsiyete ve insana duyarlı olmayan bir bütçe. Bu bütçede ne var? Sermaye var, yandaşa kaynak var, yolsuzluklara kapı aralamak var, var da var. Biz bütçemizi kendi ellerimizle yapacağız. Komisyon aşamasında her bakanlığın bütçesi ayrı ayrı görüşülüyor ya işte sevgili kadınlar, biz HEDEP’li kadınlar olarak programımızda çok önemli bir noktanın altını çizmek isterim, biz kadın bakanlığı kuracağız ve kadın bakanlığının bütçesi ayrı görüşülecek. Bütçeden biz kadınlar hakkımızı olanı hep beraber söke söke alacağız."
"6284'E GÖZ DİKTİLER"
"İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece ansızın vazgeçtiler. Şimdi ortaklarıyla beraber 6284 Sayılı Kanun'a göz dikmişler, nafaka hakkımıza göz dikmişler. Sadece bununla mı yetiniyorlar? Kamusal alandan, işten, okuldan, her yerden alıp bizi evlerin içine hapsetmek istiyorlar. Diyorlar ki ‘Elinizin hamuruyla erkek işine karışmayın.’ Mantıkları tamamen bu. Biz de onlara diyoruz ki ‘Ey Erdoğanlar, Erdoğancıklar, ey kendini siyasetin merkezinde, kaf dağında sanan erkekler, 'Kadın erkek eşitliği fıtrata aykırı' diyenler, bizler köhnemiş zihniyetlerinizle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Kadın erkek eşitliği fıtrata aykırı değil. Onların karanlık zihniyetine aykırı. O karanlık zihniyetle hep beraber birlikte mücadele edeceğiz."
"NE AKP NE HÜDA PAR…"
"Herkesin kılık kıyafetinde özgür olma hakkı vardır, bunu hiç kimse siyasi malzeme haline getirmeye sakın ola kalkmasın. Kıyafetlerimizi, yaşam tarzlarımızı ne AKP ne HÜDA PAR belirleyemez. Kadınları bölmek isteyenlere karşı daha güçlü bir dayanışmayı başı açık ya da kapalı fark etmez bütün kadınlar olarak ortak şekilde vereceğiz. Buradan özellikle başörtülü kız kardeşlerime seslenmek istiyorum. Başımız açık ya da kapalı olabilir, eteğimiz uzun ya da kısa olabilir, önemli değil. Biz kadınlar özgürlüklerimiz için bir arada olmalıyız, dayanışmayı büyütmeliyiz, el ele vermeliyiz, bu iktidarı alaşağı etmeliyiz."
"ERDOĞAN'IN OYLARI DÜŞTÜĞÜ İÇİN ANAYASA OYNAMAYA İHTİYACIMIZ YOKTUR…"
"Bu hafta biliyorsunuz Erdoğan 50+1’i gündemleştirdi. Günlerdir basın sadece bunları yazıyor. Erdoğan anayasayı buruşturulacak kağıt, canı istediğinde oynanacak oyuncak zannediyor. Ey Erdoğan, 50+1’i sen getirdin. Tek adam rejiminin inşa edilmesi için, AKP iktidarı otoriter rejimin öncülüğünü yaptı. Onun şahsi öncülüğü de senin şahsında cisimleşmiştir. 50+1 demek bizim için erkek+erkek demektir. Bu 40+1’e de inse erkek+erkek demektir. O nedenle bizler HEDEP olarak bütün siyasi partilerin doğrudan temsil hakkını savunduğumuzu buradan ifade ediyorum. Demokratik bir sisteme ihtiyacımız var. Erdoğan’ın oyları düştüğü için anayasada oynama meselesine ihtiyacımız yoktur."
"SALTANATLARINI YIKARAK YAPACAĞIZ"
"Sevgili Gültan Kışanak ne güzel söylemiş değil mi? ‘Ant olsun ki biz kadınlar en büyük kariyerimizi sizin saltanatınızı yıkarak yapacağız’ demişti. Buradan cezaevlerinde siyasi rehine tutulan bütün kadınlara, Gültanlara, Figenlere, Sebahatlere, Aylalara, Hüdalara, Semralara ve adını sayamadığımız bütün siyasi rehine kız kardeşlerimize ve yoldaşlarımıza selam ve sevgilerimizi gönderiyorum. Ve ant olsun ki en büyük kariyerimizi onların saltanatını yıkarak yapacağız."
"BELEDİYELERİMİZİ AKP ATANMIŞI YÖNETEMEZ"
"Belediyelerimizi AKP’nin kaymakamı, valisi, atanmışı yönetemez. Bunu tek tek anlatalım. Kürtler bu ülkenin kadim halkıdır, asli yurttaşıdır. Bakın Ankara’da, Konya’da belediye seçimleri olduğu zaman seçilmiş belediye başkanı bu belediyeyi yönetemez diyorlar mı? Demiyorlar. Ama Kürdün seçtiği belediye için bu hakkı kendilerinde görüyorlar. Mutlaka başaracağız, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın, yeter ki gece gündüz demeden emek verelim." (HABER MERKEZİ)