01 Aralık 2023 11:25

TTB Merkez Konseyi üyeleri görevden alındı; şimdi ne olacak?

TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasının ardından süreç nasıl işleyecek? Avukat Songül Beydilli 5 soruda anlattı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

TTB Merkez Konseyinin görevden alınması talebiyle görülen davada, üyelerin görevden alınmasına karar verildi. Peki bundan sonra süreç nasıl işleyecek? Avukat Songül Beydilli 5 soruda anlattı:

Karar hukuka uygun mu?

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı’nın gözaltına alınması sonrasında; “6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu’nun ‘Amaçları dışında faaliyet gösteren Türk Tabipleri Birliğinin merkez ve tabip odalarındaki sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sağlık Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine…’ şeklindeki Ek 2. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince; TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı’nın, Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı görevine son verilmesine, aynı maddenin 3. Fıkrasında düzenlenen usulle yerine yeni merkez konseyi başkanı seçilmesine karar verilmesi” talebi ile açılan davada karar veren Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, yalnızca Merkez Konseyi Başkanı  Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın değil; TTB  Merkez Konseyi’nin görevlerine son verilmesine, ayrıca, görevlerine son verilen organları  seçecek TTB Büyük Kongresini  toplamak üzere ; Büyük Kongre temsilcileri arasından beş kişinin atanmasına karar verdi.

Bu davada TTB başkanının adli tıp uzmanı sıfatı ile, şahsen yaptığı bilimsel açıklama yani mesleki-bilimsel faaliyeti hukuka aykırı biçimde, suç konusu yapıldı. Diğer yandan, Ficancı’nın, bilimsel düşünce açıklamasından ibaret bir fiili; merkez konseyine atfedilecek bir fiil bulunmadığı halde, TTB Merkez Konseyinin amaç dışı faaliyeti olarak değerlendirildi. Hal böyle iken, TTB Merkez Konseyinin görevden alınması kararı, açıkça hukuka, usule aykırı olduğu gibi; bilimsel- mesleki faaliyetin serbestçe-özgürce yürütülmesine ilişkin ulusal ve uluslararası kuralların da ihlali niteliğindedir. Ayrıca, düşünce ve ifade özgürlüğü yok sayılmıştır.

Bu sürecin, TTB Merkez Konseyi Başkanının açıklamasının içeriğinden bağımsız olarak -bir hekim ve bilim insanı olarak ve kendi adına yapmış olduğu bir açıklama nedeniyle- üstelik kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit bir suç bulunmadığı halde; Cumhurbaşkanının açıklamalarının ardından başlatılmış olduğu ve hukuka aykırı olarak, TTB Büyük Kongre delegelerinin iradesi ile seçilmiş olan TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınmasına karar verilmesi; açıkça hekimlerin iradesinin çiğnenmesi ve iktidarın, meslek örgütünün bağımsızlığına müdahale  niteliğindedir.

Davanın dayandığı 6023 sayılı kanun ile ilgili bir sorun var mıdır?

Siyasi iktidarın, Türk Tabipler Birliğinin iç işleyişine müdahalesine olanak sağlayan 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu antidemokratiktir. Nitekim, kanunda Sağlık Bakanlığına TTB ve Tabip Odaları üzerinde idari ve mali yönden denetim ve gözetim hakkı tanınmış olup; Sağlık Bakanlığının bu kanun uyarınca Birlik organlarının karar ve işlemleri hakkındaki tasarruflarına, Birliğin görevli organları tarafından uyulması zorunlu hale getirilmiştir. “Bakanlık tasarruflarını, yerine getirmeyen veya eski kararda direnme niteliğinde yeni bir karar veren ya da Kanunun zorunlu kıldığı işlemleri Bakanlığın uyarısına rağmen yerine getirmeyen Birlik organları hakkında da; görevden alma işlemi yapılabileceği” düzenlenmiştir. Kanun bu yönü ile, hekimlerin mesleki bağımsızlığını ve örgütlenme özgürlüğünü ihlal etmektedir.

Atanan 5 kişinin görevi ne olacak?

Atanmasına karar verilen kişiler, esasen yalnızca TTB’yi seçime götürmekle değil, aynı zamanda, görevlerine son verilen organlar gibi yönetmekle görevli ve yetkili olacaktır. Yani, yeni yönetim seçilene kadar, TTB’yi bu sürede yönetecek kayyum yetkisine haiz olacaklardır.

Her ne kadar, yasada, seçilecek kayyumun 1 ay içinde seçim yaptıracağı düzenlenmiş ise de, bu sürelerin uzatılması ve TTB’nin atanmış-kayyum eliyle yönetilmesinin olağanlaştırılması mümkündür.

Görevden alınan heyet, ya da heyette bulunan üyeler yapılacak seçimde yeniden aday olabilir mi?

Dava Sağlık Bakanlığının değil, Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine açılmış. Yerine atanacak heyeti de, mahkeme belirlemiş durumda. Karar ancak kesinleştikten sonra uygulanabilir. Bu haliyle, karar kesinleştikten sonra, genel kurulun aynı kişileri seçmesi halinde (seçilmeye engel başka bir yasal engel bulunmuyor ise), kişilerin yeniden aday olma ve seçilmelerine yasal engel bulunmadığı kanaatindeyim.

Diğer yandan, seçilmeye engel hukuki ve kabul edilebilir bir engel bulunmadığı takdirde, üyelerin TTB organlarına aday olma ve seçilme hakkı vardır. Demokrasinin gereği, meslek örgütünü kimin yöneteceğine hekimlerin karar vermesidir. Yaşanan süreç, meslek örgütünün iç işlerine müdahale ve iktidara bağımlı bir meslek örgütü yaratma çabasının ürünüdür.

Karar için itiraz yolu açık mı?

Mahkeme kararı, Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesi halinde uygulanacak kararlardandır. Bu itibarla, TTB’nin kararı İstinaf etmesi, istinafta karar onanırsa, temyiz yoluna başvurması söz konusu olacaktır. Aleyhteki söz konusu kararın temyiz aşamasında onanması ve kararın kesinleşmesine kadar, TTB Merkez Konseyinin görevi devam edecektir. Sürecin hukuka uygun olarak sonuçlanması, yargının iktidarın baskısına boyun eğmemesi ve tarafsızlığı ile mümkün olacaktır.

İktidar Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın açıklaması bahane ederek ve toplumun da sinir uçları ile oynayarak; TTB, TMMOB ve TBB gibi kamu niteliğindeki meslek örgütlerini etkisizleştirme ve arka bahçesi haline getirme amacını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Demokrasi dışı bu müdahalelerin önlenmesi ve bir daha gündeme gelmemesi için; Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere, hukuki ve toplumsal mücadele belirleyici olacaktır.

ÖNCEKİ HABER

30 yıllık hasta mahpusun infazı yakıldı

SONRAKİ HABER

Denizde kaybolan 2 liselinin cansız bedenine ulaşıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa