Sağlık işçileri: DEÜ Hastanesinde TİS’ten doğan komisyon hakkımız düzgün işletilsin
"Sendikal birlik ve mücadele ile masada çözmeye çalıştığımız konuların fiiliyatta gerçekleştirilmemesi sıkıntılarını, iş yerinde her gün her saat yaşamaya devam ediyoruz."
![Sağlık işçileri: DEÜ Hastanesinde TİS’ten doğan komisyon hakkımız düzgün işletilsin](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/249509.jpg)
Fotoğraf: Sağlık işçileri
DEÜ Hastanesi sağlık işçileri
İzmir
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan memur ve işçiler olarak yaşadığımız sorunlar bitmiyor. Sendikal birlik ve mücadele ile masada çözmeye çalıştığımız konuların fiiliyatta gerçekleştirilmemesi sıkıntılarını, iş yerinde her gün her saat yaşamaya devam ediyoruz. Anayasa hükmünde kararları olan toplu iş sözleşmemizde imza altına alınan maddeler hastane yönetimi tarafından görmezden geliniyor. Komisyonların kurulması, sağlıklı ve faydalı işleyişi engelleniyor. Bu engellemeler komisyonda karar aldırılmayarak, ortak veya oy çoğunluğuyla kararlara vardırılmayarak, sorunlar görmezden gelinerek komisyonlar yok sayılıyor.
DEÜ Hastanesi işçi ve emekçilerinin birlikte daha kaliteli iş üretmek, huzurlu ve insanca çalışma şartlarına sahip olmak için verdiği mücadeleler sözde kalmakta. İş yerinde gayriahlaki olaylar had safhaya varmış durumda. Hastane yöneticilerinin sürekli değişiyor olması, kimi yöneticilerin kanunlara ve yönetmelik maddelerine uymaması, keyfi davranması işçilerin, tüm çalışanların iş barışını çok ciddi şekilde zedelemektedir. Liyakatsizlik hastanenin ahlaki düzeyini de son derece olumsuz etkiliyor. Personel müdürü olarak atanan kişinin “namus meselesi” tanımıyla darbedilme olayları yaşandı. Hukuksuzca görev yeri değişiklikleri yapılmaktadır. Personelin liyakatsizliği veya gerekli eğitim, tecrübeye sahip olmadan alanlarda şeflik unvanlarına sahip olmaları işçilerin ve işin tüm düzenini aksatmakta.
Bütün bunlara karşı yapıcı ve olumlu davranan bizlerin (işçilerin) de iş ahlakını bozmakta. Bir gün 6 tane personel şefiyle yürütülen hastaneye 20 tane personel müdürü atanmış, görevlendirişmiş oluyor. Bu görevlendirmelerin, mevcut toplu sözleşmemizdeki terfi komisyonuyla yapılması gerekirdi. Bunlar terfi komisyonunda konuşulmadan görevlendiriliyor. Tabii ki işçi görüşü ve onayı alınmadığı için işçiler tarafından büyük bir tepkiye yol açıyor. Üstelik alanda temizlik ve hasta bakım gibi bölümlerde, ofis, yemek dağıtımı, mutfak gibi alanlarda çok ciddi eleman eksikliği varken bu vasıftaki personelin alınarak şef yapılması çalışma gücünü de olumsuz etkiliyor.
Hastane yönetimi bütün bunlara kulaklarını kapatıyor. Bu kişilerin özellikle seçilip şef yapılması da onların ödüllendirilmesi olarak söyleniyor. Burada sendikal mücadeleyi bölen işçilerin bu olumsuz tavırlarının ödüllendirilmesi de tabii ki direnmeyi, sendikal mücadeleyi ve işçilerin azmini yok ediyor. Her gün yeni görevlendirmelerle hastanenin bozuk giden işleyişi hepten bozuluyor. Sahada hastane yönetiminin iş yapmayışı nedeniyle yeni oluşumlar kuruluyor. Tecrübe gerektirilen sorun çözme alanlarındaki yetkin personel dışarıda tutuluyor. Onların yerine adamcılık yapılarak kayırılarak getirilen diğer işçilerin çalışması bekleniyor.
Bütün bunlar özveri ve verimli çalışan işçinin ehli olmuş personelin çalışma azmini de olumsuz etkiliyor. Diğer taraftan sadece karalamayla, mobbingle, baskıyla iş sürdürmeye çalışan yönetim hastanenin itibarsızlaşmasına da neden olmuş oluyor. En son yaşadığımız olaylarda hemşirelerin, personelin belli servis alanlarının işleyişlerinin komple değiştirilmesi soruna “Ben yaptım oldu” sözleriyle cevap veriliyor. Yaptınız ama olmadı, olmuyor, olmayacak. Yönlendirmeleri ve sözleri kifayetsiz kalıyor.
Bizler 10 yıllardır bu hastanenin temel taşları olmuşuz. Tüm işleyişi, malzeme akışını, yönetmelikleri bilen işçilerin burada doğru işler yapılması için çabalamasının tek amacı güven, huzur, mutluluk ve itibarlı bir kurumda çalışma düşüncesi duygusudur. Kurumun itibarı çalışan işçilerin de güçlü olmasına sebep olacak bir kavramdım. “Namus kavgası” diyerek personel müdürünün darbedildiği bir dönem yaşıyoruz.
Görünen kitaba uygun gibi davranış, kurula çağrı yapıyor, sorunları dinliyor, akademik ve insanı iyileşmeler reklamlarda yapılırken, üniversite anlayışı sadece kapıdaki tabeladan ibaret. Görünenin ardına saklanıp, üniversitenin itibarını yok ettiler. Görevinden alınması söz konusu olan usulsüz liyakatsiz personel müdürünün ahlaksızlıkları ve namus davaları hastanede odasında darpla sonuçlanıyor. Bizler bu sorunların çözülmesini ve toplu sözleşmeden doğan komisyon hakkımızın daha düzgün işler hale gelmesini istiyoruz.
Evrensel'i Takip Et