İşçi, sağlıklı bir yaşamı hak etmez mi? Hak eder!
İşçi sınıfı Sovyetler deneyimi ile dünya tarihinde önemli kazanımlar etti. Fakat bugünkü koşullara baktığımızda anlatılanların çoğu bizlere “hayal ürünü” gibi geliyor.
Fotoğraf: Boris Kavashkin/RIA Novosti Arşivi/Wikimedia Commons CC BY-SA 3.0
Seren AKKAYA
Ankara
Kış mevsiminin başlamasıyla birlikte hastalık ve salgın riski artmaya başladı. Pek çok fabrikada işçilerin aynı anda hasta olduğu, grip gibi hastalıkların kolayca yayıldığı görülüyor. Bu durumun yaşanmasında pek çok etken var: Yetersiz beslenme, sağlıksız yaşam, yakılamayan kombiler…
Emekçilerin alım gücünün giderek erimesi, emekçilerin hayatını pek çok yönden etkiliyor. Tüketilen gıdaların kalitesi giderek düşüyor, yemeklerde et yenen günler eski bir anı gibi anlatılıyor. Önceki zamanlarda belki de kilolarca alınan meyvelerin fiyat artışları market reyonlarından izleniyor. Kandillerde dağıtılan simitler, bayramlarda dağıtılan çikolatalar ve ramazan kolileri sayılmazsa ek gıda yardımı yapan fabrikalar yok denecek kadar az. Bu koliler ise her geçen sene içinden bir şeyler kaybediyor. Eskiden işçinin taşımakta zorlandığı kolilerden şimdi kilolarca tuz çıkıyor. Kolilerde artık belki bir parça peynir var, 1 litreden fazla yağ bile çıkmıyor.
FABRİKADA MAKARNA ANA YEMEK OLDU
Fabrikalarda verilen yemeklerin kalitesi de günden güne düşüyor. Önceden ‘yancı’ olarak verilen makarna, şehriye gibi yemekler ‘ana yemek’ olurken, işçilerin sadece fabrikada karşılaşabildiği etli yemekler artık haftada bir kere çıkıyor. Porsiyonlar fabrikada da küçülüyor. İşçilerin en ucuz maliyetle yapılan yemekler ile saatlerce çalışması bekleniyor. Bu koşullara bir de yoğun çalışma saatleri ekleniyor. İşçiler temel ihtiyaçlarını karşılamak için saatlerce mesai yapmak zorunda kalıyor, bir kısmı dinlenmenin ne demek olduğunu unutup ek işler yapıyor. Bekar işçilerin bir kısmı hem maddi gelir sağlamak için fazla mesaiye kalıyor. Hem de akşam yemeğini aradan çıkarmak, mutfak masrafı yapmamak için... Çalışılan sürede ise yetersiz iş kıyafetleriyle buz gibi fabrikada çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Servisle gidip gelirken üşümemek için klimayı açması için şoförün insafını bekliyorlar. Bazı fabrikalar hiç güneş görmeden çalışırken çoğu fabrikada da molalar işçinin dinlenebilmesi, çalışmaya devam edebilmesi için yetersiz. Bunların yanında vücutlarını diri tutmak için spor yapmak isteler ne vakit yetiyor ne de para. Çoğu işçi açısından en büyük spor faaliyeti halı sahaya gitmekle sınırlı kalıyor. Tüm bu koşullar, bahsedilen hastalıklara davetiye çıkarıyor. Pek çok işçinin aynı zamanda rapor aldığı, hastalığın kimden bulaştığını tespit etmeye çalıştığı görülüyor. Şanslı olanlar ise kısa süreli raporlarla bir süre de olsa dinlenme ve kendine gelme imkanı buluyor.
Yukarıda anlatılan tabloda işçilere sağlıklı bir yaşamın, daha iyi çalışma koşullarının reva görülmediğini görüyoruz. İşçilerin koşulları her geçen gün daha da zorlaşıyor. Çoğu işçi de bu durumu “normal” karşılıyor ya da karşısında ses çıkarılacak, mücadele edilecek bir alternatif göremediğinden, yaşadığı koşulların değiştirilebilir olduğuna dair bir inancı olmuyor.
BÖYLE GELMİŞ, BÖYLE Mİ GİDECEK?
Dünya tarihine baktığımızda işçilerin rahat koşullarda çalıştığı, sağlığının güvence altına alındığı Sovyetler Birliği örneği karşımıza çıkıyor. Sovyetler Birliği’nin diğer ülkelerden farkı işçilerin bir patronun kârı için değil, kendileri için üretim yapıyor olmasıydı. Dolayısıyla ülkedeki işçilerin sağlığı en önemli konulardan birini oluşturuyordu. Daha önce hiçbir ülkede uygulanmamış olan pek çok uygulama da ilk defa burada hayata geçirildi. İş günü 7 saate indirildi. Buna ek olarak işçilerin senelik tatil hakları bulunuyordu. İşçiler 28 günlük tatil haklarını devlet tarafından kurulan dinlenme evlerinde kullanıyor, işe fiziksel ve psikolojik olarak sağlıklı biçimde dönüyorlardı.
Buna ek olarak, Ekim Devrimi gerçekleştirilip Sovyetler Birliği’nin kurulmasının dördüncü gününde yayımlanan kararname ile yaygın ve nitelikli sağlık hizmetlerinden tüm işçiler, aileleri ve hatta kent ve köy yoksulları ücretsiz olarak yararlanıyordu. İşçilerin sağlığı her işyeri ve atölyede bulunan “sağlık hücreleri” ile garanti altına alınıyordu. Bu hücrelerde işçiler arasından gönüllü olarak sağlık eğitimi almış işçiler görev alıyor, gerek olduğunda işçiler gerekli sağlık birimlerine yönlendiriliyorlardı. Bugün fabrikalarda görevli olan doktorlar çoğu işyerinde haftada bir kez fabrikaya uğrarken işçilerin kurduğu sistemde görevli olan “sağlık hücreleri” sürekli olarak fabrikada bulunuyordu.
Sovyetlerde sağlık hizmetlerini diğer ülkelerden ayıran başka bir önemli özellik ise önleyici sağlık hizmetlerine önem verilmesiydi. 1918 yılında kabul edilen İş Kanunu ile sanayi tesisleri, sendikalar ve sağlık otoritelerinin onayı olmadan kurulamıyor, hijyen müfettişleri tarafından incelenmeden hizmete başlayamıyordu. Bu müfettişler ise sendikalar tarafından işçiler arasından seçilmekte ve gerekli eğitimleri almaktaydı. Çalışma ortamında toksik maddelerin kabul edilebilir azami yoğunlukları da içerisinde sendika temsilcilerinin bulunduğu bilimsel komiteler tarafından belirlenmekteydi. İş Kanunu’nun uygulanması işçiler tarafından denetleniyordu.
İşçilerin sağlığı yalnızca fabrika yaşamı ile sınırlı kalmıyor, işçilerin sağlıklı barınma koşullarında yaşaması için yeni yaşama alanları inşa ediliyordu. Aynı zamanda işçilerin içerisinde yaşadıkları çevrenin hijyeni de dikkate alınarak gerekli önlemler alınıyordu. İşçilerin beslenmesi ise işçi sağlığından bağımsız düşünülemez bir konuydu. Bugün bile insan başına düşen kalori miktarında Sovyetler Birliği düzeyine ulaşabilen ülke sayısı yok denecek kadar azdır. Yalnızca kalori miktarı artmamış, Sovyet halkının süt, yumurta, meyve, sebze tüketimi de artmıştır. Bir diğer yandan işçilerin fiziksel olarak sağlıklı ve zinde kalması için de bir dizi adım atılmıştır. Tüm nüfusun spor yapabilmesi için spor tesisleri kurulmuş, burada tüm yaş gruplarından insanların spor yapabilmesine imkan tanınmıştır. Bugün hâlâ isimlerini duyduğumuz Lokomotif, Zenit, Spartak isimli işçi kulüpleri kurulmuştur. Spor alanında yapılan düzenlemeler ve sporun yaygınlaştırılması ile bir ekol yaratılmış, özellikle olimpiyatlarda pek çok başarı kazanılmıştır.
