Bir şehrin bir köşesinde unutulmuş bir yurt…
Bina, yurt planına uygun inşa edilmediği için birçok sorun teşkil ediyor. Fakat biz, eğitimimizi bu koşullarda almak, bu koşullarda yaşamak zorunda değiliz.
Fotoğraf: Pixabay
Karabağlar KYK Yurdu’ndan Öğrenciler
İzmir
İzmir Karabağlar Öğrenci Yurdu, henüz açılışında öğrencileri eksikliklerle karşıladı. Bu eksiklikler giderilmeye çalışılsa da, ilk günden bu yana, yaşam koşullarının pek de iyileştirilemediğini görüyoruz. Bunların başında yurdun hiçbir üniversiteye de olmamasından kaynaklı olarak, trafiğin olmadığı koşullarda bile her öğrencinin en az 1 saat yol kat etmesinin, yani ulaşım sorununun geldiğini düşünsek de sorunlar saymakla bitmiyor.
BİNA YURT OLMAYA ELVERİŞLİ DEĞİL
Bina, yurt planına uygun inşa edilmediği için odaların büyüklüğü bir sorun teşkil ediyor. Kimi odalarda iki kişi kimi odalarda sekiz kişi kalmakta ancak ve her arkadaşımız aynı parayı ödemektedir. Dört kişilik odalar tek lavabo ve banyo kullanırken, aynı yurttaki 14 öğrenci daire sisteminde aynı banyoyu kullanmak zorunda kalıyor. İki kişilik odalarda kişi başı bir masa-sandalye verilirken, 4-6-8 kişilik odalarda ranza başına bir masa-sandalye düşüyor. Yine daire sistemi sebebiyle oda başına bir mini buzdolabı yerine, koridor başına iki ya da üç mini buzdolabı düşüyor ancak bu yeterli olmuyor.
Odalardaki eksiklikleri idareye bildirdiğini aktaran arkadaşlarımız, sorunlarının çözülmesi için gerekli özenin gösterilmediğini vurguladılar: “Odaların temizliğinin kaç günde bir yapıldığı belli değil, üstelik odalar çoğu zaman kirli kalıyor.” Oda temizliğinin yanı sıra giysilerin temizliği de bir problem teşkil ediyor. Yurtta kalan bir arkadaşımız çamaşır sorununu şöyle ifade ediyor: “Çamaşırhanede kıyafetleri yüksek derecede yıkama şansı olmayan öğrenciler, hızlı programda yıkamaya mecbur ediliyor. Bu nedenle de giysilerimizi istediğimiz şekilde temizleyip kullanamıyoruz. Kurutma makinelerini de uzun süre kullanamıyoruz, balkonumuz da olmadığından çamaşırları kurutmak için iki gün odada bırakmaya mecbur kalıyoruz.”
TELEFON ÇEKMEDİĞİNDEN KENDİ İNTERNETİMİZİ DE KULLANAMIYORUZ
Bir arkadaşımız, internetin günümüzde eğitime ulaşmanın bir aracı olduğundan ve eksikliğinin yurdun en büyük sorunlarından birisi olduğunu ifade ediyor: “Okulların açılışından bu yana iki ay geçti ve ne yazık ki internet sorununu hâlâ çözemediler. İnternet olmadığı için ders çalışmaya, bilgisayarı sırtlayıp okula gitmek zorunda kalıyoruz. Bazı odalarda internet çekmediği için öğrenci kendi paketinden bile faydalanamıyor.” Altyapıdaki sorun yalnızca internetle de sınırlı değil. Yurdun elektriği mahalle elektriğine bağlı olduğu için mahallenin elektriği kesilince yurdun elektriği de kesiliyor. Yurtta ara ara elektrik ve su kesintisi de yaşanıyor.
Yemek sorunu da her KYK’de olduğu gibi burada da sürüyor. “Diğer yurtlara nazaran yemek lezzeti iyi ama bazen porsiyonlar küçük oluyor. Kahvaltı hiçbir şekilde doyurucu değil” diyen bir öğrenci, artı yemek almanın bütçelerini zorladığından ve yurttaki yemeğe mecbur kaldıklarını söylüyor.
BU KOŞULLARA MECBUR DEĞİLİZ
Tüm yurtlarda, az ya da çok, benzer sorunlar yaşanıyor. Bahsettiklerimiz, insanca koşullardan çok uzak. Fakat biz, eğitimimizi bu koşullarda almak, bu koşullarda yaşamak zorunda değiliz.
Geçtiğimiz ay, Zeren arkadaşımızı ihmaller nedeniyle kaybetmiştik. Mevcut tablo, bize kötü yaşam koşullarının ötesini, ölüme kadar gidebilecek bir karanlığı gösteriyor. Bu nedenle KYK eylemleri sırasında nasıl bir araya geldiysek, bugün de bu koşulları değiştirmek için “Böyle yaşamaya mecbur değiliz!” diyerek tekrar birleşmeli, tepki ve öfkemizi taleplerimiz etrafında birleşmeye ve kazanımlara dönüştürmeye çabalamalıyız.