Yeni göklerde söz dokumak
“Yeni Gökler Bekler Seni” Baha Çıtakoğlu’nun ilk şiir kitabı. İnsancıl Yayınlarından çıkan kitabının önsözü Şair Berrin Taş’ın imzasını taşıyor. Taş, Çıtakoğlu’nun ilk kitabı hakkında şu bilgileri veriyor: “Yaşamdan şiir süzmek zaman alıyor. Uzun yıllar şiir yazmayı sürdüren Baha Çıtakoğlu şairlik yolunda yürümeye karar verse de kitabı yayınlansın diye acele etmedi. Şiirleri sanki zaman içinde sınavdan geçti.” Taş’ın değerlendirmesinden Çıtakoğlu’nun şiir yolculuğunu yakından takip ettiğini anlıyoruz. Çıtakoğlu’nun şiirindeki ince ironik bakışını, gözlemci yanını ifade eden Taş, gerçekçi şiir yoluna çıkmış şairi kolaylık dileyerek önsüzünü bitiriyor.
DÜNYADAN YÜREĞE ‘YURT’ KAVRAMI
Çıtakoğlu, gündelik yaşamdan güncel politik sorunlara kadar geniş bir yelpaze ve Kıbrıs’tan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyadan dokuduğu şiirlerinden oluşuyor “Yeni Gökler Bekler Seni.” İlk kitabın isminden de anlaşılacağı üzere gökyüzüne, yeni ufuklara yapılan keşiflerden kuruyor şiirini Çıtakoğlu. Yeni bir “yurt”un keşfine çıkan Çıtakoğlu “Azlık” şiirinde Marksizm’den beslenerek şöyle sesleniyor: “Üç kişiyiz belki/ gurbetteyiz ama/ önce burayı/ sonra tüm dünyayı/ yurt yapmayı çalışıyoruz” Ama “İnsanın Kendine Göçmesi” şiirindeki: “İnsanın kendinden başka göçecek/ yurdu olmaması/ tatsız bir durum sanılsa bile/ kendini bir yurt gibi kurmak/ güzeldir” dizelerinde ise şairimiz “yurt”u yüreğiyle sınırlıyor. Toplumsal mücadelenin zayıf ve iktidar baskılarının yoğun olduğu dönemlerde şairde bir içe dönme durumuyla karşılaşılır. Çıtakoğlu’nun şiirinde de bireysel olanla toplumsal olan arasındaki bu git geller, bu durumdan kaynaklanıyor olsa gerek.
KAN DENİZİNİN ORTASINDAN
Kitapta şairimizin poetikasını anlattığı şiirlerle de karşılaşıyoruz. Çıtakoğlu “Sözü Dokuyan” şiirindeki, “Şairlik/ ip eğirmek/ kimi sırma ipten/ atlas kumaştan süsler ipini/ kimi eski çoraplardan paspas dokur renkli” dizleriyle poetikasından güzel bir örnek sunuyor. Şairliği, söz dokuyucusu olarak nitelendiriyor Çıtakoğlu. Fabrikasyon olmayan bir şiiri tarifliyor, el emeği göz nuruyla oluşturulan bir şiir yani. Şiir bir sal mıdır/ bu kan denizini aşıp kurtulmaya/ bir kruvazör mü yoksa/ dizelerinin yer aldığı “Şiirsel”de ise şiiri kan denizinden kurtulmanın aracı olarak görüyor şairimiz. Biraz ütopik değerlendiriyor Çıtakoğlu şiirin amacını ama birçok şiirinde (Yılanların Dövüşü, Yalan Şantiyesi, Dönüştürücü, Köpekler ve Anneler) kan denizinin ortasından sesleniyor okuruna.
GÜVERCİN TEDİRGİNLİĞİNDE YAŞAYANLARIN ŞİİRİ ‘HEPİMİZ’
Kitaptaki en dikkat çekici şiirlerden biri de “Hepimiz”. Hrant Dink’ten yola çıkan Çıtakoğlu, yün eğiren Ani, masalcı Anahit, aşçı Şake, değirmenci Şoğer, terzi Agop, kunduracı Sayat, kalaycı Dikran, ressam Kirkor, hokkabaz Varujan, pipo ustası Aram, falcı Bercuhi, taş ustası Boğoş, marangoz Bedros, ağdacı Belinda, elmas kakmacı Avedis, tornacı Arek ve saatçi Minas’a kadar hep birlikte yaşadığımız kaybolmaya yüz tutan bir halkın üreterek yaşayan insanlarını hatırlatıyor bize. Güvercin tedirginliğinde yaşayan, yüzlerce yıl birlikte yaşadığımız kardeş bir halkın ve Türkiye halklarının sancılarını dikkat çekiyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et