SAĞLIKLI YAŞAM HAYAL DEĞİL
İşçi sınıfı Sovyetler deneyimi ile dünya tarihinde önemli kazanımlar etti. Fakat bugünkü koşullara baktığımızda yukarıda anlatılanların çoğu bizlere “hayal ürünü” gibi geliyor. Aslında bahsedilen şeyler bir insanın sağlıklı yaşaması için temel gereklilikler olsa bile patronların bize bu imkanları kendiliğinden sağlamayacağını biliyoruz. Ancak bahsettiğimiz koşulların başta iş kazaları olmak üzere işteki halsizlik ve dikkatsizliğin yaşanmaması için sağlanması gerekiyor. Özellikle yetersiz beslenme sonucu kan şekerinin düşüklüğü, vitamin eksikliği gibi durumların iş kazalarına yol açabileceği biliniyor. Özellikle ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin sağlıklı kalabilmesi için beslenmelerine özel olarak önem verilmesi gerek. Fakat bugün yaşadığımız koşullarda kiramızı karşılamaya zar zor yeten maaşlar ile bunları sağlamamız çok zor. Bunun için sağlıklı yaşamak için taleplerimizi dile getirmeliyiz. Hem dünyada hem de Türkiye’de daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için grev yapan işçilere bir bakalım: ABD’de bu yaza işçi eylemleri damga vurdu. Hollywood senarist ve oyuncularından hemşirelere, otel çalışanlarından otomotiv işçilerine kadar pek çok iş kolunda grevler yaşandı. Bu grevlerde ücret zammı taleplerinin yanı sıra dinlenme hakkı, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, personel sayısının artırılması ve sosyal hak talepleri de öne çıktı. Eylül ayında Yunanistan’da pek çok iş kolundan emekçinin katıldığı grevler ile iş saatlerinin uzatılmaya çalışılmasına ve eğitim ve sağlık hizmetlerinin ulaşılamaz olmasına karşı ses çıkarıldı. Geçtiğimiz sene İngiltere’nin Hull kentinde otobüs işçileri, grevleri sonucunda çok sıcak ve çok soğuk havalarda çalışmama kazanımını elde etti. Türkiye’de ise FEDAŞ işçileri çok sık yaşanan iş cinayetlerine karşı grev gerçekleştirdiler. Ankara Sincan OSB’de bulunan Erkunt’ta işçiler bir araya gelerek pandemi bahanesiyle kapatılan soyunma odası ve yemekhaneyi geri aldılar. Çubuk’ta bulunan Ernamaş’ta çalışan işçilerin sağlıklı yemek istediklerini de Evrensel’in haberlerinden okumuştuk.
İstediğimiz sağlıklı ve nitelikli koşullarda yaşamanın yolu işçilerin mücadelesinden geçiyor. İşçilerin sağlıklı yemeğe ulaşabilmesi için yemeklerin fabrikada ve hijyenik mutfaklarda yapılması, besleyici ve doyurucu olması gerekir. Özellikle kış aylarında işçilerin vitamin ihtiyacını karşılayacak ara öğünleri talep etmek, meyve ve kuru yemiş dağıtılmasını sağlamak önemli. Bunların garanti altına alınması için de tüm süreçlerin işçiler tarafından denetlenmesi şart. Ayrıca fabrikalarda düzgün ısınma sistemleri talep edilmeli. İşçilerin sağlıklı ve zinde kalabilmeleri için de yaygın ve ücretsiz spor tesisleri kurulmalı.
Sağlıklı yaşamak bir ayrıcalık değil, her insanın hakkıdır. Bu hak için işçiler bir araya gelmeli, talepleri için mücadele etmeli.
Kaynak:
https://www.evrensel.net/haber/338443/sovyetlerde-isci-olmak-neden-guzeldi
The Essence of the Soviet Health System. (2017). American journal of public health, 107(11), 1736–1738. https://doi.org/10.2105/AJPH.2017.107111736
https://www.evrensel.net/haber/337882/sovyetler-birliginde-isci-sagligi-ve-guvenligi
https://teoriveeylem.net/tr/2020/01/10/sovyetler-birliginde-saglik-hizmetleri%EF%BB%BF/
https://www.belgelik.dr.tr/ToplumHekim/kayit_goster.php?Id=229
Kiliç, M., Aslan, M. (2016). Sovyet Toplumunda Sporun Rolü. Journal of History School, 9(XXV), 195–213. https://doi.org/10.14225/joh887
Beyhan, Y. İşçi Sağlığı-İş Güvenliği ve Beslenme.
https://www.evrensel.net/haber/498248/abdde-grev-yazi-suruyor-is-birakan-isci-sayisi-yuzde-50-artti
https://www.evrensel.net/haber/499428/yunanistanda-isci-ve-emekciler-grevde-is-yasasinin-degistirilmesi-savas-nedenidir
https://www.evrensel.net/haber/475432/ingilterede-greve-giden-iscilerin-buyuk-zaferleri
https://www.evrensel.net/haber/497618/eylemdeki-fedas-iscileri-bu-sadece-bizim-degil-herkesin-meselesi-olmali
https://www.evrensel.net/haber/446319/erkunt-traktor-iscilerin-yasadigi-sorunlari-reddetti-en-iyisiyiz-dedi
https://www.evrensel.net/haber/503815/ernamas-iscileri-saglikli-yemek-istiyor