İskender Bayhan: Sermayeye muafiyet, istisna, teşvik; halka ise daha fazla fedakarlık
EMEP Milletvekili Bayhan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 2024 yılı bütçesi öncesi Meclis Genel Kuruluna gelecek torba yasaya dair açıklamada bulundu.
Fotoğraf: TBMM
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Meclis Genel Kurulunda görüşülecek olan torba yasaya ilişkin, “İşçi ve emekçilere yine toz pembe hayaller ile sunulan bu yasanın özeti, sermayeye muafiyet, istisna, teşvik; halka ise daha fazla fedakarlık ve kemer sıkmadır” değerlendirmesinde bulundu.
Bayhan, ayrıca Türkiye’de en düşük ücretin yoksulluk sınırının üzerinde olması gerektiğini söyledi.
Bayhan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 2024 yılı bütçesi öncesi Meclis Genel Kuruluna gelecek torba yasaya işaret etti.
Ekonomiye ilişkin düzenlemelerin yer aldığı kanun teklifinin Genel Kurul görüşmelerine de bu hafta başlanacağını dile getiren Bayhan, “Emekli ve memur maaşları, ev kadınlarına emeklilik hakkı için prim desteği, taşeron işçilerin kadroya alınması ve 3600 ek gösterge gibi milyonların hakları ile müjde diye sunulan torba yasa; 80 madde boyunca tamamının sermaye sınıfına vergi istisnaları, muafiyet ve vergi indiriminden oluşuyor” ifadelerini kullandı.
Bayhan, “Ne zaman ki rekabet, ihracat ve bunun üzerinden büyüme diyorlar… O zaman emek daha da ucuzluyor, ücretler baskılanıyor, işçi ve emekçiler daha da yoksullaşıyor; emeğin örgütlü gücüne saldırılar daha da artıyor” dedi.
Bayhan ayrıca, “2024 bütçesi açığı zaten halihazırda 2.65 trilyon TL iken torba yasa ile sermaye sınıfının vermesi gereken vergilerden vazgeçen iktidar bu vazgeçişin yerine ne koyabilir?” diye sordu.
Yeni asgari ücretin belirlenmesine ilişkin çalışmalara da değinen Bayhan, şunları kaydetti:
“Asgari ücretin işçilerin ve emekçilerin derdine derman olması, bugünkü beklentilere yanıt vermesi mümkün değil. Asgari ücret zammı iki ay içerisinde eriyecek. Açlık sınırındaki bir ücretle olan sınav, iki ay sonra yeniden başlayacak. Türkiye’de en düşük ücret, yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır. Yoksulluk sınırının altındaki bütün ücretler vergiden muaf tutulmalıdır. Enflasyonla mücadele işçi ücretlerini kısarak, işçileri açlığa, sefalete mahkum ederek değil, zamları durdurarak olur.”
Yüksek enflasyon döneminde yüksek kârlarla zenginleşen sermayeden alınacak vergilerin yine emekçilerin sırtına bildirildiğini kaydeden Bayhan, “O da yetmiyor zaten ücretleri günden güne eriyen işçi ve emekçilerin harcamalarının daha da kısılması hedefleniyor” ifadelerini kullandı.
“EN DÜŞÜK ÜCRET YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE OLMAK ZORUNDA”
EMEP Milletvekili İskender Bayhan, şu talepleri sıraladı:
- “Türkiye’de en düşük ücret, yoksulluk sınırının üzerinde olmak zorundadır. Ve yoksulluk sınırının altındaki bütün ücretler vergiden muaf tutulmalıdır.
- Enflasyonla mücadele işçi ücretlerini kısarak, işçi ve emekçileri açlığa mahkum ederek değil, zamları durdurarak olabilir!
- Türkiye’nin sermayedarlarına teşvik vererek değil, onlardan servet vergisi alarak olur.
- Oralardan elde edilen kaynakları işçi ve emekçiler için harcayarak olur.
- Asgari ücretin insanca yaşanacak bir seviyede tespit edilmesi ancak ve ancak 4 kişilik bir ailenin insani koşullarda yaşamasının göstergesi olan eğitim, kültür, sağlık, barınma ve gıda gibi bütün bu ihtiyaçlarının tespitiyle olur. Onların tespiti üzerinden belirlenecek olan ücretle olur.
- Dolayısı ile biz bu talepler için ve bu taleplerle bir asgari ücretin belirlenmesi için mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Biz kez daha bütün işçi ve emekçi kardeşlerime buradan ancak bu talepler için mücadele edersek asgari ücret konusunda istediğimiz ücrete alabilecek bir imkana, olanağa sahip olabiliriz diyorum. Bir kez daha onları coşkuyla, birliklerine güvenerek bu mücadeleyi vermeye çağırıyorum.”
Türk-İş’in Ankara’da yaşayan 4 kişilik aile üzerinden yaptığı araştırmaya göre açlık sınırı 14 bin 25 TL’ye, yoksulluk sınırı 45 bin 686 TL’ye yükseldi. (Ankara/EVRENSEL)