30 Kasım 2023 10:22
Son Güncellenme Tarihi: 30 Kasım 2023 14:57

10 Ekim Ankara Katliamı Davası: Yeni mahkeme heyeti de bütün talepleri reddetti

10 Ekim Ankara Katliamı'nın firari sanıklar yönünden ayrılan dosyasının duruşması görüldü. Emniyetin ihmallerinin yer aldığı sansürlü teftiş raporu gündemdeydi. Mahkeme tüm talepleri reddetti.

Arşiv fotoğraf: Evrensel

Paylaş

10 Ekim Ankara Katliamı davasında Emniyetin ihmallerinin yer aldığı teftiş kurulu raporu gündemdeydi. Emniyet tarafından sansürlenerek mahkemeye sunulan raporda, katliamda ihmali bulunan yetkililere, sadece "görevi savsaklama" suçundan kınama cezası istendiği ortaya çıktı. Duruşmada avukatlar yeni mahkeme heyetine katliamı ve ihmalleri anlattı. Faillerin, katliamın önlenmesine dair ihmalleri olan yetkililerin ortaya çıkarılıp yargılanması yönünde taleplerini yineledi. Mahkeme tüm talepleri reddederek duruşmayı erteledi.

DURUŞMA GERGİNLİKLE BAŞLADI

10 Ekim Ankara Katliamı'nın firari sanıkları yönünden ayrılan dosyasındaki 22’nci duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşma mahkeme heyetinin son anda yaptığı yer değişikliği nedeniyle gerginlikle başladı. Daha önce eski 11. Ağır Ceza Mahkemesi Duruşma Salonu'nda görüleceği açıklanan duruşma, 5. kat 24 sayılı E salonuna alındı. Mahkeme heyeti, kendileri içeri girene kadar avukatların girmesine izin vermedi.

Bu celsede 2015 senesinin eylül ayında Suriye'den canlı bomba olmak üzere Türkiye'ye gönderilen Erol Sayanoğlu'nun tanıklık yapması bekleniyordu. Ancak Sayanoğlu duruşmaya katılmadı. Duruşmaya, avukatların beyanları ile başlandı. Avukatlar geçen celse değişen ve verdikleri ara kararlarla dava dosyasına dair bilgilerinin sınırlı olmakla eleştirdikleri mahkeme heyetine 10 Ekim Ankara Gar Katliamını ve katliamla ilgili açığa çıkan gerçekleri anlatıyor.

"EMNİYET VE BAKANLIK KİMİ KORUYOR, NEYİ GİZLİYOR?"

Avukat komisyonu dün, katliama ilişkin kamu görevlilerinin ihmalini ortaya koyan Mülkiye Müfettişliği Teftiş Kurulu raporlarının dava dosyasına bazı sayfaları silinerek gönderildiğini açıklamıştı. Avukatlar, raporun daha önce defalarca kez dava dosyasına eklenmesi için talepte bulunmuş; Emniyet Genel Müdürlüğü bu talebi reddetmişti. Ret kararına karşı 10 Ekim Ankara Katliamı Avukat Komisyonu tarafından açılan davada Ankara 11. İdare Mahkemesi raporların tümünün komisyona verilmesine karar vermişti. Mahkeme kararının uygulanması için avukatlar tarafından yapılan son başvuruda ise Emniyet Genel Müdürlüğü raporu; bazı bölümlerini ve eklerini önemli ölçüde sansürleyerek ve hatta bazı sayfaları silerek dosyaya ilettiği ortaya çıktı.

Sansürlenen bu disiplin ve araştırma raporlarına göre, katliamda kritik rolleri olan faillerin telefonlarının dinlendiği, gelen istihbaratlar gizlendiğinin anlaşıldığını belirten avukatlar davadan delil gizleyen Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığının kimi koruduğu, neyi gizlediklerinin açığa çıkması gerektiğini ifade etti. Avukatlar, mahkeme heyetinden sansürlenen belgelerle korunan faillerin açığa çıkarılmasını talep etti.

"EMNİYET HERKESİN AKLINA GELEBİLECEK TEDBİRLERİ BİLE ALMADI"

Avukat İlke Işık, katliamla ilgili bariz ihmallerden bahsederek "Bu önlemlerin her biri hayatiydi ama önlem alınmadı. Suruç Katliamı yaşanmışken, Ankara için istihbarat gelmişken nasıl sadece rutin bir önlem alınabilir. Ankara Garı önündeki toplanma düzenine nasıl bir arama tedbiri koymazsınız. Tertip komitesiyle nasıl bilgi paylaşmazsınız... İşte herkesin aklına gelen sorular ve bunların hiçbirini yapmayan Ankara Emniyet Müdürlüğü" dedi. Av. Işık, "İstihbarat başkanları, 'IŞİD HDP'yi hedef alan bir örgüt olduğu için ve mitingi düzenleyenler arasında HDP olmadığı için mitingin IŞİD tarafından hedef alınmayacağını düşündük' diyorlar. Tedbir almamaya kılıf uyduruyorlar" diye konuştu.

AĞIR İHMALİ BULUNAN EMNİYET AMİRLERİ "SAVSAKLAMA" SUÇUNDAN KINANMIŞ!

Raporun sansürlenerek gönderilmesine ilişkin beyanda bulunan avukatlar, miting planlamasından sorumlu emniyet görevlileri için görevi "savsakladıkları" için "kınama" cezası verildiğinin görüldüğünü belirtti. "Türkiye'nin en büyük katliamına sebep olmuş ihmalleri 'savsaklama' olarak niteleyip, karşılığında yalnızca 'kınama' cezası vermişler" diyerek tepki gösterdi.

Teftiş raporuna göre, 14 Eylül 2015'te Ankara Emniyetine gelen istihbaratta "IŞİD'in miting gibi kalabalık yerlerde birden fazla bombalı eylemde bulunmasını bekliyoruz" denildiğini belirten Av. İlke Işık, müfettişlerin katliamdan sonra istihbaratta bulunan kişiyi de bulduklarını, istihbaratı alan kişinin bilgiyi önemsemeyerek emniyetin gerekli kademelerine ulaştırmadığının saptandığını belirtti. Bu kişinin ifadesine bakıldığında Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Müdürlüğünde amir olduğunun saptandığını belirten Av. İlke Işık, bu emniyet amirinin aynı zamanda "savsaklama" suçundan "kınanmış" kişiler arasında olduğunu ifade etti.

Av. İlke Işık, "Bu kişi istihbaratı gizliyor, ekranında kalıyor, iletmemesine kılıf uyduruyor ve yetmiyor aynı zamanda bu katliam soruşturmasını da bu kişi yürütüyor" diyerek olayın soruşturma sürecindeki ihmalleri de anlattı. Müfettişlerin 13 Ekim günündeki inceleme raporlarında soruşturma yürüten bu yetkililerin hemen görevlerinin değişmesi gerektiğinin belirtildiğini vurgulayan Av. İlke Işık, bu değişiklik yapılmayarak katliamda sorumluluğu bulunan kişilerin korunduğunu ifade etti.

"BU YARGI PRATİĞİNİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR"

Av. İlke Işık şöyle devam etti: "Mahkeme heyeti dosyaya giren birtakım delilleri avukatlarla paylaşmaktan kaçınıyor. Geçtiğimiz celse heyet, bazı taleplerimizi reddererken hukuk bilmez şekilde "daha önceden karar verildiği" gerekçesini sunmuştu. Oysa ki tek gerekçe heyetin dosyayı bilmemesiydi. Bugün aynı zamanda İstanbul'da, 10 Ekim Katliamı'nı protesto ettikleri için avukatlar yargılanıyor. Ancak katliama yol veren kamu görevlileri yargılanmıyor! Kafa kesen IŞİD'liler tahliye ediliyor, katliamı protesto edenler cezalandırılıyor. Bu yargı pratiğinin değişmesi gerekiyor. Heyete, 8 yıldır talep ettiğimiz ancak reddedilen taleplerimizi yineliyoruz. Bu katliamın aydınlatılmasında atılması gereken adımları atmaya karşı koyan yargı mekanizmasının sorumluluklarını hatırlatıyoruz."

