Hacettepeli kadınlar 25 Kasım'ı karşılarken
Asla yalnız yürümeyeceğimizi tüm kız kardeşlerimize hissettirmeliyiz çünkü birlik olursak umut var. Eşit hak ve özgürlüklerimizin tamamını alana kadar mücadeleye devam edeceğiz.
HÜKÇAT üyesi bir öğrenci
Hacettepe Üniversitesi
Hacettepe Üniversitesi’nde her geçen gün kadına şiddetin, baskıların, tacizin arttığı; iki kadın sıra arkadaşımızın kampüs içindeki yurtlarda intihar ettiği bir atmosferde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününe gidiyoruz. Hacettepe Üniversitesi’nde farklı bölümlerde okuyan sıra arkadaşlarımızla 25 Kasım’a giderken yaşadıkları sorunları ve taleplerini konuştuk. 25 Kasım’da alanda omuz omuza olmanın önemini vurgulayan kadınlar heyecanlıydı. Kampüsün içi dahil olmak üzere yaşadıkları tüm çevrelerde güvensiz ve tehlikede hissettiklerini hemen her kadın vurguladı. Bu sene 25 Kasım’a giderken nasıl şartlarda yaşadıklarını aktardıkları tabloda ise son zamanlarda Hacettepe’de tanık oldukları intihar ve taciz olayları büyük bir yer kaplıyordu. Yaşanan sorunlar büyüktü ancak bu sorunlarla mücadele etmek için öne sürülen talepler de güçlü ve umut vericiydi.
GÜVENLİ KAMPÜSLER İÇİN
Sosyoloji 2. sınıf öğrencisi Zeynep yaşadığı güvensizliği “Kendi nezdimde kampüs içinde güvende değilim. Bunu hissetmekle kalmıyor, yaşıyorum. Güvenliğimizin sağlanması tüm birimlerin sorumluluğu. Daha rahat hissedebildiğimiz bir kampüs istemek bizlerin en doğal hakkı” ifadeleriyle belirtirken, güvenli kampüs mücadelesini başka haklarımızı kazanmak için genişletmek gerektiğine vurgu yaparak ekliyor: “Ülke genelinde ise bize her türlü insani hakkın tanınmasının mücadelesini sonuna kadar vereceğiz.” Kimya Mühendisliği Bölümünden Sümeyye de 25 Kasım’ı karşılarken Türkiye’de ve kampüs içinde artan güvensizliğini dile getirip ekliyor: “Dönem başından beri yaşanan taciz olayları bile tek başına bu döneme can sıkıntısıyla başlamamıza neden oldu.” Yaşadıklarımızın bizleri birer umutsuzluk girdabının içine sürüklediğini tarif eden Sümeyye, anayasanın üzerinde tepinilmesinin hukuka olan son güven kırıntılarını da yerle bir ettiğini düşünerek şunları ekliyor: “Ne insanlar yasalara kulak asıyor ne de mahkemeler yasalara uyuyor. Tepki gösterenlerin hem okulumuzda hem de ülke genelinde seslerinin kesilmesi için ellerinden geleni ardına koymuyorlar. İnsanlar, özellikle kadınlar sindiriliyor. Bu yüzden de ülkemizdeki bireylerde bir umutsuzluk ve karamsarlık hakim. Bu bireylere ben de dahilim. Bu ülkenin yakın geleceğine hiç olumlu bakamıyorum ve bu hayatımı çok etkiliyor. Alacağım önemli kararlarda hep ‘Bu ülkeden istediğimde çıkabilir miyim?’ sorusu aklıma geliyor. Çünkü artık bir beklentim kalmadı.” Yaşanan problemlerin çözümüne dair bu 25 Kasım’da öne sürdüğü talepler ise bahsettiği baskı ortamını ve umutsuzluğu ortadan kaldırmaya yönelik: “Öğrencilerin korkmadan, çekinmeden yaşadığı sorunları, yaşadıkları tacizleri dile getirebilmesini isterdim. Derdini anlatabilecek kadar kendini güvende hissetmelerini, gerektiğinde psikolojik destek ve danışmanlık alabilmelerini isterdim. Son zamanlarda yaşadığımız yürek burkan olaylardan sonra bunların olması istek değil ihtiyaçtır diye düşünüyorum” dedi.
Matematik Bölümünden Merve ise üniversiteye başlamadan önce hayalinde şekillenen üniversite yaşamını tarif ederken aslında hayal kırıklığını da aktarıyor: “Kadına yönelik şiddetin toplumun pek çok bileşeni tarafından normalleştirildiği, akıl ve vicdan dışı argümanlarla nasıl kadınlar olarak insan dışı muamele gördüğümüz kampüse gelmeden önce de deneyimlediğimiz ve aşina olduğumuz durumlardı. Hacettepe'ye ilk girdiğimde büyük bir üniversitenin kampüsünde şiddeti görmezden gelen, ciddiye almayan bir ortamla karşılaşmayı beklemiyordum. Tüm bileşenleriyle, öğrencisiyle, çalışanıyla, hocasıyla bir eğitim ortamında bulunan bu insanlardan herkese eşit muamelede bulunmalarını beklemiştim.” Talebini ise hak aramanın değil, haksızlık yapmanın yasaklandığı bir kampüs olarak ifade ediyor. Üniversite içerisindeki Cinsel Tacize Karşı Koruma ve Destek Komisyonu’nun aktif çalışmadığını anlatan Merve tanık olduğu çaresizliği şu şekilde aktardı: “Tacize maruz kalıp da şikâyette bulunma arzularının, üniversite bileşenlerinin etkili ve hızlı bir sonuç vermemesi endişesiyle baltalandığına şahit olduğum kadın arkadaşlarım oldu.”
BİR ARADA OLURSAK UMUT VAR
Yapay Zekâ Mühendisliği Bölümünden Öykü ise 25 Kasım taleplerini “Kampüste veya sokakta yürürken sürekli arkamızdan gelen biri var mı diye kontrol etmek istemiyoruz. Toplu taşımalarda her an taciz edilme korkusu içinde olmak istemiyoruz. Bizleri erkeğe tabi bir mal olarak gören bu zihniyetten bir an önce kurtulmak istiyoruz. Her güne ‘Ya sırf kadın olduğu için öldürülen kişi bu defa ben olursam?’ korkusuyla uyanmak istemiyoruz” diyerek dile getirdi. Gittikçe büyüyen bu korkunç karanlığa karşı bir olmamız gerektiğini aktarırken Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Selin şu sözleri kullandı: “Tüm bu feci olayların ardından ümit ettiğim, bizlerin bireysel olarak almaya çalıştığı önlemlerin yanında örgütlerin/grupların da benzer önlemler alması ya da bizlerin yanında olduğunu göstermesidir. Çünkü inanıyorum ki sesimiz ne kadar güçlü çıkarsa o kadar kesin önlemler alabiliriz.”
Asla yalnız yürümeyeceğimizi tüm kız kardeşlerimize hissettirmeliyiz çünkü birlik olursak umut var. Eşit hak ve özgürlüklerimizin tamamını alana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Her yıl 25 Kasım’daki kalabalıklar bizim bu mücadelede ne kadar karalı olduğumuzu herkese gösteriyor. 25 Kasım’a giderken taleplerini aktaran Hazırlık öğrencisi Nisa Nur, “Kadın haklarının genişlemesini ve mücadelemizin daha geniş kitleleri içine almasını isterdim. Kampüsümüzdeki öğrencilerin 25 Kasım gibi önemli bir günden haberdar olmasını ve bugünü okulumuzdaki tüm kadınlarla birlikte geçirmeyi isterdim” dedi.
Hacettepeli kadınlar olarak güvenli kampüsler talep ediyoruz ve bunun için hakkımızı arıyoruz, sessimizi yükseltiyoruz. 25 Kasım’a giderken HÜKÇAT olarak rotamızı tam da buraya çeviriyor, mücadelemizi büyütüyoruz. Çünkü biliyoruz ki sen, ben, biz birbirimizin çaresiyiz. Güvenli kampüsleri de birlikte kuracak ve akademide eşitliği de birlikteliğimizle sağlayacağız.
Evrensel'i Takip Et