Yalnız yürüyemeyiz asla yalnız yürümeyeceğiz
Kampüste, evde, sokakta maruz kaldıklarımıza karşı mücadele edebilmek adına topluluğumuzu geliştirmek için daha fazla çalışacağımız ve daha çok kadına ulaşacağımız sözünü verdik.
Fotoğraf: Pngtree
Su ŞAHİN
Kadın Çalışmaları Topluluğu
Ege Üniversitesi
25 Kasım'a giderken Ekmek ve Gül yazı işleri üyesi Nuray Öztürk'le bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu söyleşide kadına yönelik şiddetin fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel boyutlarından söz ettik. Yakın zamandaki Zeren Ertaş'ın ölümü ve Türkiye'nin her yerinden arka arkaya KYK’lerde asansör düşmesi haberlerinin gelmesiyle her ilden, her okuldan öğrencilerin bir araya gelerek tepkisini göstermesinden, topluluğumuzun da böyle bir tepkiyle birlikte kurulduğundan bahsettik.
MİRABEL KARDEŞLERDEN MİRAS ALDIK
Mirabel kardeşlerden bugüne kadın mücadelesinin nasıl bir süreç geçirdiğini, bununla birlikte kadın mücadelesinin sınıf mücadelesiyle birlikte gelişimini konuştuk. Bugün dünyanın her yerinde kadına yönelik şiddetin kaynağını, bu şiddeti neden ve nasıl engellememiz gerektiğini tartıştık. Bu söyleşide bir daha gördük ki kadına yönelik şiddet sadece erkeklerden ya da tek bir kişiden, makamdan gelmiyor. Evde çocuğa bakma görevinin biz kadınlara yıkılmasından iş yerinde daha düşük ücretlere çalıştırılmamızın, sokakta uğradığımız tacizin suçlusu olarak görülmemizin, hayatın her alanında ikincil konuma getirilmemiz ve sürekli bir şiddete maruz bırakılmamızın altında yatan sebebin üretim ilişkileri ve kapitalizm olduğunu konuştuk. Buradan yola çıkarak kadın mücadelesinin bütün halkı içeren, sistemi hedefine almış ve örgütlü bir şekilde yürütülmesi gereken bir mücadele olduğu sonucuna vardık.
Bulunduğumuz her ortamda bir araya gelmek, örgütlenmek ve haklarımız için mücadele etmekten başka kurtuluşumuzun olmadığı düşüncesini pekiştirerek çıktık. Kampüste, evde, sokakta maruz kaldığımız şeyleri paylaşabilmemiz ve birlikte mücadele edebilmemiz için bir platform olan bu topluluğu geliştirmek için daha fazla çalışacağımız ve daha çok kadına ulaşacağımız sözünü kendimize vererek 25 Kasım'da yürüdük. Güvenli kampüs talebimizi yazdığımız dövizlerimizle ve sloganlarımızla alandaydık. Milyonlarca kız kardeşimizle birlikte o gece, asla yalnız yürümediğimizi, yürüyeceğimizi bir kez daha gösterdik.