30 Kasım 2023 05:05

Özak Tekstil direnişinden notlar: Kadın işçilerin haysiyet mücadelesi

Hem ekonomik hem duygusal destek, haysiyet ve insanlık mücadelesi veren kadınlar için çok hayati. Elimizden geleni yapalım. Çünkü Özak Tekstil işçisi kadınlar ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar.

Sevda Karaca, Özak Tekstil işçileriyle birlikte | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sevda KARACA
EMEP Gaziantep Milletvekili

Özak Tekstil, yıllardır teşvik üstüne teşvik alarak büyürken, fabrikanın patronu namlı markalara yaptığı üretimle zenginleşirken, fabrikada çalışan işçilerin hayatı her gün daha da kötüleşmiş. Özellikle de kadın işçilerin hayatı, adeta karabasana dönüşmüş.

Özak Tekstil işçilerinin Öz İplik-İş Sendikasından istifa ederek Birleşik Tekstil ve Dokuma İşçileri Sendikası BİRTEK-SEN’e üye olması üzerine fabrikada sarı sendika ve patron iş birliği ile yoğunlaşan baskı ve şiddet, haysiyet kırıcı muamelenin arşa varması işçilerin canına tak etmiş. Bir kadın işçinin işten atılması bardağı taşıran son damla olunca, sendikalı işçiler soluğu fabrika önünde almışlar. Direnişin ikinci gününde işçilerle beraberdim. Kadın işçilerle ayrıca bir buluşma da yaptık. Anlattıkları; bu ülkede kadın işçilere reva görülen eziyet düzenini faş ediyor. 

BANT BAŞINDA AĞLATAN, YORGUNLUKTAN UYUTMAYAN KOŞULLAR 

Paketleme bölümünde kadınlar günde bazen 12-14 saat çalıştırıldıklarını, içinden her gün kurt, böcek, kıl, hatta tel çıkan yemekleri iğrene iğrene yemek zorunda kaldıklarını, amirlerinden ve Öz İplik-İş tarafından atanan sendika temsilcisinden sürekli hakaret işittikleri için ağlaya ağlaya çalışmak zorunda bırakıldıklarını, gecenin bir yarısı işten çıktıklarında servisin onları evlerine bırakmak yerine cadde ortasında atıverdiğini, köpeklerle dolu sokakta birbirlerine sığınarak eve varmaya çalıştıklarını, birkaç saatlik uykudan sonra yine işe, yani hakaretin, küfrün, tehdidin bininin bir para olduğu, emeğin de değerinin olmadığı yere ayaklarını sürüye sürüye gittiklerini anlatıyorlar bir çırpıda. Biri bir cümle kuruyor, diğeri tamamlıyor. Birinin anlattığı diğerinin sözüyle tamamlanıyor, işte şöyle bir tablo çıkıyor ortaya: 

“Bu Urfa’yı sel götürdü, deprem götürdü, biz gözümüz arkada kala kala burada çalıştırıldık. Servis arabamızı sel aldı, işe gelemiyoruz diye hakarete uğradık. Çoluk çocuğumuz depremde çadırda kaldı, biz burada yine paketleme yaptık. Bizim burada adımız yok, salak var, geri zekalı var, ahmak var, ağzımıza alamadığımız türlü türlü ad var ama adımız yok onlara göre. Güya dindar bir işveren ama biz burada ‘Sizin bu aptallıkla yediğiniz ekmek haram, aldığınız parayı götürüp camiye verseniz, sizin günahlarınız azalmaz’ sözlerini duyuyoruz. Kafa tutacak olsak, üstümüze atılacak iftiralarla bizi babamıza, eşimize şikayet etmekle tehdit ediyorlardı. Yorgunluktan işe gelemeyecek, gelsek de kolumuzu kaldıramayacak noktaya geliyorduk, bayılan arkadaşlarımız oluyordu. Doktora bile çıkarmıyorlardı. ‘Götürün, mescide yatırın, yarım saat sonra kalksın’ diyorlardı. Bir arkadaşımıza edilen hakarete ses çıkaracak olsak, ses çıkaranları tek tek odaya çekip tehdit ediyorlardı. Öz İplik-İş Sendikasının başımıza bela ettiği işçi temsilcisi kendisini burada patrondan öte patron görüyor. 'Sizi asarım, keserim, canınıza okurum, belanız olurum’ demeden laf etmiyor bize. Kendi aramızda bir temsilci seçtik, hakaretlere iftiralara tehditlere katlanamadığımızı, buna artık bir son vermesini söyledik, bize kapıyı gösterdi, ‘Bana kafa tutarsanız bir kuruş tazminat almadan kendinizi kapının önünde bulursunuz’ diye tehdit etti bizi. Biz bu direnişe insan olduğumuzu hissetmek için çıktık. Haysiyetimiz, onurumuz için çıktık...”

DİRENİŞTE OLMAK BU KOŞULLARDA ÇALIŞMAKTAN ZOR DEĞİL

Fabrikada bu koşullara, direnişe rağmen halen çalışan kadın işçiler var, sebebini ise şöyle anlatıyor direnişteki kadınlar: “Çoğunun çocuğu var, bakmak zorunda oldukları insanlar var. Bazısı da bize küfür hakaret eden Öz İplik-İş temsilcisinin eşi dostu. Kimisi de çok borç altında, işten atılırsa baş edemem diye düşünüyor...”

Kadınlar, çocuk yaştan itibaren çalıştıkları bu eziyet fabrikasında bu koşullara katlanarak çalışmanın, direnişte olmaktan daha zor olduğunu söylüyorlar. “Şimdi iki gündür hiç değilse insan gibi sohbet ediyoruz, fabrika bahçesinde de olsa geziyoruz” diyorlar. 

Fabrikada çalışan kadınlara iletilmek üzere kadın işçilerle bir video mesaj çekiyoruz sohbetimizin ardından. Fabrikada çalışmak zorunda kalan işçileri de bu direnişe kazanmanın öneminin farkında kadınlar. 

EŞ, DOST, AKRABA DUYSUN!

Erkek işçilere göre kadın işçilerin direnişe çıkmasının ve direnişte kalmasının zorluklarını ve bu zorluklarla nasıl baş edebileceğimizi konuşuyoruz. Baba, ana, ağabey, kardeş, akraba, eş dostun baskılarını erkek işçilere göre daha çok yaşayan kadınlar, onurlarını, gururlarını kıran bu çalışma ortamından ailelerine daha önce pek bahsetmediklerini, şimdi direnişte kalmaları konusunda eğer bir zorluk çıkarırlarsa bunları anlatmak gerektiğini konuşuyorlar. 

YAKINDA BİR MEKTUBUNUZ GELECEK

Bütün bu korkunç koşulları başka fabrikalarda başka kadın işçilerin de yaşadığını konuşuyoruz. Bu yaşadıklarını anlatmanın öneminden bahsediyoruz. Kadınlara, ailelerine, Urfa halkına, başka şehirlerdeki kadın işçilere yaşadıkları zorlukları, eziyetleri ve direnişe çıkma nedenlerini anlattıkları bir mektup yazmaya karar veriyorlar. Tek tek öne çıkmak zor ama nasıl direnişe hep beraber çıkmak onlara güç vermişse, bu mektubu da hep birlikte kaleme alıp “Özak Tekstil direnişçisi kadınlar” imzasıyla paylaşarak direnişlerine destek istemenin de o kadar güçlü hissettireceği konusunda anlaşıyorlar.

Yakında bir mektubunuz olacak yani... Sizden kadınlara yalnız olmadıklarını hissettirecek direnişe destek cevabı bekleyen bir mektup olacak bu... 

Şimdiden ülkenin dört bir yanındaki kadınlara çağrımız olsun, direnişe destek mesajlarını hazır edin! 

İşçilerin kararlı duruşu devam ettikçe, patronun direnişi kırmak için yapacağı hamleler sertleşecek. Hem ekonomik hem duygusal destek, haysiyet ve insanlık mücadelesi veren kadınlar için çok hayati. Elimizden geleni yapalım. Çünkü Özak Tekstil işçisi kadınlar, ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar; birleşiyor, dayanışmayla ayakta kalıyor, mücadele ediyor, direniyorlar! 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İngiltere'de Nottingham Belediyesi iflas ettiğini duyurdu

SONRAKİ HABER

İsrail ordusu Gazze Şeridi’ndeki “insanı aranın” uzatıldığını duyurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa