08 Aralık 2023 03:48

Eğitimin bitmeyen zorlu yolculuğu

Eğitimci ve sendikacı Orhan Yüce, "Eğitim Süreçleri" kitabını yayımladı. Kitaba ilişkin konuştuğumuz Yüce, "Eğitime düşen görevlerde, bilim insanlarının ve pedagogların etkisini sergiledik" dedi.

Eğitim Süreçleri Kitap Kapağı

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir

Eğitim, insanın doğduğu andan itibaren kendini bulduğu ve geliştirdiği süreç olarak tanımlanabilir. Toplumun genel geçer değerlerini sonraki kuşaklara benimsetme etkinliği olarak da tanımlamak hatalı olmaz. Eğitim sınıflı toplumlarla birlikte farklı boyutlarda işlevsel görevler üstlenmiştir. Kütüphane raflarında eğitim ile ilgili birçok kitap yerini aldı. Yaşanan değişim süreçleri, sosyal kültürel aktarımlara da yansıdı.   

Uzun yıllar eğitimci-sendikacı olarak görev yapan Orhan Yüce de “Eğitim Süreçleri” kitabını yayımladı. Geçtiğimiz günlerde baskısı tamamlanan kitap, Yüce’nin uzun inceleme ve araştırmalarının sonucu oluştu. Yüze yakın kitabın sayfalarını inceleyen Yüce ile kitabı üzerine sohbet ettik.       

Sınıflı toplumların başlangıcı olan ilkel komünal toplumdan itibaren, sosyalist eğitim süreçlerini birbiriyle bağlantı kurarak karşılaştıran Yüce, karşıtlığıyla birlikte okuyucuya sunuyor. Kazma kürekten, yapay zekaya kadar ki süreci değerlendirdiğini belirten Yüce, “Çalışmasının bu süreçlerin geçişinde eğitime düşen görevlerde, bilim insanlarının ve pedagogların nasıl etkili olduklarını sergileyen bir özelliğe sahip” dedi.

"EĞİTİM ÇOK FOKSİYONLU"

Yüce, kitabının ön sözünde, düştüğü notta “Eğitim, toplumun her kesimiyle ilişkide olan bir kurum olarak, politik ve toplumsal özelliğe sahiptir” saptamasını yapıyor. İki sistemi birbiriyle karşılaştıran Yüce, “Bugünkü eğitim sisteminde itaatkar, bireyci, düzene uyumlu, çalışma sistemine sorgusuz tabi olmuş, diğer sistemde dünyayı değiştirmeye, insan yararına dönüştürmeye, bireysel ve toplumsal özgürlüğünü koruyup geliştirmeye hizmet etmiştir” diye konuştu.

Eğitimin çok geniş ve çok fonksiyonlu bir özelliğe sahip olduğunu vurgulayan Yüce, “Sosyal yapıyı tahlil etmeden eğitimin niteliği belirlenemez. Marx’ın ifade ettiği gibi, ekonomik yapı (altyapı) eğitim, sağlık, kültür ve sosyal ilişkileri (üstyapı) belirler niteliktedir. Bu da köleci toplumdan bu yana eğitimin sınıfsal karakterini ortaya koymaktadır. Kapitalist toplumda eğitim; politik baskı, insanın kendine yabancılaşması, zamansız ve mekansız en kısa sürede en hızlı biçimde sıkıştırılmış bilgi ile akla şekil vermek, biçiminde planlanırken, sosyalist sistemde eğitim; özgürleşme kaynağı, toplumsal değişim için önemli bir araç, insanın bütünlüklü gelişmesi, yaşamda mutlu olması için üretim içindeki bilgiler olarak şekillenmiştir” dedi.  

"MAKARENKO’NUN KOMÜNLERİ"

Sovyetler Birliği’ndeki Makarenko’nun komünlerinin bir yaşam destanı olduğunun altını çizen Yüce, kolektifliğe verdiği önemin bütün eserlerinin ana konusu olduğunu, Sovyet eğitiminde örnekleriyle dolu olduğunu söyledi. 

Sovyet eğitim sisteminin bir şablon olmadığına dikkat çeken Yüce, “72 günlük Paris Komünü’nden başka bir örnek de yoktu, Marx’ın komünist eğitim anlayışının yaşam bulması birçok uygulamalardan sonra sistem haline getirilebilmiştir. Okuyucu bu oluşunu kitabımda görecektir. Sovyet eğitim sisteminin oluşmasında ve sınıfsız toplumu amaçlayan bir niteliği yaşama geçirmesinde, öncelikle Lenin’in önderliği ve N. K. Krupskaya’nın, A.V. Lunaçarkski’nin, P.P. Blonski’nin, S. T. Schazki’nin, A. S. Makarenko’nun ve M. İ. Kalinin’in vermiş olduğu çaba ve sapmalara karşı ilkeli duruşları önemli yer tutmaktadır. Okuyucu bunları da görecektir” ifadelerini kullandı.

OSMANLI’DAN CUMHURİYETE EĞİTİM 

Kitabın ayrı bir özelliği de gerek Osmanlı’da gerekse cumhuriyet yönetiminde eğitimdeki yapılanmaların, tekleştirmenin ve bilimden uzak kalmanın altyapısıyla bağlantılı olarak yansıtması olduğunu söyleyebiliriz.

15. ve16.yüzyıllarda batı Rönesans, hümanizm ve buharlı makinelerini bulup sanayileşip, burjuva devrimlerini gerçekleştirişini örnekleriyle aktaran Yüce, “1520’de Yavuz Selim’in Mısır seferinin ardından halifeliği üstüne alınca şeriatın karanlığının daha da koyulaşmış, bilimsel değerler günah sayılmıştır” bilgisini okuyucuyla paylaşıyor.  

600 yüzyıl anlamını bilmeden ezberletilen, hurafelerin Osmanlı’nın sonunu getirdiğini aktaran Yüce, “Bunun üstüne kurulan cumhuriyetin devrim niteliğindeki yeniliklerin nasıl boğulduğunu ve bugün geldiğimiz yerde dünün etkisinin nasıl baskın geldiğini okuyucu kitapta görme okuma fırsatını görecek” şeklinde konuştu.

EĞİTİM VE SORGULAMA 

Yüce, “Kitabın değeri, okuyucunun anlayışına bağlıdır. Bu anlayış eksikliklerin tamamlanması ve sorgulanması doğrultusunda olursa yazılanların bir değeri olur” diye ek yaparak sözlerini tamamlarken, biz de Sokrates’in ifade ettiği gibi: “Sorgulanmamış yaşam, yaşanmaya değmez” algılayan ve sorgulayan bir insan/toplum günümüzde özlenen bir toplumdur” eklemesini yapalım.

ÖNCEKİ HABER

Sağlık Bakanı Koca: Tabip odalarının amacı sadece hekim haklarını korumak olmalı

SONRAKİ HABER

Meslektaşlarını iş cinayetlerinde kaybeden kuryeler: Sadece paket değil can da taşıyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa