Türkiye iklim finansmanı fırsatçısı mı?
2053’te sıfır emisyon hedefine ulaşacağını duyuran Türkiye’nin hiçbir ciddi adım atmadan ulaşabileceği emisyon hedefi belirlemesi Türkiye’ye yönelik “iklim finansmanı fırsatçısı” yorumunu doğuruyor.
Fotoğraf: Kenan Yeşil/DHA
Özer AKDEMİR
İzmir
İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra halen Max Planck İnovasyon ve Rekabet Enstitüsünde araştırmacı kadrosunda çalışan Dr. Ezgi Ediboğlu COP 28 ve Türkiye’nin iklim politikalarını değerlendiren bir makale yayımladı.
Makalede Ediboğlu, Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda en fazla toplam salım yapan 15 ülkeden biri olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin, 2053’te net sıfır emisyon hedefine ulaşacağını duyurduğuna değinen Ediboğlu, “İlk ulusal katkı beyanı olarak 2030 yılı emisyonlarını 2012 yılına oranla yüzde 21 azaltma sözü veriliyordu. 2023’te sunduğu güncellenmiş birinci ulusal katkı beyanı ise, aynı tarihler için emisyonları yüzde 41 azaltmayı taahhüt ediyor. Bu, her ne kadar daha yüksek bir hedef olsa da 2012 yılını baz alması nedeniyle, aslında gerçek bir azaltım öngörmüyor. Nitekim bu plana göre 2030 yılında emisyonlar, 2020 yılına kıyasla yüzde 33, 1990 yılına kıyasla ise yüzde 248 artacak. Yani Türkiye, küresel ısınmayı 1.5°C’de tutma hedefinden hâlâ çok uzakta” ifadelerini kullanıyor.
“KRİTİK DERECEDE YETERSİZ”
Türkiye normal ekonomik aktivitelerine aynen devam etse dahi, güncellenen 2030 hedeflerine ulaşacağı hesaplanmış. Bunun nedeni, Türkiye’nin emisyonlarının artış hızı ile ilgili verdiği şişirilmiş rakamlar! Yani Türkiye kağıt üzerinde yaptığı hamlelerle neredeyse hiçbir ciddi adım atmadan ulaşabileceği bir emisyon hedefi belirledi. Bu da Türkiye’ye yönelik “iklim finansmanı fırsatçısı” yorumlarını doğuruyor haliyle. 15 yıl boyunca artmayı sürdüren bu emisyonlarla 2053 yılında nasıl ‘net sıfır’ emisyon olunacak sorusu da hâlâ havada. Bunun olması olanaklı değil gibi görünürken Ediboğlu, “Hâlâ kömür yatırımlarına da yer verilmesi, eleştirilere yol açıyor. Nitekim net sıfır hedefi ile kömür yatırımlarının bir arada olması, makul bir plan değil. Türkiye’nin politikalarını incelediğimizde, Climate Action Tracker’ın verdiği ‘Kritik derecede yetersiz’ notunun haklı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor” diyor.