Özel okul öğretmenlerinden düşük ücrete karşı çağrı: Haklarımız için sendikamızda örgütlenelim
Düşük ücrete karşı çıkan öğretmenleri tazminatsız işten atan özel okul büyürken öğretmenlerin maaşı yerinde sayıyor. Öğretmenler, tüm meslektaşlarına hakları için sendikalı olma çağrısı yaptı.
Fotoğraf @ogretmensendika/twitter adresinden alınmıştır.
Nuray ÖZTÜRK
İzmir
İzmir Menemen’de bulunan Özel 21. Yüzyıl Karşıyaka Kolejinde görev yapan öğretmenler, düşük ücretlere karşı çıktıkları için dönem başında tazminatları ödenmeden iş akitlerinin feshedilmesi karşı hukuk mücadelesi başlattı. Öğretmenler, kendileri yoksullaşırken özel okul patronun zenginleştiğine dikkat çekerek özel okullarda çalışan tüm eğitimcilere “Haklarımız için birleşelim, sendikaya üye olalım” çağrısını yaptı.
"OKUL BÜYÜDÜ, MAAŞLARIMIZ YERİNDE SAYDI"
Özel 21. Yüzyıl Karşıyaka Kolejinde 8 yıl beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan son olarak da müdür yardımcılığı yapan Ferhat Şen, “Asgari ücret 8 bin 500 TL iken benim maaşım 10 bin TL idi. Maaşımızın asgari ücret üzerinde kalan kısmı elden veriliyor, sigorta primlerimiz eksik yatırılıyordu. Bayramlarda, tatillerde ücretlerimiz kesiliyordu. Okul her bir öğrenciden yüzde 50 kâr edip, teşvikler alıp yeni okullar açarken bizim maaşlarımız yerinde saydı. Bunlara karşı ses çıkardığımızda da işten atıldık” dedi. 5580 sayılı Özel Öğretim Kanunu’na göre sözleşme uzatma için belirli dönemler olduğunu ve bu sözleşme okul yönetimi tarafından yenilenmediği için otomatik olarak iş akdinin sona erdirildiğini dile getiren Şen “O zamana kadar olan tazminat hakkımı ödeyerek devam etmek istiyorsa benimle tekrardan sözleşme yapması gerekiyor. Ama bize geçtiğimiz mayıs ayında, nisan ayına düzenlenmiş işten çıkış tebligatı imzalatmak istediler. Gerekçe 17. madde gösterilmişti ve belgenin geri kalanı boş bırakılmıştı. Usulsüz olduğu için biz de imzalamadık. Ne çıkışımızı verdiler ne de sözleşme yenilediler. Tazminat hakkımızı da ödemediler. Sözleşmesi yenilenmeyen bir öğretmeni çalıştırmak yasa dışıdır. Dolayısıyla biz de 2023-2024 dönemi başında Milli Eğitim Bakanlığı ile de görüşerek işe gitmedik ve tazminat hakkımız için dava açtık” diye konuştu.
"HERKES RAHATSIZDI AMA ÖRGÜTSÜZDÜK"
Aynı okulda resim öğretmeni olarak görev yapmış olan Esmeray Bilgin ise, haftada 3 gün derslere girdiğini ama diğer günlerde de sergiler, yarışmalar içiin hiç durmadan çalıştığını söyledi. Öğretmenlerin genel olarak ücretlerinin asgari ücret seviyesinde olduğunu belirten Bilgin “En yüksek maaş alanımız asgari ücretten 1500 TL fazla alıyordu” dedi. Bundan herkes rahatsız olmasına rağmen ses çıkarılamadığını dile getiren Bilgin “Örgütlenmediğimiz için bu haldeydik aslında. Patron ‘baba’ gibi yaklaşıyordu. Bırakın dava açmayı karşısında cevap bile veremiyorduk. Şartlarımızın iyileştirilmesini istediğimizde mobbing başladı. O zaman anladık ki ‘baba’ değil patronmuş” diye konuştu. Aynı okulda 5 yıl beden eğitimi öğretmenliği yapan başka bir eğitimci ise belirli süreli sözleşmelerle mevsimlik işçi gibi çalıştırılmak istendiklerini dile getirerek “SGK prim ödemelerinin eksik yatırılmasından tutun da esnek çalışma dayatmalarına kadar her türlü hukuksuzluğa maruz kaldık” ifadelerini kullanarak yaz okulunda çalışanların sigortası yatırılmadığını ileri sürdü.
"O SERVETİNİ KATLARKEN BİZ YOKSULLAŞTIK"
Okulun patronunun 8 yılda 5 yeni okul daha açtığını belirten Bilgin, “Çiğli’deki kampüste 2 okul var. Menemen Emiralem’deki kampüste 2 okul var. Ayrıca Menemen’de VİP dershane var. Yabancı öğrenciler için de yabancı öğretmenlerin çalıştığı okul açıldı” dedi. Okul patronu servetine servet katarken, kendilerinin gittikçe yoksullaştığına dikkat çeken Bilgin “Benim çalıştığım okul en son uluslararası resim yarışmasında birinci oldu, bir sürü başarıya imza attık. Buna rağmen mobbinge uğradım. Bu yıl 5 gün çalışacaksın dediler. Aylık 16 bin lira teklif ettiler. Ama 2 gün Menemen’e, 2 gün Çiğli’deki okula gitmem istendi. Düşük ücreti, esnek çalışmayı kabul etmediğimi bildirdim. Kendi kurumlarıyla çalışmayacağımı söyleyerek tazminat haklarımı istedim, reddettiler. İstifa etmeye zorladılar. Sözleşmem yenilenmediği halde okulların açıldığı eylül ayında üç gün üst üste işe gitmediğim gerekçesiyle tazminatsız çıkış vermişler” ifadelerini kullandı.
"MAAŞIMI YÜKSELTMEK YERİNE EV ARKADAŞI BULDU"
2019’da göreve başladığı okulda patronun ‘Kredimiz var, refaha ereceğiz. Öğretmenler çarpı iki alacak’ dediğini aktaran İngilizce Öğretmeni Tuğba Arıcı “Sonra pandemi girdi, ‘birçok okul maaş vermezken ben kesinti yapmayacağım’ dedi. Ama son bir yılda da asgari ücret düzeyinde kaldı maaşlarımız” dedi. 2021’de kiralar yükselince ‘Hocam benim kiram çok yükseldi, bu ücrete seneye devam edemeyebilirim’ dediğimde kira yardımı teklif edildiğini ama maaş yükseltilmediğini anlatan Arıcı “Yardım yaparak minnet duydurmak istiyorlar. Sene sonu geldiğinde ise kira yardımı yerine bana ‘Sana çok güzel ev arkadaşı buldum’ dedi. Geçtiğimiz haziranda maaşımı 8 bin 750 TL yaptılar. Eylüle kadar böyle devam etti. Haklı fesih yoluna gittim ancak alacaklarım ödenmedi” dedi.
"MESELE SADECE TAZMİNAT DEĞİL"
Mücadelelerinin sadece tazminat meselesi olmadığını söyleyen Ferhat Şen, “Emsal bir dava olacak çünkü genelde bu tarz haksızlığa uğrayan öğretmenler ya bireysel bir tutum alıyor ya CİMER’e yazıyor ya da Milli Eğitim Bakanlığına şikayet ediyor. Müfettiş geliyor inceleme başlatılıyor ancak daha müfettiş gelmeden bilgisi geliyor okula ve her türlü hazırlık önceden yapılıyor. Verilmesi gereken ifadelerin tembihletilmesinden tutun da susturmak için tehditlere varana kadar. Öğretmenler işsiz kalmamak için baskıya boyun eğip söylemesi istenenleri söylüyor. Biz işten çıkarılan bir grup arkadaş örgütlü davrandık. Dava yoluna gittik bir yanı buydu. İkincisi de sorunlarımızın ve taleplerimizin görünür olmasıydı” dedi. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyeleri olduklarını ve bunun iş yerinde de bilindiğini söyleyen Şen, “Özel okul öğretmenleri her yerde benzer sorun ve baskılarla karşılaşıyor. Bu nedenle örgütlenme çok önemli. Ancak mükemmel bir baraj kurmuşlar örgütlenmenin önüne. Sözde sendikal örgütlenmenin önünü açtık diyorlar, birden fazla sendikada örgütlenebilirsiniz diyorlar ama yüzde elliyi geçen sendikanın TİS yapma hakkını barajlarla elinden alıyorlar. Özgürlük diye sundukları ise çalışanları bölmek” ifadelerini kullanarak bunu değiştirmek için de örgütlü davranmak gerektiğini söyledi.
"MÜCADELEMİZ ÖRNEK OLSUN"
Amaçlarının sadece tazminat alıp gitmek olmadığına vurgu yapan Tuğba Arıcı “Örgütlendiğimiz zaman neler değişiyor onu göstermek istiyoruz. İşverenler ortak hareket ediyor. Şikayet edersen başka yerde çalıştırılamazsın diye tehdit ediliyor. Bu durum öğretmenlerin de direncini düşüren bir durum. Konuşma, sus, hakkını arama. Ama tek başına değil de örgütlü olduğumuzda hakkımızı alabiliriz bunu göstermek istiyoruz. Bundan sonra arkadaşlarım biraz daha refaha ersinler ve karşılarında haklarını savunabilen arkadaşları olsun, örgütlülüğe kavuşsunlar istiyoruz. Amacımız o. Örnek olsun bir araya gelmemiz, tartışılsın istiyoruz” dedi.
KAMUYLA EŞİT ÜCRET VE STATÜ TALEBİ
İş güvencesi nedeniyle ismini yazamadığımız çok sayıdaki öğretmenin talebi de insanca yaşamak ve eşit ücret. Eşit işe eşit ücret talep ettiklerini belirten öğretmenler, bütün özel okul öğretmenlerinin kamudaki öğretmenlerle eşit haklara, statüye sahip olmasını ve örgütlenme önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Eğitimciler, yaşadıkları haksızlığın basına yansıması sonrası, işverenin kendilerine ulaşıp anlaşmak istediğini söylediğini ancak ilk ödemesi gereken tazminat tutarını teklif ettiğini ve bunca aylık mağduriyetlerini ve diğer alacaklarını yok saydığı için bunu kabul etmediklerini söyledi.