Akciğer kanseri riski her geçen gün artıyor: 50 yaş üstü dikkatli bir şekilde takip edilmeli
Türkiye’de her yıl yaklaşık 41 bin kişiye yeni akciğer kanseri teşhisi konuluyor. Türk Toraks Derneği üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Kılınç erken teşhisin önemini vurguladı.
Fotoğraf: Oğuz Kılınç'ın kişisel arşivinden
Ramis SAĞLAM
İzmir
Akciğer kanseri günümüzde en çok öldüren hastalıklar arasında yer alırken, her yıl dünya genelinde yaklaşık 2 milyon kişi akciğer kanseri teşhisi alıyo ve bu hastalık nedeniyle 1,8 milyon kişi yaşamını yitiriyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 41 bin kişiye yeni akciğer kanseri teşhisi konuluyor.
Çevresel faktörler kanser riskini artırırken, tütün dumanı akciğer, ağız içi, gırtlak, yemek borusu, böbrek ve idrar kesesinde kanser gelişme riskini yol açıyor. Havada ya da suda asbestos, tarım ilaçlarına maruz kalma ve endüstriyel atıklarla meydana gelen kirlenme de kansere yol açıyor. Akciğer kanserinin günümüzdeki durumunu, erken teşhisin önemini ve tedavi yöntemlerini Türk Toraks Derneği üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Kılınç ile konuştuk.
İÇ VE DIŞ AKCİĞER KANSERİ MARUZİYETLERİ
Akciğer kanserinin teşhisinin erken konmasının hastaların tedavilerinin başarılı olması için önemli olduğunu belirten Kılınç, erken teşhisin yanında önlenebilir sebepler nedeniyle oluşan bu hastalıktan korunmanın daha da önemli olduğunu söyledi. Akciğer kanserine en sık sigara ve tütün ürünlerinin sebep olduğunu ifade eden Kılınç, “Bu ürünlere hiç başlamamak ya da tütün bağımlılığını tedavi ettirerek kanser oluşturacak bir sebebin ortadan kaldırılması daha akılcıdır. Akciğer kanserine en sık neden olan sebep tütün ve tütün mamulleri, elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünleridir. Bunun yanında kapalı ortamlarda pasif olarak sigara dumanı, elektronik sigara buharı ısıtılmış tütün ürünü buharı solumak da kansere neden olmaktadır. Ayrıca dış ortam hava kirliliği de akciğer kanseri riskini artıran başka bir önlenebilir sebeptir” dedi.
ERKEN DÖNEM TEDAVİ YÖNTEMLERİ
“Kanserin ilk belirtileri arasında yer alan inatçı öksürük ve halsizlik ne yazık ki hastalar tarafından fark edilse de başka nedenlere bağlı olduğu düşünülerek önemsenmiyor. Özellikle sigara içenler bunun sigaraya bağlı olduğunu düşünerek dikkate alınmıyor” diyen Kılınç, hastaya genellikle başka bir nedenle çekilen akciğer grafisi sonrasında tanı konulabildiğini vurguladı.
Kılınç, "Akciğer kanserine erken dönemde yakalanması ve ameliyata uygun olması şartıyla en çok başarı elde edilen ve sağ kalım sağlayan yöntem cerrahi ile tedavi edilmesidir. Bunun yanında hastalığın hücre tipine göre seçilecek kemoterapi ve radyoterapi (ışın tedavisi) akciğer kanseri tedavisinde bilimsel olarak kullanılmaktadır. Bu tedavilerin birlikte kullanıldığı bazı durumlarda söz konusudur. Bilimselliği kanıtlanmış yöntemler dışında halk arasında kansere iyi geldiği söylenen bilim dışı yöntemlerden uzak durulması gerekmektedir” diye konuştu.
AKCİĞER KANSERİNDE 50 YAŞ ÜSTÜ RİSKİ
Kılınç, Türkiye’de her yıl yaklaşık 40 bin civarında kişiye akciğer kanseri teşhisi konulduğunu ve bu vakaların çoğunun ne yazık ki geç evrelerde tespit edilebildiğinin söyledi. Kılınç, “Akciğer kanserinin ileri evrelerde beş yıllık sağ kalımı, erken evre olgulara göre düşüktür. Bu nedenle erken teşhis bu hastalarda çok önemlidir. Grafiklere yansıyan verilere göre, özellikle 50 yaş ve üzerindeki yaş gruplarında akciğer kanseri görülme oranları artmaktadır. Bu durum, yaşlı nüfusun daha dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerektiğini göstermektedir” dedi.
“Akciğer kanseri belirtileri tanı konulan hastalarda belirtiler tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor” diyen Kılınç, tümörün göğüs içi yayılımına bağlı belirtilerin bazılarını "Devamlı yoğun öksürük, göğüs, omuz ve sırt ağrısı, balgam miktar ve renginde değişme, kanlı balgam ve kan tükürme, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma bozukluğu, boyun ve yüzde şişlik, göz kapağında düşme, hışıltılı solunum ve tekrarlayan bronşit veya zatürre atakları" olarak sıraladı.