22 Kasım 2023 05:15

Erdoğan'ın "yüzde 50+1" çıkışı | Doç. Dr. Fatih Yaşlı: Süreç pazarlıklara ve karşılıklı hamlelere açık

"MHP suyun başını tutmuş, Erdoğan’ı paçasından yakalamışken mevcut statükonun değişmesine kolay izin vermeyecektir. Yine de sürecin pazarlıklara, karşılıklı hamlelere açık olduğunu unutmamak gerekir."

Fotoğraf: Evrim Aydın/AA

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Fatih Yaşlı, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “yüzde 50+1” çıkışını ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanıtını değerlendirdi. Yaşlı, "MHP hem suyun başını tutmuş hem de Erdoğan’ı paçasından yakalamışken, bundan öyle kolay vazgeçmeyecek, mevcut statükonun değişmesine öyle kolay izin vermeyecektir. Ancak yine de sürecin pazarlıklara ve karşılıklı hamlelere açık olduğunu unutmamak gerekir" dedi.

Yeni anayasa için çağrılar yapan Erdoğan, kendi getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yer alan “yüzde 50 +1” formülünden de yakındı ve “oyların çoğunluğunu alan” adayın seçilmesi gerektiğini öne sürdü. Erdoğan’ın “yüzde 50+1” çıkışını ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “yüzde 50+1” savunmasını Siyaset Bilimci Doç. Dr. Fatih Yaşlı ile konuştuk.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrının zamanlaması üzerinde durmak gerektiğini belirten Yaşlı, “Bunun neresinden bakarsanız bakın 'tuhaf' bir çağrı olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü hiçbir siyasi lider, hele Erdoğan gibi bir siyasi lider, 21 yılın ardından girdiği ve seçmenin yarısından fazlasının oyunu aldığı bir seçimin üzerinden bu kadar kısa bir süre geçmişken, hele bir de getirdiği sistemi düne kadar canla başla savunmuşsa, sistem değişikliğini ve 'yüzde 50+1'i tartışmaya açmaz” diye konuştu.

Yaşlı, “tuhaf” ifadesine dair açıklamasını şöyle sürdürdü: “Son seçimde AKP’nin oylarında azalma oldu, cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı, iktidar özellikle ekonomik kriz nedeniyle bir hegemonya zayıflaması yaşıyor ama yine de seçimlerin normal şartlarda 2028’de yapılacağını biliyorsak ve yakın zamanda da ufukta bir erken seçim görünmüyorsa, bu açıklama için son derece erken. 'Tuhaf' sözcüğünü bu yüzden, bu zamanlamaya dair kullandım.”

"MHP’NİN KADROLAŞMASI ERDOĞAN’I RAHATSIZ ETMİŞ OLABİLİR"

Bakılması gerekin yerin başka bir yer olması gerektiğini işaret eden Yaşlı, “Her şeyden önce Erdoğan giderek MHP’yi bir bagaj, bir yük olarak görüyor olabilir. Çünkü MHP, yüzde 10’luk oy oranıyla orantısız bir şekilde devlet içerisinde temsil ediliyor, kadrolaşıyor ve giderek de güçleniyor. Bu, geldiğimiz noktada Erdoğan’ı rahatsız etmiş olabilir; çünkü bildiğimiz üzere Erdoğan gücü paylaşmayı da denge-fren mekanizmalarını da sevmeyen bir lider” dedi.

Erdoğan'ın yaptığı açıklamanın muhatabının öncelikle MHP olduğunu işareten eden Yaşlı, “Ki zaten Bahçeli de grup konuşmasında Erdoğan’a yanıt verdi. Dikkat ederseniz bir süredir devlet tarafından 'kısmi restorasyon' diyeceğimiz birtakım hamleler yapılıyor. Burada da merkezi İçişleri Bakanlığı ve geri planda da MİT oluşturuyor. Bu kısmi restorasyonun hedefi Soylu döneminde palazlanan mafya-çete oluşumlarının bir kısmını tasfiye etmek, geriye kalanları da hizalandırmak gibi görünüyor. Ancak MHP’nin öyle ya da böyle bunlarla bağlantısı olduğu biliniyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın bu kısmi restorasyon arayışında MHP’nin bir ayak bağı olduğu düşünülüyorsa, bir koz olarak '50+1' tartışması devreye sokulmuş olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

YENİ ANAYASA İHTİMALİ

Çıkışın yeni anayasa arayışları ile de bağlantılı olabileceğini ifade eden Yaşlı, “50+1”den vazgeçilmesi karşılığında muhalefetin kimi unsurları ile bir anayasa değişikliği mutabakatı sağlanmasına ve böylece Erdoğan’ın bir dönem daha ya da hakikati söylemek gerekirse ömrünün sonuna kadar cumhurbaşkanı olmasının önünün açılmasına dair birtakım projeksiyonlar geliştirme ihtimali hayli yüksek” dedi.

Yaşlı, özellikle Akşener’in bir süre önce yapmış olduğu “ittifaksız siyaset” çağrılarını işaret ederek, “İYİ Partinin bu projeksiyonlara dahil olma ihtimalinden söz edebiliriz; ancak bu da yapılacak pazarlıklara bağlı olacaktır. Son olarak Erdoğan bu hamleyle kendisinden sonra gelecek olan kişinin, yani 'veliaht'ının seçilmesini kolaylaştırmak için bir zemin düzleme planı yapıyor olabilir; çünkü Erdoğan sonrası Türkiye’de yerini almaya aday hiçbir AKP’linin yüzde 50’nin üzerinde oy alma potansiyeli bulunmuyor” diye konuştu.

BAHÇELİ DENGELİ MESAJ VERDİ 

Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı açıklamayla ilgili Yaşlı, “Bahçeli’nin 'Açıklama tutarlıdır' demesi aslında verdiği mesajı dengelemek, hafifletmek istemesiyle ilgili. Yoksa Bahçeli’nin açıklamasındaki asıl bakılması gereken başka şeyler var. Birincisi 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip geçici bir heves değildir; işi bitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürle reçete hiç değildir' demesidir ki, burada 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' yerine 'MHP' koymak, Bahçeli’nin ne dediğini anlamak açısından daha faydalı olacaktır. Bahçeli çok net bir şekilde bizi 'Sırtınızdan atmaya yeltenmeyin' demektedir. İkinci olarak ise Bahçeli 'Muhtar seçmiyoruz, cumhurbaşkanı seçiyoruz' diyerek 50+1’de yapılacak bir düzenlemeye karşı olduğunu söylemiş oldu” ifadelerini kullandı. 

Bahçeli’nin tavrını şaşırtıcı bulmayan Yaşlı, “Erdoğan’ın uçaktaki açıklamasını ilk duyduğumda da bunun Bahçeli’nin hoşuna gitmeyeceği yönünde değerlendirmelerde bulunmuştum. Çünkü az önce söylediğim üzere MHP, belki de tarihinde ilk kez devletin önemlice bir bölümünü kontrol edecek güce kavuştu ve ikincisi, bugün 'illegal olanın ekonomi-politiği' bir yanıyla MHP’ye bağlanıyor. Bunu da en iyi Sinan Ateş cinayetine ve şimdilerde Yerlikaya tarafından yapılan operasyonlara bakarak görebiliriz. Dolayısıyla MHP hem suyun başını tutmuş hem de Erdoğan’ı paçasından yakalamışken, bundan öyle kolay vazgeçmeyecek, mevcut statükonun değişmesine öyle kolay izin vermeyecektir. Ancak yine de sürecin pazarlıklara ve karşılıklı hamlelere açık olduğunu unutmamak gerekir” değerlendirmesinde bulundu.  

"BİRBİRİNİ YOKLAYAN AÇIKLAMALAR"

Erdoğan ve Bahçeli’nin yaptığı açıklamaların Cumhur İttifakına yansımasına ilişkin Yaşlı şunları söyledi:

“Bu açıklamaların şimdilik birbirini yoklamaktan öteye geçmeyeceğini, kısa vadede de Cumhur İttifakının dağılmayacağını düşünüyorum. 31 Mart yerel seçimleri sonrası oluşacak tabloya göre taraflardan daha radikal adımlar atmaları beklenebilir ama dediğim gibi henüz erken. Ortada ciddi bir hegemonya krizi, muhalefetten ciddi bir meydan okuma ve toplumsal muhalefette herhangi bir yükseliş dalgası yokken, taraflar henüz büyük oynamak ve köprüleri atmak istemeyecekler, bunun yerine hem bir yandan güç tahkim edecekler hem de kimi kozlarını masaya sürerek gerilimli ve kırılgan bir dengeyi muhafaza etmeye çalışacaklardır.”

ÖNCEKİ HABER

Oscar ödüllü Susan Sarandon Filistin'e destek açıklamaları sonrası UTA tarafından işten çıkarıldı

SONRAKİ HABER

İsrail hükümeti, Hamas ile esir takası anlaşmasını ve geçici ateşkesi kabul etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa