GMO Yöneticisi Ulu, çay üretimini değerlendirdi: Üretim maliyeti yüksek, ithalat ihracatı katlıyor
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yöneticisi Şerife Ulu, yüksek maliyetler nedeniyle dış pazarda rekabet edilemediğine, çay ithalatının ihracat miktarını katladığına dikkat çekti.
Fotoğraf: Greg Montani/Pixabay
Ramis SAĞLAM
İzmir
Çay, taze sürgünlerden belli yöntemlerle işlenerek elde edilen, günlük hayatta önemli yeri olan ve sıvı olarak sudan sonra vücuda en çok alınan bir gıda ve içecek maddesi. Dünya çapında insanların yüzde 80’inin en çok tükettiği çayın birçok faydası bulunuyor.
Çayın kalp sağlığını artırma, stresi düşürme, yüksek kolesterolü azaltma, ağız sağlığını iyileştirme, kemik sağlığını artırma, uyanıklığı arttırma, ishal ve sindirim sorunlarını önleme gibi sağlığa çeşitli faydaları olduğu biliniyor.
Kişi başına yaklaşık 3.20 kilo çay tüketilen ülkemizde çayın üretimi, ihracat ve ithalattaki yerini TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yöneticisi Şerife Ulu ile konuştuk.
‘REKABET EDEMİYORUZ’
Türkiye’nin dünya çay üretimindeki yüzde 4’lük payına rağmen çay ihracatında istenilen düzeyde pay alamadığını belirten Ulu “Türk çayı yüksek üretim maliyetleri diğer üretici ve ihracatçı ülkelerin düşük maliyetleriyle dış pazarda yeterince rekabet edememektedir. Ayrıca infüzyon hızı ve aromasının ithal çaylara göre daha az olması nedeniyle dış pazarda çok tercih edilmeyen bir çay konumundadır” dedi.
Çay ithalat ve ihracat kıyaslaması yapıldığında ithalatın tonaj bazında yaklaşık 6 kat, değer olarak bakıldığında ise yaklaşık 3 kat fazla olduğunu söyleyen Ulu, “Son yıllarda çay ithalatındaki artışın sebepleri daha önce kayıt dışı yollarla ülkemize getirilen çayların sınır kontrolü sonrası gümrükler üzerinden ithal edilmeye başlanmış olmasıdır. Tüketicinin değişik damak zevkine uygun çaylara yönelim göstermesi, yurt dışında yaş çayın 12 ay hasat edilmesi, işçilik ve diğer girdilerin ucuz olması ve yaş çaya yüzde 50’nin üzerinde devlet desteği sağlanması nedeniyle üretim maliyetlerinin Türk çayına göre çok daha düşük olmasıdır” diye konuştu.
‘PAKETLEME KONUSUNDA GERİYİZ’
Dünya Gıda Örgütü (FAO) istatistiklerine göre dünya çay üretiminde Çin yüzde 41 ile ilk sırada yer alırken, Hindistan yüzde 21 ile ikinci, Kenya yüzde 8 ile üçüncü, Sri Lanka yüzde 5 ile dördüncü, sonrasında ise yüzde 4’lük oranla Vietnam ve Türkiye yer alıyor. Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından dünyada üretici ülkeler arasında 7’nci sırada yer alırken, kuru çay üretimi yönünden 5’inci sırada yer buluyor.
Paketleme ve üretim sanayisi bakımından Uzakdoğu ülkeleri ile karşılaştırma yapan Ulu, “Sri Lanka, Çin ve Vietnam gibi ülkelerde üretim ve ihracat fazla olduğundan paketleme ve üretim sanayisi Türkiye’ye kıyasla çok daha gelişmiştir. Bu nedenle ülkemiz, poşet çay üretimi ve satışı üzerine bakıldığında da geride kalmaktadır” diye ekledi.
ÇAYIN İŞLENME SÜRECİ
Siyah çayın yaygınlaşmasıyla birlikte toplumun yeni tatlar araması ve şifalı otlara ilginin arttığını dile getiren Ulu, bu alanın kendi başına bir sektör haline geldiği bilgisini paylaştı. Çayın üretim aşamalarının soldurma, kıvırma, fermantasyon, kurutma, tasnif ve ambalajlama olduğunu aktaran Ulu, “Bitki çayında tat, koku, doku, kül-nem, borsa analizi gibi fiziksel analizler, alerjen, Ph gibi kimyasal analizler ve küf, maya, toplam canlı sayımı, (salmonella) gibi mikrobiyolojik analizler yapılır. Ayrıca süzen poşetlerde kullanılan filtre kağıtları da belli kalite ve uygunluk testlerinden geçtikten sonra son işletmeye alınır” diye konuştu.
‘MEYVE ÇAYLARI YURT DIŞINDAN İTHAL EDİLİYOR’
Meyve çaylarında meyvenin kendisinin veya kabuklarının kullanıldığını ifade eden Ulu, “Meyve çaylarında kırmızı renk çoğunlukla hibiskus bitkisinden verilir. İçinde kullanılacak meyve ve baharatlar türüne göre yerel ya da ithal ürünler olabilir. Bu bitkilerin bazıları ülkemizde yetişmelerine rağmen tat, doku ve aroma gibi özelliklerinin yetersiz olması nedeniyle yurt dışından da ithal edilebilmektedir” dedi.
Türkiye’de çay üreticilerin hepsinin Türk Gıda Kodeksi Çay Tebliği’ne uygun üretim yapmak zorunda olduğunu sözlerine ekleyen Ulu, son olarak şunları söyledi: “Ancak bu tebliğde sadece Camellia sinensis ailesinden bitkilere (siyah, yeşil, beyaz) göre kriterler bulunur. Bitki ve meyve çayları için henüz bir mevzuat mevcut değildir. Çay taklit ve tağşişin görüldüğü ürünlerdendir. Bitki çaylarında asıl pahalı ürün yerine zeytin yaprağı, dut yaprağı, çilek yaprağı gibi ürünlerin kullanılarak fiyatın düşmesinin sağlanması, aromalı çaylarda ise normalde ürünün istenmeyen kısımları olan dal, sapı vb. gibi kısımların renk verici ham maddeler ve aroma ile karıştırılarak sunulması örnek olarak verilebilir.”