KESK Sivas Şubeler Platformu’ndan 25 Kasım açıklaması: Şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz
25 Kasım'da açıklama yapan KESK Sivas Şubeler Platformu üyeleri, "Evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz" dedi.

Fotoğraf: KESK
İLGİLİ HABERLER

İş yerlerindeki şiddete karşı mücadelede ve 25 Kasım’da sendikalar: Kadınlar sendikaya ulaşamıyor, sendikalar sessiz
KESK Sivas Şubeler Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle açıklama yaptı.
Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelen KESK üyeleri sık sık "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadın yaşam özgürlük ", "Jin jiyan azadi", " Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz "sloganları attılar.
Basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü SES Sivas Şube Eş Başkanı Zeliha Kangal yaptı. Kangal, Dünyada ve Türkiye’de sağ, muhafazakâr iktidarların, savaş ve şiddet politikalarıyla kadın kimliğine ve emeğine dönük saldırdığını belirterek, “Biz kadınların mücadelesi her zaman olduğundan çok daha fazla baskıyla susturulmaya çalışılıyor. Evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz. Erkek şiddetine dair veriler iktidarlar tarafından açıklanmıyor. Şiddet vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor. 2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Ama iktidar sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor. Dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikalar artıyor. 2010'lardan bu yana yükselişe geçen sağ popülist milliyetçi, aşırı sağcı parti ve koalisyonlarla kurulan hükümetlerin politikaları ve izledikleri siyaset, toplumsal cinsiyet karşıtlığını yaygınlaştırıyor” dedi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN TÜM BİÇİMLERİ ORTADAN KALKSIN İSTİYORUZ”
“Türkiye'deyse iktidarın gündeminde kadın işsizliği ve yoksulluğu yok. İş yerlerimiz tüm emekçiler ve özellikle kadınlar için adeta şiddetin kendisi haline geldi; taciz, mobbing ve baskıların önünü alacak ILO 190 Sayılı Sözleşme gibi uluslararası sözleşmeleri iktidar onaylama gereği duymuyor” diyen Kangal şöyle devam etti: “Bunların yanında iktidar örgütlü kadın mücadelesini hedef alan baskı, gözaltı ve tutuklamaları hız kesmeden sürdürerek, anayasal haklarımızı, toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkımızı engelleyerek de kadına yönelik şiddeti farklı biçimlerde sürdürüyor. Bu yolla açıkça kadınların hayatına kastederek de olsa erkek egemen sistemi tüm mekanizmaları ile korumaya kararlı olduğunu göstermekten çekinmiyor. Kadın emeği üzerindeki denetimini sıkılaştırarak ayakta kalmaya çalışan erkek iktidarının Türk-İslam sentezine yaslanan bir kültürel hegemonya kurma çabası da ailenin kutsallığına zeval getirmeyecek cinsiyetçi politikalarla devam ediyor. Kürtajın ve sezaryenin hak olmaktan çıkarılması, şiddet uygulayan erkekle arabuluculuk uygulaması, boşanmayı zorlaştırma raporları, nafaka hakkına dair tartışmaları ile kadınları sistematik olarak aileye mahkûm etmeye çalışıyor. Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, bize dayatılan kimliklerle yaşamayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Bu sorunlara çözüm üretecek politikalar yapılsın, kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri ortadan kalksın istiyoruz.”(HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et