EMEP Ankara İl Kongresi: Bu gidişatı işçi sınıfı değiştirebilir
EMEP Ankara İl Örgütü 10. Olağan Kongresi'nde konuşan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, "İktidarın yönelimi, faşizmin hızla inşa edilmesidir… Bu gidişatı değiştirecek olan güç işçi sınıfıdır" dedi.
Emek Partisi (EMEP) Ankara İl Örgütünün 10. Olağan Kongresi, Sinan Bengier Tiyatro Salonu’nda gerçekleşti. Kongrede İl Başkanı Şükran Doğan, görevini Rüstem Kahraman'a devretti. Kongrede konuşan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, "İktidarın yönelimi, faşizmin hızla inşa edilmesidir. Bu gidişatı değiştirecek olan güç işçi sınıfıdır" dedi.
“Barbarlık yenilecek, işçi sınıfı kazanacak, halklar kazanacak” şiarıyla düzenlenen kongreye TKP PM üyeleri, SOL Parti ve Halkevleri yöneticileri, CHP Büyükşehir Meclis Üyesi Sinan Daştan, Eğitim Sen ve Büro Emekçileri Sendikası (BES) yöneticileri, SES MYK Üyesi Eylem Kaya Eroğlu, DİSK Emekli-Sen yöneticileri, Tüm Emekliler Sendikası yöneticileri, HABER-SEN yöneticileri, Gıda-İş Ankara Bölge Temsilcisi, Tuzluçayır Kadınları Derneği Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, Batıkent Pir Sultan Abdal Derneği Yönetim Kurulu üyeleri, Dersim Derneği Başkanı Çiğdem Çankıran, Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanı Hüseyin Esentürk, 10 Ekim Barış Derneği yöneticileri, İHD MYK Üyesi İsmail Poyraz ve şube yöneticileri, Günebakan Kadın Kooperatifinden Sedef Gürkök, Batıkent Ergazi ve İlkyerleşim muhtarları ile Antakya deprem bölgesinden Dr. Şefik Zan da katıldı.
EMEP Çankaya İlçe Örgütü salona “Özak Tekstil işçisi yalnız değildir” sloganlarıyla, Emek Gençliği ise “Denizlerden Erdal'a gençlik emeğin saflarında” sloganları ve alkışlarla girdi. Salona "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm", "Yoksulluğa, şiddete, savaşa ve sömürüye karşı mücadelemiz var", "İsrail siyonizmine, emperyalizme ve gericiliğe karşı Filistin halkının yanındayız" pankartları asıldı.
ŞÜKRAN DOĞAN: TTB’NİN YANINDAYIZ
Kongrenin açılış konuşmasını Şükran Doğan yaptı. "Birisi bir halka, birisi bir kuruma ve birisi işçi sınıfına üç mesajımız var" diyen Doğan şöyle devam etti:
“Aylardır dünyanın gözü önünde, ABD ve batı emperyalizmini arkasına alan siyonist İsrail devletinin binlerce kadın ve çocuğununu katlettiği Filistin halkıyla dayanışma mesajımızdır: 10. Kongremizde Filistin hakını selamlıyorum.
TTB, iyi hekimlik değerlerine sahip çıkan, meslek onuruna sahip çıkan, dünyanın sayılı, iyi örnek kurumlarından biridir. Halkın sağlık hakkına sahip çıkan bir meslek örgütüne, 30 Ekim'de, Kürt halkının seçilmişlerine uygulanan kayyumu getirdiler. Buradan bir kez daha TTB’nin yanında olduğumuzu söylüyoruz. Kayyum rejimine karşı TTB’nin yanındayız.
Ve son olarak partimizin varlık nedeni olan işçi sınıfını selamlıyoruz. AKP iktidarında işçiler bu üç yıl içerisinde en basit sendikal hakları ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için patronların zulmüne karşı mücadele etti. Şimdide Urfa’da patrona, valiye, sarı sendikaya ve jandarmaya karşı bir direniş var. Devletin tüm olanaklarının karşısına dikildiği o işçilere, Özak işçilerine selam gönderiyoruz. Özak işçilerinin, tüm işçi sınıfının yanındayız."
AYHAN AYDOĞAN'DAN BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
EMEP Ankara İl Örgütünden Ayhan Aydoğan da kentin sorunlarına dikkat çektiği konuşmasında şunları kaydetti:
"Artan enflasyon nedeniyle Ankaralılar daha yüksek fiyatla beslenmek zorunda. Üstelik bu üretimi yapan işçiler artık tarlalarda yaşamını yitiriyor. Üniversitelerde barınamayan gençlerin intiharlarının ardındaki gerçeği biliyoruz. Ankara’nın fabrikalarında artık sadece aletler üzerinden iş cinayetleri yaşanmıyor, fabrikalar patlıyor! MKE’de 3 yangın, 2 patlama meydana geldi. Son patlamada 5 işçi yaşamını yitirdi. İş cinayetlerinde çocuk işçilerin öldüğünü gördük. Yine son yıllarda çocuk işçiliğinin arttığını gördük. Belediyelerde kitlesel iş bırakmalar yaşandı ve özel sektör öğretmenleri yine son yıllarda mücadelelerini büyüttü. Çeşitli protesto ve eylemler söz konusu olsa da işçilerin mücadelesi dağınık. Buradan işçileri birlikte mücadeleye çağırdığımızı ifade etmek isterim."
GÜRKAN: İŞÇİLERİ İLKEL KOŞULLARDA ÇALIŞTIRAN PATRONLAR, İKTİDARDAN GÜÇ ALIYOR
EMEK Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, konuşmasına 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne değinerek başladı: "Kapitalist sistemin ve bu sistemin adaletsizliğin en çok yıprattığı, en dezavantajlı gruplardan biridir engelli yurttaşlarımız. Engelli yurttaşların özgür ve güvenli yaşama katılması için, çalışma yaşamından ve toplumsal yaşama, iktidarın ve kamunun görevi söz konusudur."
İktidarın ortalı vadeli program (OVP), 12. Kalkınma Planı ve 2024 yılı bütçesine değinen Gürkan, "Sermaye için sınırsız bir teşvik… Yerli ve uluslararası tekellere gerekli düzelemeler yapılıyor. OVP’de ve kalkınma planında ne planladılarsa, önümüzdeki dönem bunu yasal düzenlemelerle somutlaştırmak istiyorlar. En son 'rezerv alanlar' projesi ile işçi ve emekçilerin başını soktuğu evlere de çökme planlarını biliyoruz. Bu iktidarın yatırım çevreleri ile ilişkisine baktığımızda emeğin ne hale geldiğini görüyoruz" dedi.
Bunca sömürüye işçilerin rızasının olmadığını vurgulayan Gürkan, "Özak işçilerinin yaşadığı tam da budur. Özak patronlarının işçilere ‘salak’, ‘aptal’ tanımlamaları, onları en ilkel koşullarda çalıştırma adımları, bu iktidarın politikalarından cesaret alıyor. Emniyet müdürlerinden, jandarma komutanlarından cesaret alıyorlar. Direnişe geçen işçilerin karşı karşıya kaldığı durum bugün yaşananları somutluyor. Özak sadece bir örnektir. Anayasal hakkını kullanan işçilere, patronların bu şekilde davranmasına sebep bu iktidardır" diye konuştu.
"İKTİDARIN YÖNELİMİ, FAŞİZMİN HIZLA İNŞA EDİLMESİDİR"
Önümüzdeki dönemde baskının artacağını söyleyen Gürkan, "Siyasetçilere, seçilmişlere, gazetecilere ve meslek örgütlerine uygulanan baskıyı görüyoruz. Anayasa Mahkemesine karşı Yargıtayın hareketini, erklerin birbirine karşı savaşı gibi anlattılar. Asıl dertlerinin faşizme giderken iktidara alan açmak olduğunu biliyoruz. İktidarın yönelimi, faşizmin hızla inşa edilmesidir. Tek adam yönetimi sadece Erdoğan üzerinden şekillenmiyor; emniyetten jandarmaya, mahalle muhtarlarına kadar bir örgütlenme yapısını gözlemleyebiliyoruz" dedi.
İktidarın savaşçı politikalarına da dikkat çeken Gürkan, "20 yılllık AKP iktidarlarına baktığımızda silah sanayisinin nasıl büyüdüğünü görebiliyoruz. Dünyada büyüyen 100 silah şirketi arasında Türkiye'dekiler de var. Bütçeden silahlanmaya ayrılan kaynağı buradan anlayabiliriz" dedi.
"ANCAK İKTİDARIN İŞİ KOLAY DEĞİL…"
Gürkan, bu gidişatı değiştirecek gücün işçi sınıfı olduğunu vurguladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İktidar seçim sonuçlarına yaslanarak bu politikaları yürütüyor ancak işi kolay değil. Bu ülkenin yarısı iktidarın politikalarına evet demiyor. Bizim ilk sarılacağımız yer mücadeledir. Son 3 yıla baktığımızda işçi sınıfı, fabrika fabrika hareketlilik halinde. Önümüzdeki dönem bu gidişatı değiştirecek olan güç işçi sınıfıdır. 1 Mart Tezkeresi’ni geriye çevirmiş güce sahip olan ülkenin işçi sınıfıdır, emekçileridir. Buradan hatırlayarak mücadeleyi büyütmek gerekiyor. Rojavaya yönelik politikalara da hayır diyerek mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor."
"BU GİDİŞAT DEĞİŞECEKTİR"
"Türkiyedeki kadın mücadelesi hem eşitlik, hem özgürlük hem de otoriter rejimlere karşı bir mücadele yürütüyor. Buradan Mahsa Amini şahsında yaşamları pahasına direnen İran, Yemen ve Afganistan’daki kadınlarla dayanışmamızı bir kez daha gösterelim.
