28. CIPOML Konferansı'ndan sömürü ve savaş düzenine karşı sınıfa ve halklara çağrı
CIPOML'nin Meksika’da gerçekleştirildiği 28. Genel Kurulu’nun sonuç bildirgesinde “İşçi sınıfı ve halkları burjuvazi ve emperyalizme karşı birlik ve mücadeleye çağırıyoruz” denildi.
Fotoğraf: Evrensel
Uluslararası Marksist Leninist Parti ve Örgütler Konferansı (CIPOML) 28. Genel Kurulu’nu Meksika’da gerçekleştirildi. Konferansın sonuç belgelerinde “İşçi sınıfı ve halkları burjuvazi ve emperyalizme karşı birlik ve mücadeleye çağırıyoruz” denildi. Ayrıca Filistin’le dayanışmanın bir kez daha altı çizildi.
28. CIPOML Kurulu, rakip bloklar olarak birleşmekte olan emperyalistler arasındaki kapışmanın giderek sertleştiği koşullarda toplandı. Üç günlük çalışma yürüten Konferans, işçi sınıfı ve halkların gündemindeki sorunları tartışarak sorunların çözümlerine ilişkin kararlarını yayımladı.
“Konferansımız; dünya işçi sınıfı ve emekçi halklarının birlik ve mücadelelerini saptırıcı içerikli bütün karalayıcı, aldatıcı görüş ve eğilimlere karşı uzlaşmaz açık ideolojik mücadele yürütme kararlılığındadır” denilen sonuç bildirgesinde öne çıkan vurgular şöyle:
DÜNYAYI PAYLAŞAMAYAN EMPERYALİSTLER YENİ SAVAŞLAR ÇIKARIYOR
“Dünyanın emperyalistlerin değişen güçlerine göre ekonomik yeniden paylaşılmasında küçümsenemeyecek gelişmelere tanık oluyoruz. Ukrayna’da bir yanda ABD, İngiltere ve Avrupalı ülkelerle savaş örgütleri NATO, karşılarında ise Çin tarafından desteklenen Rusya’nın yer aldığı bir emperyalist savaş sürüyor. ABD ve İngiltere’yle Japonya, Avustralya, Kanada ve Avrupalı emperyalistlerin tüm desteğini arkasına alan İsrail topraklarını işgal ettiği Filistin halkına karşı pervasız bir saldırı savaşı yürüterek soykırım uyguluyor.
İsrail Siyonizminin ABD başta olmak üzere emperyalistlerin büyük çoğunluğunca desteklenen saldırganlığı dünya halklarını ayağa kaldırarak, emperyalistler arasındaki ilişkileri de kapsayarak tüm dünyayı etkiliyor. Suriye’yle Libya’da emperyalistler vekilleri aracılığıyla savaşırken, Afrika’da süren yerel çatışmalarla ardı ardına gerçekleşen darbeler emperyalistlerin kıtanın yeniden paylaşılmasına yönelik çatışmalarının sürdüğünün birer kanıtı. Çin de, Asya’nın yanı sıra Afrika ve Latin Amerika’da bu kıtaların egemen emperyalistleriyle boy ölçüşüyor. Yatırımları, verdiği borç ve kredilerle özellikle Amerikan emperyalizmine meydan okuyor. Şimdilik aldığı yanıt, giderek tırmanan ticaret savaşlarını, tedarik zincirleri ve nakliye yollarının yenilenmesi ve yatırım ve teknoloji transferine konan engellerin izlemesi oluyor.
Emperyalistlerin birbirleriyle boy ölçüşmeye yönelmeleri silahlanma harcamalarındaki artışta görülüyor. Dişinden tırnağına kadar silahlı olan emperyalistler Ukrayna türü savaşlarda eski silah stoklarını tüketirken yeni silahlarını deniyor ve silah üretimine hız veriyorlar. Emperyalistler sadece silahlanmaya hız verip askeri sınai komplekslerini devasa yatırımlar yapmakla kalmıyorlar, militarizmi her alana yaygınlaştırarak kapitalist toplumun militarizasyonuna girişiyorlar.”
KAPİTALİZMİN GENEL ÇÜRÜMESİNİN BELİRTİLERİ HER YERDE
“Emperyalistler arası çekişmenin bu doğrudan sonuçları dünya ekonomisi olumsuz etkiliyor. Kısa vadede kapitalist üretimi canlandırıcı etkide bulunsa da halkın sırtına yıkılan –üretken olmayan– silah üretimine yönelik harcamalar gerçekte ekonomiyi tahrip edici rol oynuyor. Üstelik sadece Rusya’dan gaz almayı durduran Almanya iki yıldır ekonomisini toparlamaya çalışmakla kalmıyor. Geçen yıldan başlayarak dünya ticaret hacminin büyüme oranı düşüyor. Büyüme oranlarındaki yavaşlama sanayi üretimi için de geçerli. Üstelik iki büyük Amerikan bankasıyla bir büyük İsviçre bankası yeni iflas ettiler. Bu güncellikleri, kapitalizmin genel çürümesinin belirtileri.
Kapitalist ekonominin gelişmesindeki yavaşlamanın tek nedeni emperyalistler arasındaki çelişme ve çatışmalar değil kuşkusuz. Sömürü ve yağmaya dayalı kapitalist emperyalist sistem durmaksızın kriz üretiyor. Kapitalist üretimin amacı tekellerin kârını artırmak ve bu, bütün kötülüklerin kaynağı. Emperyalistler arasında giderek keskinleşen çelişki ve çatışmalar, bir örneğine 2021’de tanık olunan kapitalist krizlerle birlikte kapitalizmin genel krizini derinleştiriyor. Kapitalizmin genel kriziyse onun ekonomik, mali, sosyal, siyasal… tüm çelişkilerini ve etkilerini ağırlaştırıyor.”
SÖMÜRÜ ARTIYOR, YAŞAM VE ÇALIŞMA KOŞULLARI ZORLAŞTIRILIYOR
“Sertleşen emperyalistler arasındaki çelişkilerin ağırlaştırdığı dünya ekonomisinin sorunlarıyla tekelci sömürü ve dayatmalar, sömürülen kitlelerin yaşam ve çalışma koşullarını zorlaştırıyor.
Uluslararası burjuvazi ve kapitalizmin ideologlarının barış ve refah vaat eden eski iddiaları çoktan müzelik oldu. Enflasyonu tırmandırıp yeniden durgunluğa doğru sürüklenen kapitalizmin egemenliği, toplumsal sorunların bu sistem içinde çözülemeyeceğini doğruluyor. Gerçek ücretler düşüyor, gelişmiş kapitalist ülkeler de dahil yoksulluk genelleşip yayılıyor.
Dünya işçi sınıfı ve ezilen halklar, ücretlerin düşmesi, sosyal hizmetlerde kesintiler ve yeni zamlarla vergilerin yol açtığı yoksulluğun kıskacında. Beslenme, barınma, ısınma ihtiyaçlarını karşılamada giderek daha çok zorlanıyorlar.
FAŞİZME KARŞI MÜCADELE İHTİYACI BÜYÜYOR
“Kapitalizmin kötülükleri ve burjuvazinin işçilerle halklara saldırısının doğrudan bir sonucu dünya işçi hareketinde tanık olunan canlanmadır. Artık, proletarya en gelişmiş ülkelere varıncaya kadar, kendisini hedef alan kapitalist saldırganlığa karşı tutum alıyor. ABD ve İngiltere’yle Fransa’daki kitlesel işçi hareketi ve grevler saldırıların yanıtsız kalmadığının kanıtı.
Gelişen proletarya hareketine karşı burjuvazi birçok ülkede yüzündeki “demokrasi” maskesini atma ve faşizmi yeniden piyasaya sürme eğiliminde. Yeni gerici önlemlerin yasalaştırılması birbirini izliyor ve faşizme karşı mücadele ihtiyacı büyüyor. Faşizme karşı mücadele, burjuvazi ve emperyalizme karşı mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır.
CIPOML, dünya halkalarını yaklaşmakta olan 3. Dünya Savaşı tehlikesine karşı uyarıyor. CIPOML, dünya işçi sınıfı ve ezilen halklarını, zenginlik kaynaklarına göz diken bütün emperyalistlere karşı mücadeleye çağırıyor.
Konferansımız; bütün ülkelerden işçileri hiçbir burjuva partisi ve emperyaliste umut bağlamadan kapitalizme karşı mücadeleye ve sermayenin egemenliğini devirmek için birleşip örgütlenmeye çağırıyor. Konferansımız; ezilen dünya halkları ve uluslarını sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelelerini yükseltmeye çağırıyor.”
"ANTİEMPERYALİST MÜCADELENİN GÜÇLENMESİ ZORUNLU"
CIPOML 28. Genel Oturumunda “Antiemperyalist mücadele” temalı ayrıca bir bildiri de yayımlandı. “Tüm tekeller ve emperyalistler halkların düşmanıdır” başlıklı bildiride, “Açıktır ki, emperyalistler arasında giderek sertleşen çelişkiler ve bunların uluslararası işçi sınıfı ve halklar üzerindeki etkileri, dünya ölçeğinde antiemperyalist mücadelenin güçlendirilmesini zorunlu kılıyor” denildi.
“ABD’nin hâlâ dünyanın en büyük gücü olması, diğer güçlerin kendi hegemonyalarını gerçekleştirmek üzere dünyanın yeniden paylaşılmasına girişmedikleri anlamına gelmiyor” denilen bildiride, “İyi ve yardımsever emperyalist yoktur” uyarısı yapılarak ve şu ifadeler kullanıldı:
“Konferansımız, emperyalizmin sömürücü, yağmacı, zorba karakterine ilişkin kavrayışı geliştirme kararlılığındadır. Çin ve Rusya’nın emperyalist karakterini ya inkar eden ya da emperyalist olduklarını kabul etmekle birlikte onları insanlıktan yana, halkların dostu, barışçıl güçler olarak tanımlayarak, sadece ABD ve müttefikleriyle NATO’yu ‘düşman’ gören bilim dışı pozisyonları etkisizleştirmeyi görevi sayar. ABD ve NATO’nun halkların tek düşmanı olduğunu ileri sürerek, sanki bugün ‘tek kutuplu’ymuş ve emperyalistler dünyayı yeniden paylaşmak için çatışmıyorlarmış gibi, ‘çok kutuplu’ bir dünya kuruluşunu amaç edinenler, Rusya ve Çin emperyalizmine dayanarak ABD emperyalizmine karşı mücadele edilebileceği hayalini yayıyor. Oysa bir emperyaliste dayanarak diğerine karşı mücadele edilemez! Emperyalist-kapitalizmi hedef almayan belirli bir emperyaliste karşı sözde mücadele iddiasının, hedef alındığı iddia edilen emperyalistin rakibi olan emperyalistlerin aleti olmaktan başka bir içeriği olamaz. Halkların dostlarıyla düşmanlarını karıştırmasını sağlamaya çalışan emperyalizm yardakçılığıyla mücadele zorunlu olduğu kadar, bağımsızlık ve demokrasi, sosyal ve ulusal kurtuluş için gerçek ve geniş bir anti-emperyalist mücadele cephe inşa etmek de şarttır. Tek tek ülkelerde başlıca hedef edinilecek emperyalistler farklı olabilir, ancak gerçek bir anti-emperyalist cephenin bütün emperyalistleri ve işbirlikçilerini hedef edinmesi zorunludur.”
Bildirinin tamamına erişmek için buraya tıklayınız.
KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKINI TANIMAYAN ‘ÇÖZÜM’ SOYKIRIMI MEŞRULAŞTIRIR
CIPOML 28. Genel Kurulu’nda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ile ilgili de bildiri yayımlandı. “Filistin topraklarının işgaline son vermeyen, Filistinlilerin ulusal haklarının eşitliğini, özellikle de bağımsız bir devlet kurulana kadar kendi kaderini tayin hakkını tanımayan herhangi bir ‘çözümün’ sadece Filistin halkına yönelik soykırımın devamını meşrulaştırmaya hizmet ettiğini teyit ediyoruz” denilen bildiride, “Emperyalist anlaşmazlıkların keskinleşmesi nedeniyle Ortadoğu’daki askeri çatışmaların tırmanmasına yol açabilecek bu dramatik durumda, CIPOML 28. Genel Kurulu, dünya proletaryasını ve halklarını, ezilen kadınları ve gençleri, Siyonist güçler ve onların emperyalist müttefikleri tarafından işlenen suçları kınamak ve durdurmak için gösterileri sürdürmeye ve güçlendirmeye, Filistin’in acı çeken halkıyla ve onun devlet terörü uygulayan işgalci Siyonist güce karşı meşru silahlı direnişiyle tam dayanışma ve desteğini ifade etmeye çağırmaktadır” denildi.
Bildirinin tamamı için buraya tıklayınız. (DIŞ HABERLER)