Nazmi Gür: Kobane iddianamesi 8 günde nasıl kabul edildi?
Kobane davasında savunma yapan Kürt siyasetçi Nazmi Gür, kendi içinde tutarsızlıklar ve usulsüzlükler içeren 1530 sayfalık iddianamenin 8 günde nasıl incelenerek kabul edildiğini sordu.
Fotoğraf: Evrensel
IŞİD'in Kobane’ye yönelik saldırılarına karşısı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek 18’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobane davasının 43’üncü duruşmasının ikinci oturumu görüldü.
Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmada savunma yapan Kürt siyasetçi Nazmi Gür, kendi içinde tutarsızlıklar ve usulsüzlükler içeren 1530 sayfalık iddianamenin 8 günde nasıl incelenerek kabul edildiğini sordu.
"İDDİANAME HUKUK DIŞI YOLLARLA HAZIRLANDI"
Hukuk dışı yollarla, siyasi iktidarın amaçlarına uygun bir iddianame hazırlandığını söyleyen Nazmi Gür, “Mükerrer soruşturmalarla soruşturma genişletilmiş, yeni suçlar isnat edilmiş ve tutukluğumuz bir algı operasyonu eşliğinde hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirilmiştir" dedi.
AİHM'nin Demirtaş kararı için "Tarihi ve hukuk dersi veren, bu yargılamayı doğrudan ilgilendiren önemli hukuk değerlendirmeleri yapmıştır" diyen Gür, "Daha sonra Figen Yüksekdağ kararı da bu durumu bir kez daha teyit etmiştir. Sayın Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere bu dosyada tutuklu yargılanan tüm HDP’li siyasetçi arkadaşlarım yönünden bu tutuklamaların AİHM ve uluslararası hukuk normlarının açık ihlali olduğu bu iki dosya ile kanıtlanmıştır" ifadelerini kullandı.
Gür ayrıca "Bu kararlar Türkiye'nin de taraf olduğu AİHS’nin 46. maddesine atıfla bağlayıcı niteliğini ortaya koymaktadır. Bu madde AİHM kararlarının tüm üyeleri için bağlayıcı olduğunu düzenlemektedir. Nitekim anayasanın 90’ıncı maddesinde emredici bir hüküm olarak AİHM kararına uyulması düzenlenmektedir” dedi.
"HUKUKEN VE FİZİKİ OLARAK MÜMKÜN DEĞİL"
1530 sayfa ve 324 klasör "delil" bulunan iddianamenin 30 Aralık 2020 tarihinde hazırlandığını ve Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7 Ocak 2021 günü kabul edildiğini hatırlatan Gür, “Bu kabul kararının hukuken ve fiziki olarak mümkün olmayacağını hem arkadaşlarımız ve hem avukatlarımız dile getirmiştir. İddianame ve ekler okunmadan iddianame kabul edilmiştir" dedi.
Bu durumun "silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama" ilkesine aykırı olduğunu söyleyen Gür, "İddianame ve esas hakkındaki mütalaa kendi içinde tutarsızlıklar ve usulsüzlüklerle tanzim edilmiştir. Mahkeme tarafından iade edilmesi gerekirken yargılama başlamış, halen tutuklu olarak katıldığım duruşmada sorgumu vermeden önce CMK tarafından emredici usul hükümleriyle donatılan mahkemenin bu usul hükümlerini uygulamadığı pek çok uygulaması olmuştur ve halihazırda bu pratik devam etmektedir” diye ifade etti.
Gür, iddianamede yer alan “legal görünümlü illegal parti” ibaresine de tepki gösterdi. "HDP kurulduğundan bugüne legal ve demokratik siyaseti esas alan bir partidir" dedi. Gür ayrıca “HDP halk desteğini artırdıkça Türkiye'deki demokrasi ve barış düşmanı odaklar da harekete geçti. İnsan hakları yerine güvenlikçi politikalar dayatıldı. Bu politikaların sonucu olarak bizler burada yargılanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Duruşma yarın saat 10.00’da Gür’ün savunmasıyla devam edecek. (MA)