25 Kasım 2023 15:56
/
Güncelleme: 26 Kasım 2023 15:30

25 Kasım 2023 | Kadınlar yurdun dört bir yanında şiddete, yoksulluğa ve savaşa karşı alanlarda

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde şiddete, yoksulluğa ve savaşa karşı eşit ve özgür bir yaşam için bir arada.

25 Kasım 2023 | Kadınlar yurdun dört bir yanında şiddete, yoksulluğa ve savaşa karşı alanlarda

Fotoğraf: Evrensel

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü için ülkenin dört bir yanında kadınlar sokakağa çıktı. Kadınlar, her yanlarını saran normalleştirilen erkek-devlet şiddetine karşı sözlerini söylemek için meydanlara çıktı.

İSTANBUL

İstanbul'da kadınlar tarafından uzun yıllardır İstiklal Caddesi'nde yasaklamalara karşı yapılan yürüyüş bu yıl ilk defa Mecidiyeköy’de düzenlendi.

Günün erken saatlerinde kadınların toplanacağı alan akrep tipi zırhlı araç, TOMA'lar ve yüzlerce polis tarafından kapatılmasına ramen, kadınlar sözlerini söyledi.

{{504324}

ANKARA

Ankara'da kadınlar, iktidarın yoksullaştırma ve güvencesizleştirme  politikalarını kabul etmediklerini ifade ederek, savaşa, krize, şiddet ve yoksulluğa karşı dayanışmaya çağırdı. Ankara Kadın Platformu'nun çağrısıyla yüzlerce kadın Kolej Meydanı'nda bir araya gelerek Sakarya Caddesi'ne yürüdü.

İZMİR

İzmirli kadınlar, İzmir Kadın Platformunun çağrısıyla 25 Kasım'da sokakları doldurdu, yoksulluğa, şiddete, istismara karşı yürüdü, "Emeğimizi sömürenlere karşı haklarımızdan vazgeçmiyoruz" dedi.

BÖLGE İLLERİ

Kadınlar 25 Kasım'da bölge kentlerinde de alanlardaydı. Yasaklara rağmen sokağa çıkan kadınlar taleplerini haykırdı. Diyarbakır'da 3 kadın gözatına alınırken, Şırnakta'da Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Zeynep Durgut ve Ömer Akın, JINNEWS muhabiri Rozerin Gültekin ile 21 kadın gözaltına alındı.


ADANA

pankart taşıyan kadınlar

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Adana Kadın Platformu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınlara yönelik şiddeti ortaya çıkaran politikalara tepki göstermek için yürüyüş yaptı. İnönü Parkı’nda bir araya gelen kadınlar savaşa, ırkçılığa ve şiddete karşı barış ve eşitlik talebi ile Atatürk Parkı’na yürüyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Yoğun yağış altında gerçekleşen eylemde kadınlar “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Jin jiyan azadi”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları atarak ülkede, Rojava’da ve Filistin’de savaşa tepki gösterdiler.  Basın açıklamasını okuyan Sevil Aracı, “İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284’ün eksiksiz uygulanması için birleşiyoruz. Biz kadınlar sokak sokak, atölye atölye, iş yeri iş yeri, okul okul mücadeleyi birlikte öreceğiz” dedi.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKAN İKTİDARIN PLANLARINI BOŞA ÇIKARACAĞIZ”

Mahkemeler faillere haksız tahrik indirimi uygularken, iktidar yanlısı medyanın kadınları koruyan yasal düzenlemelere saldırdığını dile getiren Aracı,  “Biz kadınlar, İstanbul Sözleşmesinden imza çeken, 6284'ü, nafaka hakkını, medeni hakları topun ağzına koyan, her fırsatta bunları kaldırmaya çalışan iktidarın planlarını boşa çıkaracağız. İstanbul Sözleşmesinden de, nice mücadelelerle, kanlarımızla kazandığımız haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz” dedi.

pankart taşıyan kadınlar

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

KADINLAR BARIŞ İSTİYOR

Emperyalist politikalar sonucu Ukrayna’da devam eden savaşlara İsrail barbarlığını sonucu olarak Filistin’in de eklendiğini dile getiren Aracı, “Dünyanın dört bir yanından Gazze için kadınlar barış ve özgürlük talep ediyor. Barışın nasıl bir ihtiyaç olduğunu tüm dünya bir kez daha görüyor” diye konuştu.

“MÜCADELEYİ BİRLİKTE ÖRECEĞİZ”

Kadınların kazanılmış haklarına karşı kadınların mücadeleleri ile var olduğunu anlatan Aracı, “Depremde kaybettiğimiz canların, yıkılan şehirlerin, karartılan geleceğimizin, pazarlık konusu edilen haklarımızın hesabını sormak için; bize acı, ölüm, yıkım vaat edenlere karşı, bize açlık, sömürü, şiddet reva görenlere karşı; kadınların eşit, özgür, insanca yaşayacağı bir ülke için, emeğimizin karşılığını aldığımız, insanca çalışıp insanca yaşadığımız bir hayatı kurmak için, İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284’ün eksiksiz uygulanması için birleşiyoruz. Biz kadınlar sokak sokak, atölye atölye, iş yeri iş yeri, okul okul mücadeleyi birlikte öreceğiz! Biz kazanacağız! Kadınlar kazanacak” ifadelerini kullandı. (Adana/EVRENSEL)


KOCAELİ

kadınlar yürüyüş yaparken

Fotoğraf: Evrensel

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü'nde kadınlar Kocaeli'de de alanlardaydı. Kocaeli Kadın Platformu ve İstanbul Sözleşmesi İnsiyatifinin çağrısıyla Belediye İşhanı önünde toplanan kadınlar kent merkezine yaptıkları yürüyüşün ardından açıklama gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz günlerde Körfez ilçesinde eski eşi tarafından katledilen 28 yaşındaki Ajda Yatar'ı hatırlatan kadınlar, bir kez daha koruma kararlarının kadınları korumadığını ifade etti.

Ortak açıklama metninde "Bu yıl başta Gazze olmak üzere Orta Doğu ve dünyada savaşların sebep olduğu yıkımlar, ülkede dokuz ay önce, 6 Şubat depreminde enkaz altında kalan iktidarın yeni yıkımlara yol açacak özelleştirme politikaları, kadın düşmanlığını meclise taşıyan kadın düşmanı koalisyonlar, hukuk sisteminin çöktüğünün teyidi bir yargı krizinin yanında büyük bir ekonomik krizle girdiğimiz 25 Kasım'da erkek devlet şiddetine, yoksulluğa, emek düşmanlığına, savaşlara karşı; barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz" ifadelerine yer verildi. (Kocaeli/EVRENSEL)


GEBZE

ellerinde pankartlarla açıklama yapan kadınlar

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel

Gebze'de ise eski çeşme önünde buluşan kadınlar buradan Kent Meydanına yürüdü. "Yaşasın kadın dayanışması", "Patronlara değil kadınlara bütçe", "Jin jiyan azadi" ve "Filistinli kadınlar yalnız değildir" sloganı atan kadınlar, geçtiğimiz ay katledilen kadınların isimlerini de haykırdı.

Gebze Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Kadın Sekreteri Meryem Meriç Atalay, "Gebzeli kadınlar olarak şiddete, gericiliğe, yoksulluğa ve hukuksuzluğa karşı, eşit ve özgür bir gelecek için herkesi dayanışmaya, örgütlenmeye ve ses çıkarmaya çağırıyoruz. Saçımızın tek bir telinden de vazgeçmediğimizi bildiriyoruz" dedi.

Hayatlarını ve haklarını savunduklarını belirten Atalay, "Bu yıl başta Gazze olmak üzere Ortadoğu ve Dünya'da savaşların sebep olduğu yıkımlar, ülkede dokuz ay önce, 6 Şubat depreminde enkaz altında kalan iktidarın yeni yıkımlara yol açacak özelleştirme politikaları, kadın düşmanlığını meclise taşıyan kadın düşmanı koalisyonlar, hukuk sisteminin çöktüğünün teyidi bir yargı krizinin yanında büyük bir ekonomik krizle girdiğimiz 25 Kasım'da şiddete, yoksulluğa, emek düşmanlığına, savaşlara karşı barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz" ifadelerini kullandı.

"İKTİDARIN GÜNDEMİNDE KADIN YOK"

Kadınların iktidarın gündeminde olmadığını vurgulayan Atalay, "Siyasal, toplumsal ve ekonomik, derin bir krizin içerisindeyiz. Eşitsizliği, adaletsizliği, işsizliği, şiddeti ve sömürüyü derinleştiren bu krizden en fazla etkilenen kesim ise kadınlardır. İşsizlik tehlikesiyle en fazla karşılaşan, 'esnek çalışma' bahanesiyle işyerlerinden uzaklaştırılan, eve kapatılan kadınların payına artan ev içi şiddet düşüyor. Günbegün iş hayatından koparılmaya çalışan kadınlar toplumsal hayatın ve üretimin dışına atılmaya çalışılıyor. Kadın emeğini güvencesizleştirerek politikalarına hız veren iktidar 2024 bütçesinde kadını güçlendirmeye sadece her yüz lirada 53 kuruş ayırıyor. İktidarın gündeminde kadın işsizliği ve yoksulluğu yok" diye konuştu.

Eşitlik ve özgürlük taleplerinin yok satıldığının altını çizen Atalay, "Bu derin krizin içerisinde ana akım siyasetse toplumun en yakıcı sorunlarına çözüm önerisi getirmek bir yana sorunları daha da pekiştiriyor, hatta gerileştiriliyor. Başta kadınlar olmak üzere toplumun eşitlik ve özgürlük talepleri yok sayılıyor. İşyerlerimiz tüm emekçiler ve özellikle kadınlar için adeta şiddetin kendisi haline geldi; tek adam rejimiyse süren taciz, mobbing ve baskıların önünü alacak ILO 190 Sayılı Sözleşme gibi uluslararası sözleşmeleri onaylama gereği duymuyor" dedi.

"LAİKLİK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ"

"Kadın hakları evrensel insan haklarıdır" diyen Atalay, "Yaşam haklarına, geleceğine, tüm tarihsel kazanımlarına ısrarla sahip çıkan kadınlar, eşit ve özgürce yaşayabilecekleri laik bir ülke mücadelesinden asla vaz geçmeyecekler. Toplumu boğmaya çalışan dinci, gerici karanlığı söküp atacak, tarikat ve cemaatlerin devlet içerisinde kadrolaşmasına son verecek, özgür bir gelecek umuduyla dayanışma ve örgütlü mücadeleyi büyüteceğiz. Gericiliğin, eşitsizliğin, kız çocuklarının okula gitmek yerine evlendirilmesinin ve çalıştırılmasının, kadınların kıyafetine, yaşam biçimine, çalışıp çalışamayacaklarına erkeklerin karar vermesinin, şiddetin, tecavüzün, kadın cinayetlerinin, adaletsizliğin, sömürünün, LGBTİ+'ların haklarına tehdit ve şiddetin karşısında biz kadınlar varız. Laiklik için mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. (Gebze/EVRENSEL)


ESKİŞEHİR

ellerinde pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde gerçekleştirdiği yürüyüş ile Eskişehir'de alanlardaydı. Üniversite Caddesi üzerinden başlayan yürüyüşte Eskişehirli Kadınlar, "Haklarımızdan, hayatlarımızda vazgeçmiyoruz!", "Aileye kul, sermayeye köle olmayacağız!" ve "Emperyalistler savaş halklar barış istiyor!" sloganlarıyla ses yükseltti.

Açıklamada söz alan Emek Partisi İl Başkanı Ceren Kökoğlu, "Mirabal kardeşlerin diktatörlüğe karşı verdikleri mücadele bu 25 Kasım’da da dünya kadın hareketine, eşitlik ve özgürlük mücadelemize ışık tutuyor. Bu 25 Kasım’ı KYK yurtlarından kız kardeşlerimizin ‘devletin ihmalleri yüzünden ölmek istemiyoruz’ sesiyle karşılıyoruz. Bu 25 Kasım’ı ülkenin 4 bir yanında yükselen ‘tek adama karşı çok kadınız; haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz’ sözüyle karşılıyoruz. Bu 25 Kasım’ı ekonomik kriz ve artan sömürünün beslediği yoksulluk karşısında kadınların ‘Çocuklarımızın beslenmesinden kısmanıza izin vermeyeceğiz. Bütçeden hakkımız olanı, Okullarda 1 Öğün ücretsiz yemek İstiyoruz’ mücadelesiyle karşılıyoruz. Bu 25 Kasım’ı Emperyalistlerin savaş çığırtkanlıklarının arasından yükselttiğimiz mücadelemizle, ‘Ukrayna’dan Filistin’e Halklar Barış istiyor’ şiarıyla karşılıyoruz!" ifadelerini kullandı.

Kadınların kurtuluşunun mücadeleden geçtiği vurgusunu yapan Kökoğlu, "Biz Kadınlar biliyoruz ki sorunlarımız da mücadelemiz de 1 güne sığmayacak kadar büyüktür. Fakat kadın hareketi en karanlık günlerde dahi eşitliğin, özgürlüğün ve hak ettiğimiz geleceği kendi ellerimizle var etmenin biricik aracı olmuştur bizim için. Bu nedenle bugün de alanlarda var gücümüzle, dünden daha kararlı bir şekilde haykırmaya devam edeceğiz: Kadınlar sokağa haklarını almaya!" şeklinde konuştu.

EŞİT ÖZGÜR VE ŞİDDETSİZ YAŞAMI HEP BİRLİKTE KURACAĞIZ

Yürüyüşün ardından platform adına konuşma yapan Simay Ada Kart, "Minerva, Maria-Teresa, Patria Mirabal kardeşler… Yani namı diğer Kelebekler… 31 yıl süren bir diktatörlüğe karşı direniş ve mücadeleyi örgütleyen kız kardeşler, her yıl 25 Kasımlarda Dominik’ten ışık tutuyorlar yolumuza. Onların yaktığı ateş 63 yıldır Türkiye’de ve dünyada kadınların elinde büyüyor, mücadelemizi ve dayanışmamızı örüyor. Dünyanın her yerinde yoksulluğa, baskıya, eşitsizliğe, savaşa, şiddete ses çıkaran; hayatı her gün yeniden üreten; sınır tanımayan, dil tanımayan, renk tanımayan biz kadınlar… Eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşamı hep birlikte kuracağız" dedi.

Sözlerine devam eden Kart, "Savaşa karşı barışı, ırkçılığa, şovenizme karşı halkların eşitliğini ve kardeşliğini savunmaya, bölgede barış, ülkede demokrasi için mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Sömürü ve yağma düzeni varsa, kazanılmış haklarımıza saldırı varsa bizim de kız kardeşliğimiz, kadın dayanışmamız var. Birlikte daha güçlü, daha birleşik bir direnişi yükselteceğiz. Sokak sokak atölye atölye işyeri işyeri okul okul mücadeleyi birlikte öreceğiz.Bu 25 Kasım’da da tüm dünyadaki kız kardeşlerimizle tek ses olup haykırıyoruz; şiddete boyun eğmeyeceğiz! Krizin faturasının omuzlarımıza yüklenmesine izin vermeyeceğiz! Vergilerimizin sermayenin çıkarına harcanmasını kabul etmeyeceğiz! Haklarımızın ve hayatlarımızın tartışılmasına izin vermeyeceğiz! Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin önlenmesi için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!" şeklinde konuştu. (EKMEK VE GÜL)


DENİZLİ

basın açıklaması

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Denizli'de kadınlar, yoksulluğa, savaşa ve şiddete karşı yürüdü. Candoğan Parkından sloganlarla yürüyen kadınlar Çınar Meydanında basın açıklaması yaptı.

Yürüyüşte sık sık 'Erkek vuruyor devlet onu koruyor', 'Katledilen kadınlar isyanımızdır' , 'Direnen kadınlar her yerde' 'Orta vadeli yaşam istemiyoruz' sloganları atıldı. Yürüyüşte Siyonist İsrail saldırılarına da dikkat çekilerek Filistin'de direnen kadınlarla dayanışma sloganları atıldı.

HDP İzmir Bürosunda katledilen Deniz Poyraz'ın da unutulmadığı yürüyüşte 'Deniz Poyraz ölümsüzdür' dövizleri taşındı.

Denizli Kadınlar Birlikte Güçlü çağrısı ile yapılan yürüyüşe KESK Kadın Meclisi, Denizli Ekmek ve Gül ve Denizli KHK'lılar Platformu da katıldı. Çınar Meydanında yapılan basın açıklamasını Ebru Koç okudu. "Savaşa, erkek şiddetine, yoksulluğa karşı barışı, hayatlarımızı savunuyoruz' diyen Koç, "Savaşta öldürülenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Gazze'de savaş ve soykırım suçu işleniyor. İkiyüzlü devletler her zaman olduğu gibi, dünyanın her yerinde, Filistin'den Rojava'ya kadınların bedenlerini savaş politikalarına alet ediyor, hayatlarını hiçe sayıyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyada maalesef yalnızca bazı hayatlar kutsal sayılıyor" ifadelerini kullandı. İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadınların kazanılmış haklarından vazgeçmeyeceklerini dile getiren Koç, "Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, bize dayatılan kimliklerle yaşamayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz" dedi. (EKMEK VE GÜL)


BURSA

pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Bursa Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar Fomara Meydanı’ndan Kent Meydanı’na yürüdü ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Kadınlar yürüyüşte "Yaşasın kadın dayanışması!" ve "Savaşa hayır, barış hemen şimdi!" sloganlarını sıklıkla attı.

Yapılan açıklamada, "Biz kadınlar, bu günü sadece kendimiz için değil, aynı zamanda barış, adalet ve demokrasi için de bir mücadele günü olarak görüyoruz. Çünkü biz kadınlar, sadece erkeklerden değil, aynı zamanda savaştan, yoksulluktan, depremden ve laikliğin ihlalinden de şiddet görüyoruz. Bu şiddetin kaynağı, kapitalist sistemin bize dayattığı cinsiyet rolleri ve ataerkil zihniyettir. Bu sistem, bizi ikinci sınıf insan olarak görmekte, bizi ev içi emeğe mahkum etmekte, bizi eğitimden, sağlıktan, istihdamdan ve siyasetten uzaklaştırmaktadır. Bu sistem, bizi bedenlerimiz üzerinde söz hakkımız olmayan nesneler olarak görmekte, bizi taciz etmekte, tecavüz etmekte, öldürmektedir. Yoksulluk nedeniyle sağlıksız koşullarda yaşamak, hastalıklara yakalanmak, erken ölmek, kadınların, kız çocuklarının kaderi olamaz. Yoksulluk kadınların şiddete maruz kalma gerekçelerinden biri olup sömürüyü ve ayrımcılığı daha da artırmaktadır. Erken yaşta evlilik ve çocuk doğurmaya teşvik veren devlet, üniversiteli genç kadınlara denetimsiz, güvenliksiz yurtları, içinden kurt çıkan, küflenmiş yemekleri reva görmekte. Aydın KYK yurdunda asansöre sıkışarak hayatını kaybeden Zeren Ertaş’ın gençliği, hayalleri hepinizin ellerindedir" dendi.

İŞ CİNAYETLERİ KADINLARI HEDEF ALIYOR

pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Kadınların çalışma hayatında da ağır sömürü ve şiddete maruz kaldığını anlatan açıklama, "2023'ün ilk 9 ayında 136 kadın iş cinayetine kurban gitti. İş güvenliği sağlanmadığı gibi sermaye düzeni devlet politikalarıyla pekiştiriliyor. Gündemdeki Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı ile emekçilerin ağır vergi yüklerinin altında kalması, adaletsiz ücret dağılımı, kıdem tazminatı ve emeklilik haklarına saldırı kadınları geleceksizlikle karşı karşıya bırakıyor. Sermayeden ve patronlardan yana mevzi alan devlet, eşit işe eşit, insanca yaşanacak ücret ve güvenceli çalışma gibi talepler için sendikalaşan kadın işçilerin karşısına polis ve jandarma şiddetiyle çıkıyor" diye devam etti. (EKMEK VE GÜL)


KAYSERİ

Kayseri Kadın Platformu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi.

“Kadın, yaşam, özgürlük”, “Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz”, “Yurtlarda ölmek istemiyoruz” sloganları atıldı.

Kayseri Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Kezban Yüksel, ”Evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz. 2023 yılının son verilerine göre 335 kadın öldürüldü. Bu son veriler bile şiddetin hedefi haline gelen kadınların sayısının arttığını görüyoruz. Ama maalesef hükümet yetkilileri tarafından sorunun çözümü yerine kadına yönelik şiddeti körükleyen, şiddeti meşrulaştıran söylemlere devam ediliyor ve kadını güçsüzleştirecek yasal düzenlemelerin sinyalleri veriliyor. Her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da sınırları ve zamanları aşan kadın dayanışmasını ve Mirabal kardeşlerin 1960larda Trujillo’nun diktatörlüğünün devrilmesine yol açan direniş ve mücadelesini selamlayarak isyanımızı meydanlara taşıyoruz” dedi.

Yüksel, “İkiyüzlü devletler her zaman olduğu gibi, dünyanın her yerinde, kadınların bedenlerini savaş politikalarına alet ediyor, hayatlarını hiçe sayıyor. Dünyanın birçok yerinde İsrail protestolarında kadınların en önde yer almasının nedeni budur ve biz kadınlar savaşa karşı barışı her koşulda savunmaya devam ediyoruz” diye konuştu. İstanbul Sözleşmesi’nden, 6284 sayılı kanundan, şiddetsiz bir yaşam talebinden vazgeçmeyeceğiz diyen Yüksel, “Savaşlara, kadına yönelik her türlü şiddete, yoksulluğa karşı bir aradayız. Yaşasın kadın dayanışması” dedi. (EKMEK VE GÜL)


ANTALYA

basın açıklaması gerçekleştiren kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Antalya Kadın Platformu'nun çağrısıyla kadınlar şiddete, sömürüye, savaşa, eşitsizliğe karşı yürüdü.

Platform adına basın açıklamasını Türkçe ve Kürtçe okuyan Emine Nar Kaya ve Derya Polat, "Evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz. Erkek şiddetine dair veriler iktidarlar tarafından açıklanmıyor. Şiddet vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor. 2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Sadece 2022 verilerine baktığımızda bile şiddetin hedefi haline gelen kadınların sayısının arttığını görüyoruz" dedi. 

AKP'nin LGBTİ'lere yönelik nefret söyleminden, kadınları aile içi yaşama sıkıştırmaya yönelik politikalara, emperyalizmin dünyada kadınlara yönelik şiddeti savaşlarla beslediğine dikkat çeken açıklamada, "Şiddetsiz bir yaşam, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, laiklik mücadelemizden vazgeçmiyoruz!" denildi. (EKMEK VE GÜL)


BALIKESİR

pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Yoğun yağmur yağışına rağmen Balıkesir Kadın Platformu'nun çağrısıyla 25 Kasım'da kadınlar Balıkesir Merkez'de Salih Tozan Kültür Merkezi önünden Alihikmetpaşa Meydanı'na yürüdü.

Öte yandan Ayvalık, Gömeç ve Burhaniye'de de kadınlar yürüyüş yaptı, basın açıklamasıyla taleplerini dile getirdi.

pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

(EKMEK VE GÜL)

EDREMİT

Edremit Kadın Platformu

Fotoğraf: Evrensel

Edremit Şehit Meydanında toplanan kadınlar yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca coşkulu slogan atan kadınlara çevreden alkışlarla halk destek verdi.

Basın açıklamasının yapılacağı Cumhuriyet Meydanında bekleyen kitleyle buluşan kadınlar adına açıklamayı Fazilet Uysal okudu.

Uysal, “Eşit, özgür, şiddetsiz, insanca bir yaşam için bu mücadelelerin bir parçası olduğumuzu buradan haykırıyoruz. Yaşam alanları talan edilen, tarım alanları yok edilen, geçim araçları elinden alınan, ücretsiz aile işçisi olarak çalışan, tarım işçiliğine giderken iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden köylü kadınlar çevre mücadelelerinde en öne atılıyor” dedi.

Uysal “Ucuzun ucuzu, güvencesiz, taşeron, esnek, kayıtdışı, gündelik, saatlik çalışma biçimlerine zorlanan işçi ve emekçi kadınlar, işyerlerindeki keyfi, ayrımcı, adaletsiz ve hukuk dışı uygulamalara karşı son dönemlerde sayısı giderek artan büyüklü küçüklü grev ve direnişlerde yerlerini alıyor, işlerlerinde sendikalaşma mücadeleleri veriyor” ifadelerini kullandı.

“İstanbul Sözleşmesi bir çok ülkede ‘değerlerimize uymuyor’ denerek tartışmaya açılıyor ve imzalar çekiliyor” diyen Uysal “Başta kürtaj hakkı olmak üzere tüm üreme hakları, medeni haklar, eğitim ve sağlığa erişim hakkı, örgütlenme hakkı, haber alma hakkı, düşüncelerini özgürce ifade etme hakkı kadınların elinden alınmak isteniyor” şeklinde konuştu.

Uysal “Filistinli kadınlar ve çocuklar İsrail siyonistleri tarafından vahşice katlediliyor. Bu vahşet bir an önce son bulmalı. Yüreğimiz Filistinli kadınlar için atıyor” dedi. (Balıkesir/EVRENSEL)


ÇANAKKALE

pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Çanakkale’de de kadınlar şiddete karşı yürüdü. Çanakkale’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla 9 sivil toplum kuruluşu ortak bir yürüyüş düzenledi. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkarak, kadın cinayetlerine ve fetvalara karşı seslerini yükseltti.

Basın açıklamasını okuyan Fatma Erdoğan, kadın cinayetlerinin ve şüpheli ölümlerin arttığına dikkat çekti.

Yürüyüşe katılan kadınlar, Golf Çay Bahçesi’nden İskele Meydanı’na kadar sloganlar eşliğinde yürüdü. Yağışlı havaya ve şiddetli rüzgâra rağmen yürüyüşü gerçekleştiren kadınlar, meydanda basın açıklaması yaptı. Kadınlar, “İstanbul sözleşmesi yaşatır”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Kadınlar yaşasın, düzeniniz batsın” sloganlarıyla taleplerini dile getirdi.

Erdoğan, “Bu tabloyla karşıladık 25 Kasım’ı. Evet, sorunlarımız çok ama birlikte mücadelemiz var, buradayız. Kadınlar öldürülüyor, birer birer. Sıralanıyor isimleri, ardı ardına, yüzleri buluyor. İyi hal indirimleriyle erkeklik ödüllendiriliyor. 2023 yılının ilk 10 ayında 350 kadın, erkekler tarafından katledildi. Balıkesir’den Ayşe, Diyarbakır’dan Hasret eklendi şimdi listeye. Yaşamını yitiren 107’i kadının ölüm nedeni ‘şüpheli ölüm’, 243 kadının ölüm nedeni ise ‘kadın cinayeti’ olarak kayıtlara geçti. Kadınları korumayan iktidar resmi verilerini bile tutmuyor. Kadına yönelik şiddetin verileri ancak kadın örgütlerinin araştırmalarıyla çıkarılıyor. Kadınlar, kendilerine emanetler” dedi ve şunları ekledi:

“İstanbul Sözleşmesinin iptali, kadınları şiddetten koruyan yasaların hedef haline getirilmesi, nafaka, velayet, eğitim hakkı gibi en temel hakların tartışma konusu haline getirilmesi, çocuk evlilikleri teşvik politikaları, kadınları ikinci sınıf yurttaş haline getirecek her türden söylemin meşrulaştırılması, eşitlik hakkına karşı medya, tarikat-cemaatler eliyle yürütülen kampanyalar kadın düşmanlığının en somut göstergeleri oldu. Seçim döneminde özellikle kadın ve LGBTİ’lerin yurttaşlık haklarına yönelik saldırılarla birlikte kadınların temel hakları pazarlık konusu haline getirildi. Devletin elini çektiği eğitim- sağlık- beslenme- barınma vb. temel haklara asgari düzeyde dahi ulaşılamıyor. Güvencesiz, kayıt dışı, sendikasız, sigortasız, düşük ücretle istihdamın reva görüldüğü kadınlar, işten atılanlar kadınlar, kreşler kapatıldığı, yaşlı bakım hizmeti verilmediği için emeği bir kez de evde yeniden sömürülen kadınlar psikolojik ve ekonomik şiddetin içinde boğuluyor. İktidar nezdinde kadınlar ancak ailenin parçası olduğu, çocuk doğurduğu ve aile içinde kalmaya ikna olduğu sürece makbul sayılıyor. Yaşamak, sadece hayatta kalmak değil, İnsanca yaşamak istiyoruz. Mücadeleyi büyüteceğiz” şeklinde konuştu. (EKMEK VE GÜL)


AKHİSAR

basın açıklaması

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla Akhisar Demokrasi Güçleri açıklama gerçekleştirdi. Saat 13.30'da Akhisar Belediyesi önünde düzenlenen basın açıklaması sonrası Belediye Meclis Salonu'nda panel ve söyleşiye yapıldı. Panel'de konuşmacı olarak Aysun Gezen-Sol Feminist Hareket, Elif Çuhadar-Emek ve Gül, Müge Arslan-Avukat yer aldı. Demokrasi Güçleri adına belediye hizmet binası önünde gerçekleştirilen açıklamayı Fatoş Çavuş okudu.

Açıklamada, "Savaşa, Erkek Şiddetine, Yoksulluğa Karşı Barışı, Hayatlarımızı ve Haklarımızı Savunuyoruz! Dünyada ve ülkemizde sağ, muhafazakâr iktidarlar, savaş ve şiddet politikalarıyla kadın kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Biz kadınların mücadelesi her zaman olduğundan çok daha fazla baskıyla susturulmaya çalışılıyor. Her 25 Kasım'da olduğu gibi bu yıl da sınırları ve zamanları aşan kadın dayanışmasını ve Mirabal kardeşlerin 1960'larda Trujillo'nun diktatörlüğünün devrilmesinde yol açan direniş ve mücadelesini selamlayarak isyanımızı meydanlara taşıyacağız" denildi.

Açıklamada "Kadına yönelik şiddete son", "Yasalara dokunma uygula", "Krize, şiddete, savaşa hayır", "Kadınız varız işte buradayız", "Hayatımızdan haklarımızdan vazgeçmiyoruz", "Kadın yaşam özgürlük" sloganları atıldı. (EKMEK VE GÜL)


AYDIN

pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Aydın Kadın Dayanışma Platformu, 25 Kasım'da yoksulluğa, savaşa ve sömürüye karşı Sevgi Yolu'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını platform adına okuyan Reyhan Kılıç şunları söyledi: "Evde, işyerinde, okulda, fabrikada her yerde kadına şiddet uygulanıyor. Günde en az 20 kadın öldülüyor. Öldülen kadınların çoğu ev kendi ailesi tarafından öldürülüyor, Babası, abisi, erkek arkadaşı... Türkiye'de ve dünyada yaşanan ekonomik krizin etkileri kadın emeğinin sömürülmesini, ücretlerinin düşük olması ve  çalıştığı yerlerde tacize ve şiddete uğraması devlet eliyle işlenen şiddettir. Sermaye güçlerinin ve kapitalistlerin kendi çıkarları için savaş çıkartmaları, kadınların üzerinden sürdürdükleri pazarlıklar ise şiddeti besliyor. Bütün bu dayatmalara karşı tek çıkar yol; kadınların birlikte mücadele etmesinden geçer. Haklarımızdan, hayatlarımızdanve örgütlülüğümüzden vazgeçemiyoruz." (EKMEK VE GÜL)


BOLU

ellerinde pankart tutan kadınlar

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Bolu Kadın Platformu'nun çağrısıyla kadınlar, İzzet Baysal Anıtı'nın önünde 25 Kasım için buluştu. Yürüyüş sonrası basın açıklamasını okuyan SES Şube Eş Başkanı Bircan Öztop, iktidarın şiddet vakalarının üzerini örtmeye çalıştığını belirtirken kadın cinayetlerine dair veriler paylaştı; "2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Sadece 2022 verilerine baktığımızda bile şiddetin hedefi haline gelen kadınların sayısının arttığını görüyoruz. LGBTİ+ örgütlerinden gelen raporlar nefret söyleminin de her geçen gün arttığını gösteriyor. Ama iktidar sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor."

İktidarın tekçi ve gerici politikalarının kadınların kazanımlarını zayıflatarak onları eve mahkum ettiğini söyleyen Öztop, 6284'ün hedefe oturtulmasına dikkat çekerek, "Erkek şiddeti cezasız bırakılırken, kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor" dedi. (EKMEK VE GÜL)


SAMSUN

Samsun'da kadınlar yürüdü

Fotoğraf: Evrensel

Samsun Kadın Dayanışması eski vergi dairesi önünde toplanarak çiftlik caddesi boyunca yürüdü. Dövizleri, sloganları ve ışıklarıyla eyleme katılan kadınlar "Kadın, yaşam, özgürlük", "Jin, jiyan, azadi", "Kadınlar birlikte birlikte güçlü", "Emeğimiz bizim bedenimiz bizim sokaklar bizim geceler bizim aileniz sizin olsun" sloganları attı. Çiftlik Akbank önünde yapılan basın açıklamasında "Erkek devlet şiddetine, yoksulluğa, emek düşmanlığına, savaşlara karşı barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz şiarını yükseltiyoruz" denildi. 

Samsun’da 2023 yılında Sema Dalkalem, Zerrin Büyük, Zhala Baghırova ve Melek Baştürk'ün hayatını kaybettiğini hatırlatan kadınlar "Yaşamlarımızdan kopardıkları her kız kardeşimizin hesabını soracağız. Yine Samsun’da İlkadım Belediye Meclisinde meclis üyesi olan Hatice Çakır’a AKP ve MHP’li meclis üyeleri tarafından sözlü hakaret edildi. Kamusal alanda siyaset yaparken karşımıza çıkan bu erkek akıl İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede iptal eden aynı erkek akıldır. Biz yıllardır bu erkek akıl ile mücadele ettik etmeye de devam edeceğiz. Evde, sokakta, okulda, mecliste, karşımıza çıkan erkek egemenliğine karşı isyandayız" dedi.

"İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasa için mücadele etmeye devam edeceğiz" diyen kadınlar, artan kadın işsizliği ve yoksulluğuna da dikkat çekti: "Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, bize dayatılan kimliklerle yaşamayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Biz kadınlar tüm bu sorunlara çözüm üretecek politikaların yapılmasını, kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri ortadan kalkmasını istiyoruz. Ve kadınların eşitlik ve özgürlük sorunu çözülmeden siyasi, medeni, sosyal ve ekonomik haklara erişimden bahsedilemeyeceğinin altını özelikle çiziyoruz. Varız! Diyoruz. Vardık ve hep var olacağız. Hayatlarımıza, haklarımıza ve emeğimize sahip çıkarak savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı barışı, hayatlarımızı, ve haklarımızı savunacağız." (Samsun/EVRENSEL)


SİVAS

KESK Sivas Şubeler Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle açıklama yaptı.

Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelen KESK üyeleri sık sık "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadın yaşam özgürlük ", "Jin jiyan azadi", " Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz "sloganları attılar.

Basın açıklamasını yapan KESK Dönem Sözcüsü SES Sivas Şube Eş Başkanı Zeliha Kangal, Dünyada ve Türkiye’de sağ, muhafazakâr iktidarların, savaş ve şiddet politikalarıyla kadın kimliğine ve emeğine dönük saldırdığını belirterek, “Biz kadınların mücadelesi her zaman olduğundan çok daha fazla baskıyla susturulmaya çalışılıyor. Evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz. Erkek şiddetine dair veriler iktidarlar tarafından açıklanmıyor. Şiddet vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor. 2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Ama iktidar sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor. Dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikalar artıyor. 2010'lardan bu yana yükselişe geçen sağ popülist milliyetçi, aşırı sağcı parti ve koalisyonlarla kurulan hükümetlerin politikaları ve izledikleri siyaset, toplumsal cinsiyet karşıtlığını yaygınlaştırıyor” dedi.

"KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN TÜM BİÇİMLERİ ORTADAN KALKSIN İSTİYORUZ"

“Türkiye'deyse iktidarın gündeminde kadın işsizliği ve yoksulluğu yok. İş yerlerimiz tüm emekçiler ve özellikle kadınlar için adeta şiddetin kendisi haline geldi; taciz, mobbing ve baskıların önünü alacak ILO 190 Sayılı Sözleşme gibi uluslararası sözleşmeleri iktidar onaylama gereği duymuyor” diyen Kangal şöyle devam etti: “Bunların yanında iktidar örgütlü kadın mücadelesini hedef alan baskı, gözaltı ve tutuklamaları hız kesmeden sürdürerek, anayasal haklarımızı, toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkımızı engelleyerek de kadına yönelik şiddeti farklı biçimlerde sürdürüyor. Kürtajın ve sezaryenin hak olmaktan çıkarılması, şiddet uygulayan erkekle arabuluculuk uygulaması, boşanmayı zorlaştırma raporları, nafaka hakkına dair tartışmaları ile kadınları sistematik olarak aileye mahkûm etmeye çalışıyor. Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, bize dayatılan kimliklerle yaşamayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Bu sorunlara çözüm üretecek politikalar yapılsın, kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri ortadan kalksın istiyoruz. (EKMEK VE GÜL)


GİRESUN

Giresun Kadın Platformu yaptığı 25 Kasım açıklamasında “Savaşa karşı barışı,  şiddete karşı hayatlarımızı, yoksulluğa karşı haklarımızı savunmaya devam edeceğiz. Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi! Yaşasın kadın dayanışması” dedi.

Açıklamada “2022 yılında, Dilek Çamur, Ayşe Kılıç, Damla Çubukçu, Keramet, İrem Kostak, Sıla Şentürk, Şennur Çetin erkekler tarafından katledildi. İçinde bulunduğumuz yılda ise Giresun Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları  Eğitim ve Araştırma Hastanesinde iki sağlık emekçisi kadın acilde hasta yakınları tarafından fiziksel şiddete maruz kaldı.

AKP-MHP iktidarı sorun çözmek yerine kadın ve LGBTİ+’ ları  düşmanlaştırıyor,  kirli, nefret  dolu siyasetlerinin öznesi haline getirtiyor. Erkek egemen siyasetin politikaları kapitalizmin, milliyetçi ve tekçi ideolojilerin saldırılarına hizmet ederken eşitsizlikleri yeniden üretiyor ve erkek devlet şiddetini meşrulaştırıyor. Bu nedenle biz kadınlar, erkek devlet şiddetine karşı her alanda yürüttüğümüz mücadeleyi emek, barış ve demokrasi mücadelesinden ayrı düşünmüyor, yoksulluğa, emek düşmanlığına karşı hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz” denildi. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et