Bu iktidarın gençlere sunacağı en ufak bir şey yoktur. Gençler bir yandan Amerika kıtasında geleceğini ararken bir yandan da insanın içine sancı sokan intihar eğilimlerine yöneliyor. Buradan bir kez daha kurtuluşun mücadele ve örgütlenmede olduğunu söylüyoruz. Gençler ODTÜ’den Boğaziçi’ye başka bir yolun olduğunu gösteriyorlar.
Rejim tartışması yürütüyoruz, ancak bu tartışmayı yürütmekle kalmayacağız. Bu değişim gücü kadınlarda, işçi ve emekçilerde vardır. Bu gidişat değişecektir. Buna olan inancımızla hepinizi bir kez daha selamlıyorum.”
"KADINLAR AÇLIĞA VE YOKSULLUĞA KARŞI MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYORLAR"
Gürkan’ın ardından Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Elif Sancı konuştu. Sancı, “Mahallerimizde sokak sokak örgütleniyoruz. Artık nerde bir kadın, bir çocuk istismara ya da şiddete maruz kalsa artık biliyorlar ki biz varız. Biz kadınlar, okul önlerinde çocuklarımız bir öğün ücretsiz yemek yiyebilsin diyerek çalışan kadınlarız. Kadınlar açlığa ve yoksulluğa karşı bir mücadele yürütüyorlar, mücadeleyi büyütüyorlar” dedi.
Kongrede 10 Ekim Barış Derneği üyesi Can Ateş de konuşma yaptı. Ateş, “Burada gençlerin çoğunlukta olması sevinç verici. Yarınların aydınlık olmasını dilerim” diye konuştu.
“MÜCADELE OLMADAN KAZANIM OLMUYOR”
Eğitim Sen 4 Nolu Şube Başkanı Gülhan Şimşek, “'90’lardan bugüne işçi sınıfının birçok hakkı yağmalandı. Sosyalizmin deneyimi, işçi sınıfının deneyimi karşısında umutsuz olamamak gerek diye düşünüyorum. Tekel işçilerinden bugüne işçilerle yan yana olduk. Bugün de Özak işçileriyle yan yanayız. Ortadoğu’da Filistin halkı ile Kürt halkı ile yan yanayız. Bugün gerçekler bize gösteriyor ki mücadele olmadan kazanım olmuyor. Mücadelenin önemini bir kez daha hatırlatarak yaşasın devrim ve sosyalizm diyorum” diye konuştu.
“NE KADAR FAZLA ÜRETSEK DE BİZ DEĞİL ONLAR ZENGİNLEŞİYOR”
OSTİM’den bir işçi, “Artık mezarda emekli oluyoruz. Eskiden bir işçi ev, arada almanın hayalini kurarken şimdi emekli olduktan sonra da çalışmak zorunda kalıyor. Görüyoruz ki biz ne kadar fazla üretsek de bizim değil onların zenginliği büyüyor. Tek kurtululuşumuz mücadele etmek. Patronlar örgütlü, ancak bizim de partimiz var. Tarih defalarca başarabileceğimizi gösterdi. Bugün de İngiltere’de demiryolu işçileri, Bangladeş'te tekstil işçileri ayakta. Urfa’da da Özak işçileri direniyorlar. Biz de kendi gücümüzle ayakta durmalıyız. Bu yüzden sermaye mezara emek iktidara diyoruz” diye konuştu.
Bir kadın işçi de kongrede söz alarak şunları söyledi: “Ben hastanede çalışan bir temizlik işçisiyim. Ağır şartlar altında çalışıyorum. Hayat çok pahalı. Ekonomik krizin altında eziliyoruz. Bunun için daha çok çalışmalı ve örgütlenmeliyiz. Özak Tekstil işçilerini buradan selamlıyorum. Birlikte daha güçlüyüz.”
“HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTMELİYİZ”
BİRTEK-SEN Ankara Temsilcisi İlayda Bilgen de şöyle konmuştu: “2022’de Mahsa Amini başını örtmediği için öldürüldüğünde okullardan fabrikalara kadın ve halk hareketi büyüdü. Kadınlar Filistin'de savaşın son bulmasını talep ediyor. İş yerinde mobbing ve taciz arttı. 6284’le başlayan süreçle kadın kazanımlarına saldırılar sürecek. Bulunduğumuz her yerde mücadeleyi büyütmeliyiz.”
“BİZDEN ÇALDIKLARI İLE DÜZENİ SÜRDÜRÜYORLAR”
ODTÜ Öğrencisi İrem Hazal Kaya da söz alarak şunları söyledi: “Bizler bu düzenin yaşamlarımızdan çalınanlar ile sürdürüldüğünü biliyoruz. Bu düzende binlerce genç tarikat ve cemaatlere mahkum bırakılıyor. Üniversitelerde yüzlerce öğrenci atanmış rektörlere karşı, liseli gençlik ise geleceksizliğe karşı mücadele ediyor. Biz gençler bu mücadeleyi hakları için mücadele eden Şireci, Corning ve Özak İşçilerinden biliyoruz. Denizlerden Erdallardan İmranlardan aldığımız bayrak bizlerin ellerinde.” (Ankara/EVRENSEL)