Liselilerin söyleyecek sözü var!
Müfredat değişikliği ne öğrencileri düşündükleri için ne de eğitim sistemini düzeltmek istedikleri için, istedikleri türden bir nesil yaratmak için yapılıyor.
Kaynak: Freepik
Ekin Utku YETER
Eyüp/İstanbul
Her geçen gün yapboz tahtasına dönen eğitim sistemi, 2023-2024 yılında da müfredat değişikliğiyle kapılarını araladı. AKP iktidarı boyunca evrimin müfredattan çıkarılmasından tutalım “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi kapsamında okullara imam atanmasına kadar giderek bilimsellikten uzak, gerici, piyasacı bir eğitim sistemi ve yetersiz bir müfredatla karşılaşıyoruz. Haftalık sekiz saat olan din dersine dört saat zorunlu seçmeli, dört saat de tercihe bağlı seçmeli ders ekleniyor. Müzik, Görsel Sanatlar ve Yabancı Dil dersleri kaldırılmak isteniyor. Türev, integral, limit gibi ağır görülen konular müfredattan kaldırılıyor ve Türk Dili ve Edebiyatı dersinin geçme notu 70’e çıkarılıyor. Teneffüsler de dahil olmak üzere telefonlar yasaklanıyor. Öğrenciler özürsüz olarak sayılan her bir devamsızlık günü için 1 saat sosyal sorumluluk çalışması adı altında temizlik gibi işler yapmaya zorlanıyor.
MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİ HAKİM İDEOLOJİDEN BAĞIMSIZ DEĞİL
Bu durumlar çerçevesinde ve son yapılan müfredat değişikliğiyle ilgili Alibeyköy Anadolu Lisesindeki arkadaşlarımızla konuştuk. 10. sınıftan kadın bir arkadaşımız, din dersi saatlerinin arttırılmasının tepkiyle karşılarken bu dersin zorunlu olmasının da farklı dini görüşleri olan arkadaşlarımız için saygısızlık olduğunu söyledi. Bu uygulamaların bugün Türkiye’ye hâkim olmak isteyen gerici ideolojilerden bağımsız düşünülemeyeceğini vurguladı. Müzik ve Görsel Sanatlar derslerinin kaldırılmasıyla ilgili de üniversite sınavı telaşı içerisinde nefes alıp biraz olsun rahatlayabilecekleri dersler kalmadığı için üzgün olduğunu dile getirdi. Disiplin adı altında ifade özgürlüğünün engellenmek istendiğine, okul içerisinde kendilerini ifade edecekleri ve geliştirebilecekleri alanların kurulması gerektiğine değindi. Ayrıca telefonların öğrenciler için dikkat dağıtıcı olduğunu kabul edebileceğini ama bunun yasaklanması gerektiği anlamına gelmediğini söyledi. Öğrencilerin, telefon ve bilgisayar gibi araçları sağlıklı ve verimli şekilde kullanabilmeleri için eğitilmesi gerektiğini söyledi.
“ÖĞRENİM ÖĞRENCİLERİN BİREYSEL ÇABALARINA BIRAKILIYOR”
Otobüs durağında karşılaştığımız, 11. sınıf olan erkek bir arkadaşımızsa bahsi geçen ağır konuların kaldırılmasının sıra arkadaşlarını yanıltmaması gerektiğini, bu değişimin üniversite sınavında yığılmaya sebep olabileceğinin altını çizdi. Liseli gençlerin yaşadığı sıkıntıları “Öğrenimin kendisi öğrencilerin bireysel çabalarına bırakılıyor. Bu bireysel çaba da ailelerimizin ekonomik durumuyla doğru orantılı olarak kolaylaşıyor veya zorlaşıyor” şeklinde ifade etti. Kapalı kapılar ardında yapılan bu müfredat değişikliği ne öğrencileri düşündükleri için ne de eğitim sistemini düzeltmek istedikleri için yapılıyor. Yalnızca kendi istedikleri türden bir nesil yaratma amacından kaynaklanıyor.
Tüm bunlar olurken bizlerin de gençler olarak bunların karşısında söyleyecek sözümüz var elbette. Yaratmaya çalıştığınız bu düzeni kabul etmeyeceğiz; bilimsel, demokratik bir eğitim talebimizi her gün yenileyip bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bunu birliğimizden aldığımız güçle yapacağız.