Mahkeme ara karar değerlendirmeleri için duruşmaya 14.30'a kadar ara verdi.

TÜM TALEPLER REDDEDİLDİ, DAVA 26 ŞUBAT'A ERTELENDİ

Duruşmanın tekrar başlamasını ardından ara kararını açıklayan mahkeme, bütün anlatılanlara karşın avukatların tüm taleplerini reddetti. Mahkeme, duruşmayı 26 Şubat saat 10.00'a erteledi.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA “NEYİ GİZLİYORSUNUZ? KİMİ KORUYORSUNUZ?​”

Avukat İlke Işık, mahkemede; Ankara Emniyetinin almadığı önlemleri, 10 Ekim mitingi için yapmadığı işlemleri ortaya koyan teftiş raporuna, yeni düzenlenmiş disiplin ve araştırma raporlarına ulaşma çabalarını anlattıklarını söyledi. Işık, aslında dosyanın bir parçası olması gereken bu raporlara mahkemenin kendisinin ulaşması gerektiğini ifade etti.

Emniyet tarafından mahkemeye pek çok sayfası sansürlenerek gönderilen teftiş raporuna değinen Işık şunları söyledi: “Ankara Emniyeti, Emniyet Genel Müdürlüğü, kendi kafasına göre sansürleyerek bize bilgi gönderdi. Sildi, çıkardı, yok etti, gizledi… Şimdi sekiz yıldır şu soruyu soruyoruz. Bu katliamın gerçek sorumlularının yargılanmaması için çaba harcanıyor ve bir şeyler gizleniyor, birileri korunuyor. Bize sansürlenerek gönderilen bu belgeler, çıkarılan isimler, yok sayılan bölümler, takip edilen bu katliamın failleriyle ilgili kişilerle ilgili çıkarılan belgeler… Neyi gizliyorsunuz? Kimi koruyorsunuz?​”

“Sekizinci yılda hâlâ gizli kalması gereken ne var, bu dosyada hiçbir şey yok” diyen Av. Işık, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin de yapması gereken, tüm sorumluları ortaya çıkarmak için bu belgeleri istemesi olduğunu ifade etti.

İhmalleri tespit edilen Emniyet yetkililerinin sadece kınama cezası ile ödüllendirildiklerini söyleyen Av. İlke Işık şöyle devam etti: “Ayrıca görevi savsaklama sebebiyle kınama cezası verilen bir toplam var. Bunu da bugün mahkemede ifade etmiş olduk. Disiplin cezası almış Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlileri görevi savsaklamaktan ceza almışlar. Kınama cezası vermişler. O kınama cezası, 103 insanın hayatına mal olan bir katliamla ilgili. Beş yüz insanın yaralanması ve bütün ülkenin kaderini değiştiren bir günle ilgili. ‘Görevi savsaklamışsın’ deyip ‘sizi kınıyoruz’ denilen bir pratik var önümüzde. Bütün bunlarla mücadele ediyoruz, mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Dün sansürlenen teftiş raporuna ilişkin açıklama yapan 10 Ekim Ankara Katliamı Avukat Komisyonu, "Gerçekler ayıklanamaz" diyerek raporu sansürleyerek gönderen Emniyet Genel Müdürlüğüne tepki göstermişti.

Davanın 8 Eylül'de görülen önceki duruşmasında ise IŞİD itirafçısının “canlı bomba emiri” dediği Muhammed Cengiz Dayan’ın katliamdaki sorumluluğu nedeniyle hakkında başlatılan yeni soruşturmaya rağmen tahliye edildiği ortaya çıkmıştı. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklandı: Kâr, faiz, rant kazandı!

SONRAKİ HABER

Özak Tekstil'de işçilerin talepleri kabul edilmedi, direniş sürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa