TTB Merkez Konseyi'nin görevden alınması İzmir'de protesto edildi
İzmir Tabip Odası, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyelerinin mahkeme kararıyla görevden alınması kararını protesto etti.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir Tabip Odası, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin mahkeme kararıyla görevden alınmasını protesto etmek için basın açıklaması düzenledi.
İzmir Tabip Odası yapılan açıklamaya KESK, İzmir Barosu, TMMOB, ÇHD, İHD, TİHV, Haber Sen MYK Üyesi Ayhan Zengin de söz alarak, TTB'nin yanında olduklarını, baskılar karşısında birlikte mücadele edeceklerini söyledi.
Emek Partisi, HEDEP, TİP gibi çeşitli kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi. "TTB biziz" ve "TTB susturulamaz" yazılı dövizler taşınan açıklamada sık sık "TTB susmadı, susmayacak" ve "Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz” sloganları attı.
Eylemde ilk olarak söz alan İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Zöhre Dalkıran, meselenin hukuki bir mesele olmadığının altını çizerek, “Hiçbir demokratik toplum düzeninde, hukuk devletinde kabulü mümkün olmayan bir karar verildi. Hukuk, yargı eliyle darbeler ne yazık ki devam ediyor. Biz İzmir Barosu ve barolar olarak bu yargı eliyle yapılan darbelerin tam karşısında TTB’nin de tam yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
“İYİ HEKİMLİK DEĞERLERİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Ardından odanın açıklamasını okuyan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Yüce Ayhan, bu kararın hukukun ötesinde bir sürecin sonucu olduğuna inandıklarını söyledi. Ayhan, ”Esas amacın, siyasi iktidara bağlı, iktidarın tüm söylem ve eylemini alkışlayan, üyelerinin ve toplumun yararını umursamadan gücün yanında yer alan, akıl ve bilimin yanında olmayı değil de otoriter iktidardan aldığı emirle yol almayı seçen, nitelikten yoksun politik skandallardan geçilmeyen rant projelerini onaylamayı kendine görev sayan, mesleki ahlak ve evrensel etik ilkelerden yoksun sözde meslek birlikleri şeklinde yandaş bürolar kurmak olduğu açıktır. Fakat, bizler mesleğe başlarken bir and içtik; Tıbbi bilgilerimizi hastaların yararına ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağımıza, tehdit ediliyor olsak bile tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağımıza, özgürce ve onurumuz üzerine and içtik. Susmadık, susmayacağız. Korkmadık, korkmayacağız. Tehdit altında olsak bile hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, bu topluma ve bu topraklara sahip çıkmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
KURUMLARDAN DESTEK: TTB’NİN YANINDAYIZ, SİYASİ KARARIN KABUL ETMİYORUZ
Daha sonra söz alan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven de “TTB’ye yapılan baskıları kabul etmiyoruz. KESK olarak TTB’nin yanındayız asla faşizme karşı mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi. SES İzmir 2 No’lu Şube Eş Başkanı Başak Edge Gürkan ise, “Halkın sağlığının korunması mücadelesinde yol arkadaşımız TTB’ye karşı alınmış bu siyasi kararı kabul etmiyoruz” diye vurguladı.
TMMOB İzmir İKK Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir de “Bu ülkenin geleceğini, insanlığın geleceğini koruyan TTB’ye yönelik bu saldırıyı kınıyoruz. Faşizmin saldırılarına karşı bir adım geri düşmeyeceğiz” dedi. SES İzmir 1 No’lu Şube Sekreteri Günseli Uğur, saldırının emek ve demokrasi güçlerine yapıldığını söyleyerek, “Direnişte olan işçilerin işten çıkarılması başta olmak üzere sendikal örgütlenmenin önünde bir sürü engel ve yasaklar vardır. TTB'ye yapılan saldırılar atılan kayyum aynı zamanda demokrasiye yapılan bir saldırıdır. Bu nedenle bu mücadele sadece TTB'nin değil tüm emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesidir” diye konuştu.
“BU MÜCADELEYİ BÜYÜYECEĞİZ”
EMEP İzmir İl Başkanı Elif Çuhadar ise, “Tek adam faşizmi inşa ederken 'Ben istediğim örgütü kurarım, ben istediğim şekilde örgütleri biçimlendiririm, benim biçimlendirdiğim şekilde örgütler olacaktır' diyor. Dolayısıyla TTB'yi sağlıkta dönüşüm politikaları için teşhis edilmemek adına ve halkın gündemine olmaması ve aydınlatmaması, sağlık hakkını savunmaması için TTB'yi beğenmedi. Kendisine biat edecekler örgütler istiyor bu anlamda da TTB'yi susturuyor, susmayacak. Yine kendisine biat edecek, kendi düşüncesini savunan sendikaları örgütlüyor. Bunun için Urfa'daki Özak işçilerinin sendikasını beğenmeyip daha mücadeleci bir sendikaya geçtiği için 'benim istediğim sendikaya üye olacaksın' diyor. Dolayısıyla tek adam rejimine karşı bu mücadele bütün işçi ve emekçilerin ortak mücadelesi olmalıdır. Emek, demokrasi güçleri olarak, EMEP olarak; TTB susmadı, susmayacak ve bu mücadeleyi büyüteceğiz” dedi.
HEDEP İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk da “AKP-MHP faşizminin planlı adımlarıdır. Savaşın bir halk sağlığı ihlali olduğunu söyleyen TTB’ye karşı bu saldırıyı kendimize yapılmış olarak görüyoruz. TTB basıldığında o gün orada toplananlar ‘Ne yaparsanız yapın biz onurumuzu, meslek örgütümüzü korumaya devam edeceğiz’ dediler. TTB yıkılmayacak bir kurumdur. Bugün burada olmak onurdur” dedi.
Halkların Köprüsü Derneği Kurucu Başkanı Cem Terzi, “Halkın sağlığı ile sağlığın sosyal belirleyicileri; aş, iş, barınma arasındaki ilişkileri kavramış, eşitsizliklerle, ayrımcılıkla mücadele etmeden, herkese eşit ve ücretsiz kamusal sağlık hizmetinin savunulamayacağını özümsemiş bir örgüt olarak TTB, her zaman Türkiye’nin sosyalist ve işçi hareketleriyle birlikte hareket etmiştir. İşte TTB’ye bu eşsiz özellikleri yüzünden saldırmaktalar. TTB’ye saldıranlar özgürlüğe, eşitliğe ve insan haklarına düşman olanlardır” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)