Sivil itaatsizlikten süresiz greve
Mısır’da, Süveyş Kanalı’nda bulunan liman kenti Port Said’de hayatı durduran, Mursi Hükümeti karşıtı grev ve gösteriler ikinci haftasını da geride bıraktı. Bu sürede tek bir geminin bile yanaşamadığı liman hâlâ kapalı, öğretmenlerin çoğu grevde olduğu için okullarda dersler yapılmıyor, kamu kurumlar
SEÇİMLERİ BOYKOT TALEBİ ÖNE ÇIKIYOR
1 Şubat 2012’de meydana gelen Port Said Stadyumunda iki rakip takımın taraftarların çatışmasıyla başlayan ve 79 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayların yıldönümünde yapılan eylemde, kolluk kuvvetlenin müdahalesiyle 40 kişi yaşamını yitirmişti. Bu tarihten itibaren suların durmadığı 750 bin nüfuslu Port Said’de, “sivil itaatsizlik” olarak başlayan hareketlenme süresiz grevlere dönüştü. Mursi hükümeti karşıtı eylemler, muhalif siyasi örgütlerin de desteği ile giderek büyüyor. Milyar dolarlık ithalat ve ihracatın yapıldığı Doğu Limanı gemilere tamamen kapalı. Tersane ve gümrük büroları da çalışmıyor. Dükkan ve mağazaların çoğu da günde sadece birkaç saat kepenk açıyorlar. Gazeteler, Port Said’deki grevlerin Mursi Hükümetini ve Müslüman Kardeşleri, “Bugüne kadar hiçbir eylemin sarsmadığı kadar” sarstığını yazıyor, eylemler doğrudan ekonomiye darbe vuruyor. Gösterilerde nisanda yapılacak parlamento seçimlerini boykot talebi giderek daha fazla kabul görüyor.
‘EYLEMLER YENİ BİR AYAKLANMAYA DÖNÜŞMELİ’
2011 hareketi liderlerinden Ziad el-Oleimi, Port Said grevlerinin Mursi muhaliflerini, yeni bir ayaklanmanın nasıl hayata geçirileceği konusunda tartışmaya zorladığını belirtiyor. “Halkın eylemlerini görmezden gelen bir hükümetle karşı karşıyayız. Devrim, taktiklerini geliştirmeli. Grevler ve sivil itaatsizlik eylemleri hükümetin yönetme kabiliyetine zarar verecek önemde. Port Said’teki gelişmeler yeni bir alan açtı ve halka daha önce denemedikleri bir yol daha olduğunu gösterdi” diyor. 36 yaşındaki Öğretmen Siham Saleh de grev yapanlar arasında ve kentte meclis seçimlerinin yapılamasına izin vermeyeceklerini söylüyor. 25 yaşındaki Bilgisayar Mühendisi Muhammed Youssry, “En azından medya ambargosu kalktı, artık insanlar bizi görüyor” diyor. Domietta’da “ödemiyorum” kampanyası başlatıldığını, halka faturaların ve vergilerin ödenmemesi çağrısı yapıldığını aktarıyor 6 Nisan Gençlik Hareketi Üyesi Rehab El-Naasan.
KENT SINIRLARINI AŞTI
Mursi grevcileri “haydutluk” ve “yasa dışılık”la suçlasa da, Port Said’deki “sivil itaatsizlik” kampanyası kendi sınırlarını aşmış görünüyor. Nil Deltası’ndaki çeşitli kentlerde grevlerin baş göstermiş. Örneğin Mansura’da geçtiğimiz hafta göstericiler, hükümet ofisi çalışanlarını greve çıkmaya ikna ettiler, fakat bazı Müslüman Kardeşler yanlıları, oturma eylemlerine saldırdı, göstericiler yaralandı. Ardından polis müdahalesi geldi ve göstericilerle kolluk kuvvetleri arasındaki çatışmalar hafta boyunca devam etti. Kahire’nin doğusundaki Süveyş Kanalı’nda bulunan Ain Sukhna’da da işçiler kısa dönemli iş sözleşmeleri nedeniyle yönetimi protesto etti. Boş konteynerlerde geceleyen 1200 grevci liman işçisinin talebi kadrolu, güvenceli işti. Buradaki grev sırasında devletin günde 2 milyon dolar zarar ettiği belirtiliyor. Ayda 500 dolar kazanabilen iki çocuk babası Mahmud Mustafa, “Daha fazla para istemiyorum” diyor: “Tek istediğim kendim ve ailem için istikrar.”
‘DEVRİM’ ÖNCESİ VE SONRASI
Mısırlı emekçilerinin hareketlenmesi 2004 yılında, Mısır’ın serbest pazar merkezli ekonomik politikalara ağırlık vermesiyle yükselmeye başladı. Devlet kurumları özel şirketlere satıldı. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2011 raporuna göre, 2003-2008 yılları arasında kamu sektöründe 270 bin çalışan işinden oldu. Sendika liderleri işçi ve emekçi hakları bakımından Mursi’nin Mübarek’ten hiçbir farkı olmadığı noktasında hem fikir.
Mısır’da 2000’li yıllarda yükselen ve yüzlerce grevle ilerleyen emek hareketi Mübarek’in devrilmesinden sonra da geri adım atmadı. Başarılı grevler, etkili eylemler örgütlendi, ancak Mısır işçi hareketindeki büyük bölünmüşlük, siyasi iktidara kalıcı darbe vuracak güce kavuşması önündeki en önemli engel olarak gösteriliyor. Mübarek’in düşünü getiren ayaklanma sırasında 1000 kadar bağımsız sendika ortaya çıkmış. Bunların çoğunun ya Mısır Sendikalar Federasyonu (EFITU) ya da Mısır Sendika Merkezine bağlı (CTUWS) Demokratik Emek Kongresi ile ilişkisi var. Çok sayıda sendika ise EFITU’dan koparak oluşturulmuş. EFITU ise, devletin yasal olarak tanıdığı tek sendika. Her ne kadar Mursi, 2012 kasım ayında EFITU’yu ele geçirebilmek için yönetim kadrosunu zorla emekli etmeye, yerlerine Müslüman Kardeşler üyesi sendikacıları atamaya çalışsa da başarılı olamamış. MURSİ DÖNEMİ GREVLERİ Mısır’da sadece 2011 yılında 1400 iş bırakma eylemi yapıldı. Mısır Ekonomik ve Sosyal Haklar Merkezinin verilerine göre 2012 yılında ise çoğunluğunu emekçilerin örgütlediği, ekonomik ve sosyal talepli 3 bin 400 eylem gerçekleştirildi. Bu sayının, 2000’li yılların tamamında gerçekleştirilen emekçi eylemlerinin neredeyse 5 katı olduğu ve eylemlerin 2 bin 400’ünün Mursi’nin devlet başkanlığı döneminde yapıldığını belirtmekte fayda var. 15-22 Aralık 2012 tarihlerinde, Mursi’nin “anayasa reformu” için yapılan referandumlar arasında ise 3 büyük stratejik sanayi işletmesinde grevler yapıldı, ikisinde işçilerin talepleri hemen karşılandı. Giza’da bulunan kamuya ait Doğu Tütün Şirketi isimli sigara fabrikasının 13 bin işçisi, kesilen ikramiyeleri için grev yaptılar ve kazandılar. Ayrıca şirketin Mübarek yanlısı CEO’sunun da yolsuzlukları nedeniyle işten atılmasını istediler, hükümet CEO hakkında soruşturma yapılması emrini verdi ve görevden uzaklaştırdı. Bir başka kamu işletmesi olan Mısır Alüminyum’un 8 bin işçisi de yine kesilen ikramiyelerine yeniden kavuştular. Mısır’daki muhalif ‘Ulusal Kurtuluş Cephesi’ lideri Hamdin Sabbahi, açıklamada kendisi gibi diğer önde gelen muhalif aydın Muhammed El-Baradey’in ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Kahire’de görüşme teklifini reddettiklerini söyledi. H. Sabbahi yerel bir televizyon kanalında konuşurken şunları söyledi: “ABD tarafından bir baskının kabul edilemez olduğunun anlaşılmasını istiyoruz.” Hafta içinde yapılan açıklamada ABD Dışişleri yetkilisi Patrick Wentrell, Mısır’daki bütün politik güçlerin parlamento seçimlerine katılmaları çağrısında bulunmuştu. Ancak birçok Mısır muhalefet grubu nisan sonunda yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme niyetinde olduklarını açıkladı. Muhalifler kendi görüşleri alınmadan geçtiğimiz günlerde çıkarılan seçim kanununu protesto etmek amacıyla seçimleri boykot edeceklerini açıklıyorlar. (DIŞ HABERLER)