7 Aralık 2023 15:21
/
Güncelleme: 15:30

TTB: İşçilerin sağlığı ve güvenliği patronların insafına bırakıldı

İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin kanunun ertelenmesine yönelik açıklama yapan TTB, "İşçilerin sağlığı ve güvenliği patronların insafına bırakılamaz" dedi.

TTB: İşçilerin sağlığı ve güvenliği patronların insafına bırakıldı

Fotoğraf: Kübra Kırımlı/Evrensel

Türk Tabipleri Birliği (TTB) İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu, TTB Genel Merkezi'nde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na dair açıklama yaptı. Meclis plan ve bütçe komisyonunda alınan son karar ile kamu kurumları ve elliden az sayıda çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin uygulanmasının toplamda 12 yıl ertelendiği hatırlatılan açıklamada, "İşçilerin sağlığı ve güvenliği patronların insafına bırakılamaz" denildi.

KANUNUN UYGULANMASINI 12 YIL ERTELEDİLER

Açılış konuşmasını TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut'un yaptığı basın açıklamasını TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Selçuk Çelik yaptı. Çok tartışmalı bir süreç sonunda, meslek örgütlerinin eleştirilerine ve itirazlarına rağmen 30 Haziran 2012 yılında çıkan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun en iddialı olduğu konu, tüm çalışanları kapsamasıydı, diyerek söze başlayan Dr. Çelik; "Kanun ilk çıktığında, kamu kurumları ve elliden az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için uygulamanın başlangıç tarihi olarak 30 Haziran 2014 belirlenmişti. Henüz bu tarih gelmeden 2 Ağustos 2013'te, 6495 sayılı kanun ile yürürlük tarihi 1 Temmuz 2016 olarak değiştirildi. Bu zaman geldiğinde ise 6745 sayılı kanun ile 1 Ocak 2017'ye, ardından 7033 sayılı kanun ile ile 1 Ocak 2020'ye, son olarak da COVID-19 pandemisi gerekçe gösterilip, 7252 sayılı kanun ile değişiklik yapılarak uygulama tarihi 31 Aralık 2023'e ertelendi. 2020 yılındaki ertelemenin gerekçesinin COVID-19 pandemisi olmadığını söyleyen Türk Tabipleri Birliği'ni (TTB) ve kolumuzu tarih haklı çıkarmıştır" diye konuştu.

29 Kasım 2023 tarihinde toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 'yüksek ek maliyet ve yeterli İSG profesyoneli olmaması' gerekçesiyle uygulamanın 30 Aralık 2024 tarihine ertelenmesi kararı çıktığını ifade eden Dr. Çelik, "Bu kararın Meclis Genel Kurulu'nda oylanması ve Resmî Gazete'de yayımlanmasının bu yıl bitmeden gerçekleşmesi planlanmaktadır. Bu son karar ile kamu kurumları ve elliden az sayıda çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin uygulanması toplamda 12 yıl ertelenmiş oldu. Bir kanunun herhangi bir maddesinin uygulanmasının defalarca ertelenmesi öngörüsüzlük, ciddiyetsizlik ve beceriksizlik olarak değerlendirilmelidir" dedi.

"UYGULAMAYA YÖNELİK NE BİR HAZIRLIK VAR NE DE TEŞVİK"

Kabulünden sonra yapılan değişikliklerle kanun ve yönetmeliklerin yamalı bir bohçaya döndüğünü söyleyen Dr. Çelik, "Ertelemelerin gerekçelerine bakıldığında ise bir yıl sonrasında bir şeylerin düzelmeyeceği aşikâr olarak görülmektedir. Kamuda ve elliden az sayıda çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu ertelense de, bu kurumların işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini organize etmeleri önünde yasal bir engel bulunmamaktadır. Fakat ne uygulamaya yönelik bir hazırlık ne bir teşvik ne de bu konuda denetimler yapılmaktadır. Dolayısıyla bu işyerlerinde, işçilerin sağlığı ve güvenliği patronların ve idarecilerin insafına bırakılmıştır" dedi.

"KANUNUN KABULÜNDEN BU YANA 2000 İŞÇİ İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLDÜ"

Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmanın işçi ya da memur tüm çalışanların hakkı olduğunun ifade edildiği açıklama Dr. Çelik şöyle devam etti: "Bu ertelemeler işçi sağlığı ve iş güvenliğinin korunmasına yönelik ciddi endişeleri beraberinde getirmektedir. Bu sürekli erteleme politikası işyerlerindeki sağlık ve güvenlik standartlarını zayıflatmakta, yöneticilerin ve patronların işçi sağlığı ve iş güvenliğine yeterli ciddiyeti ve özeni göstermemelerine, bu alandaki yatırımlarını ertelemelerine ve sonuç olarak iş kazaları ve meslek hastalıklarının artmasına neden olmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin bu kanun ile beraber piyasaya açılması, taşeronlaştırmayı ve esnek çalışmayı öncelemesi, alanda yaşanan sorunların en temel kaynaklarındandır. Kabulünden bu yana yılda 2000'den fazla işçinin iş cinayetlerinde can vermesi, çıkışındaki iddiaların aksine kanunun kazaların önlenmesine yetmediğini göstermektedir. Kanun çıktığından bu yana yenisi açılmak bir yana var olan meslek hastalıkları hastanelerinin kapatılması, işyerlerinde işle ilgili hastalık ve meslek hastalığı oluşmasının önlenmesi adına yeterli önlemlerin alınmaması, meslek hastalığı tanısı konulması önünde türlü engellerin çıkarılması, uygulanmakta olan maddelerin de işe yaramadığının açık göstergesidir. İstatistiksel olarak her yıl binlerce işçinin iş nedeniyle öldüğünün tespit edilmesi gerektiği ülkemizde, meslek hastalığına bağlı ölüm sayısı '0' olarak gösterilmektedir."

ULUSAL İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONSEYİ 5 YILDIR TOPLANMADI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili ulusal politikaların oluşturulması ve kararların alınması ile ilgili, TTB gibi emekten ve işçilerin sağlığından yana tavır alan tarafların görüşlerini önemsenmeden tek başına davranmayı tercih etmekte olduğunu söyleyen Dr. Çelik, "Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi 2018 yılından bu yana neden hiç toplanmamıştır? Gelinen nokta göstermektedir ki işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda doğru ve uygulanabilir kararlar alınamamakta, istenen uygulamalar hayata geçirilememektedir. TTB, işçi sağlığı alanında ülkemizdeki en birikimli ve deneyimli kurumların başında gelmektedir. Bu alandaki sayısız sorunun çözümü için resmi otoritenin görüşlerine başvurması gereken yegâne kurumlardan biri olan örgütümüz, bunun yapılması bir yana; susturulmaya çalışılmaktadır. TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu olarak, tüm çalışanların ve işyeri hekimlerinin sorunlarını görünür kılmaya ve bunların çözümü noktasında sorumluluk almaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Dr. Çelik son olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen değişikliğin Meclis Genel Kurulu tarafından reddedilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyerek; "Milyonlarca çalışanın en az 1 yıl daha işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinden yoksun bırakılması kabul edilemezdir. 6331 sayılı kanunda yapılacak yamalar yerine sendikalar, üniversiteler, meslek odaları ve yerel yönetimlerle oluşturulacak kurulların oluşumundan sonra, konunun taraflarının katılımı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere, tüm mevzuat ve denetim mekanizması, ekseni 'insan' olan anlayışla yeniden düzenlenmelidir" dedi.

TTB II. BAŞKANI DR. ÖKTEN: İŞÇİ ÖLÜMLERİNDE DÜNYADA BİRİNCİ SIRADAYIZ

Dr. Selçuk Çelik'in ardından söz alan TTB II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, "TTB bir hekim örgütü olarak bir yandan toplum sağlığını savunur ve ve onun için sağlık hakkı mücadelesini verirken; bir yandan da ülkemizdeki demokrasi ve adalet mücadelesinde de yer alıyor. TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu olarak işçi sağlığının korunması ve güvenliğinin sağlanması noktasında da mücadele eden bir örgütüz. İşçi sağlığı ve güvenliği alanında olduğu gibi hemen her alanda sözümüzü söylememiz iktidarı rahatsız etmiştir. 30 Kasım'da verilen karar bundan dolayıdır. Ancak biz yine söylüyoruz; biz sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Demokrasi alanında olduğu gibi işçi sağlığı ve güvenliği konusunda da ülkemiz kötü bir sıralamada. Şu an işçi ölümlerinde dünyada 3. Sırada ve OECD ülkeleri arasında ise birinci sıradayız. AKP yıllarda 32 binden fazla işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. 2023'ün ilk 11 ayında ise 1772 işçi İSİG rakamına göre yaşamını yitirmiştir. Çıkarılan yasadan ayrı başka bir sorunu ortaya koyuyor bu rakamlar. O da neredeyse hiçbir alanda denetim yapılmadığını bizlere gösteriyor, dedi. Konuya dair TTB'ye bağlı kolumuz konunun yakın zamanda da meclise geleceğini söyledi. Bu anlamda kolumuzun yaptığı uyarıların dikkate alınması istiyoruz" dedi. (Ankara/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et