25 Kasım 2023 18:46

Burs gerçeği: Kaç liraya yeter geçinmemize?

Bir öğrencinin yaşam maliyetinin 12 bin TL’ye yükseldiği koşullarda, asgari ücretin yarısı düzeyinde bir burs, kültürel ve sportif faaliyetlerin sürdürebileceği minimum miktardır.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Feyzullah ÜNNÜ

Boğaziçi Üniversitesi

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, 2024 yılı için KYK burs ve kredilerine yapılan zammı müjdeymişçesine açıkladı. Gerçek yıllık enflasyonun %130’lara dayandığı (1) Türkiye’de burslara yapılan zammın %62,5 olarak uygulanması ekonomik krizi derinden hisseden gençlik kesimlerinin durumunu daha da zora soktu. Barınamadıkları, beslenemedikleri, sosyal ve kültürel yaşamdan dışlandıkları bir hayat yaşayan gençler; gerçeklikten uzak bu zammın açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiğini pek çok yerde dile getirdiler. Yeni dönemde Orta Vadeli Program çerçevesinde resmi enflasyon verilerini düşük tutarak ve zamları bastırarak ekonomik krizden çıkmayı planlayan iktidar, sermayeye milyarlık destekler ve vergi afları ikram ederken öğrenciyi, işçiyi ve emekçiyi krizin altında ezilmeye terk ediyor. Taraflı bulunan ve halk arasında güvensizlik duyulan TÜİK verilerinin bile yıllık enflasyonu %60 olarak gösterdiği (2) şartlarda zammın Ocak ayında yürürlüğe girdiğini de düşündüğümüzde, zamlı kredi ve bursların daha öğrencilerin eline geçmeden enflasyon karşısında eriyeceği büyük bir gerçek.

Aldığı bursun ve kredinin ay tamamlanmadan sonunu gören gençlerin en büyük harcamaları ise barınma masrafları. Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı KYK yurtlarında fiyatlar 375 TL ile 570 TL arasında değişiyor. Yıllardır, istikrarlı bir biçimde kaliteleri düşen, bakımsız ve elverişsiz koşulları sebebiyle öğrencilerin yaşamlarını tehlikeye atan bu yurtlar, insani koşullar sunmaktan oldukça uzak. Tüm bu elverişsiz koşullara rağmen yurtlara ihtiyaç duyan öğrenciler, kapasite yetersizliği nedeniyle başta büyükşehirler olmak üzere birçok ilde yurtsuzlukla da karşı karşıya kalıyor. Bu sorunla yüzleşenlerse, fahiş fiyatlı özel yurtlar, tarikat yurtları veya uçuk kiralar arasında seçim yapmak zorunda kalıyorlar. %100 ila %150 arasında zamlanan özel yurtlar ve İstanbul, Ankara gibi kimi yerlerde %200’nden fazla kirası artan evler üniversiteliler için ekonomik olarak karşılanabilecek bir imkân olmuyor. (3)

BARINMA TEK EKSİĞİMİZ DEĞİL

2023-2024 eğitim yılının başlamasıyla beraber beslenme de öğrenciler için büyüyen bir harcama kalemi olarak yer alıyor. Üniversite yemekhanesinde 3 öğün, öğün başı 15 TL’den yemek yiyen bir gencin aylık yemek masrafı en az 1350 TL’ye denk geliyor. Özel üniversitelerde ve yemekhane koşullarının bu kadar elverişli olmadığı devlet üniversitelerinde beslenme masrafının çok daha fazla olduğunu düşündüğümüzde, aslında, yemekhane ücretini karşılamak bile kolay olmayabiliyor. Fiyatlar artarken yemek kalitesinin düştüğünü de hesaba kattığımızda, yalnızca yemekhane ile yaşamımızı idame etitrmenin mümkün olmadığı konusunda fikir birliğine varabiliriz. Üstelik, son yıllarda artan hijyen sorunları ve zehirlenme vakalarıyla üniversiteliler, yemekhaneden yemek yemeye dahi çekinir hâle gelebiliyorlar. Yemekhane yemekleriyle doymayan veya hijyen sebebiyle yemek istemeyen gençler karınlarını doyurmak için alternatif yollara başvurduğunda masrafları da katlanıyor.

TEKNİK EKİPMANLARI ALAMAYANA EĞİTİM YOK

Bu iki temel harcamayı karşılayabilen gençlere bu sefer de artan okul masrafları kucak açıyor (!). Anayasa’yla korunan “ücretsiz eğitim” hakkının pratikte bir karşılığı kalmadığı şu günlerde, kitap ve kırtasiye masrafları, gençlere okula adım attıkları ilk andan itibaren yük oluyor. Resmi enflasyon rakamlarının çok ötesinde artan bu giderler, eğitimde kalmayı güçleştiriyor. Bunun yanı sıra, başta tıp ve diş hekimliği öğrencileri olmak üzere pek çok genç, derslerinde ihtiyaç duydukları teknik malzemeleri almak zorunda kalıyor ve bunları karşılayamayanlar eğitim hakkından mahrum bırakılıyor.

Bu koşullarda, çoğu genç için sosyal ve kültürel aktiviteler bir hayalden öteye geçmiyor. Gençler, ihtiyaçlarını karşılamak için güvencesiz, düşük ücretli ve ağır koşullarda çalışmak zorunda kalıyor; okul ve iş arasında gidip gelen hayatlarında başka şeylere imkân bulamıyorlar. Çalışmak zorunda olmayan veya işten vakit bulabilen gençler ise giderlerin ardından ceplerinde pek para kalmadığı için gittikçe zamlanan ve ancak burjuva sınıfının karşılayabileceği hâle getirilen kültürel aktivitelere katılma şansı bulamıyor. Gençler ucuz biletleri, kampanyalı etkinlikleri takip etseler de çoğunlukla konserleri, filmleri ve tiyatroları uzaktan takip etmekle yetiniyorlar.

BU YOKSULLUK TESADÜF DEĞİL PLANLI!

Üniversiteli ve işçi-emekçi gençleri bahsettiğimiz koşullara mahkûm eden iktidarın; esnek çalışmanın, özelleştirmenin, vergi zamlarının arttırılmasına yönelik hedeflerin yer aldığı Orta Vadeli Program ile sermayeye verilen teşvikleri ve vergi aflarını arttırdığını görüyoruz. Meclis’teki bütçe görüşmelerinde bakanlıkların bütçelerinin halka değil; sermayedarlara, cemaatlere ve yandaş vakıflara pay edildiği açıkça ortada. Hükûmet, emekçilerin maaşlarına zam yapmaktan kaçarken, şirketlerin 2024 yılında ödemesi gereken 2 trilyon TL’ye yakın vergiyi tek kalemde silmekten ise çekinmiyor. (4)  Bu bölüşüm planıyla en zenginler daha da zenginleşirken, halkın çoğunluğu her gün daha da fakirleşiyor.

İstanbul Planlama Ajansı’nın Öğrenci Yaşam Maliyeti Araştırmasına göre İstanbul’daki bir öğrencinin ortalama aylık yaşam maliyetinin 12 bin 535 TL’ye yükseldiği (5), açlık sınırının 13 bin 684’ye çıktığı (6) koşullarda burjuva devletin bir lütufmuş gibi sunduğu 2000 liralık burs/kredi kabul edilemez. Devletin tüm kaynaklarını kapitalistlerin kasalarına aktaran iktidarın KYK zammı da günümüz Türkiye’sinde gençlere insanca bir yaşam sunmamaktadır. Hakkımız olan insani koşullarda eğitim hayatımızı sürdürmek adına bir kez daha taleplerimizi dile getiriyoruz:

İhtiyacı olan herkese burs verilsin! Burslar, en az asgari ücretin yarısı olacak düzeyde arttırılsın!

Üniversitelerde beslenme, barınma ve ulaşıma yapılan zamlar durdurulsun!

Asgari ücretin yarısı, öğrencilerin geçimleri için, okurken çalışmak zorunda kalmayacakları, kültürel ve sportif faaliyetlere zaman ve para ayırabilecekleri minimum burs miktarıdır. Üniversite öğrencileri olarak bu talebimiz doğrultusunda mücadele etmeli ve sermayedar yanlısı iktidara karşı kendimizi, eğitimimizi ve haklarımızı savunmalıyız.

 

(1) https://enagrup.org/

(2) https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Tuketici-Fiyat-Endeksi-Eylul-2023-49659

(3) https://www.sozcu.com.tr/2023/ekonomi/ozel-yurt-fiyatlari-yuzde-100un-uzerinde-zamlandi-7776626/

(4) https://www.evrensel.net/haber/502450/sermayeye-8-trilyon-liralik-vergi-affi

(5) https://www.diken.com.tr/istanbul-planlama-ajansi-universite-ogrencilerinin-yasam-maliyeti-asgari-ucreti-gecti/

(6) https://l24.im/ms6Shik

ÖNCEKİ HABER

Halkının emrinde bir şair: Enver Gökçe

SONRAKİ HABER

İntihara azmettirenlerin suçu ne olacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa