AB serbest ticarette köşeye sıkıştı
Latin Amerika ile ticaret anlaşması son anda iptal olan AB’nin yeni pazarlar konusunda sıkışması Çin ile ilişkilerde zorunlu olarak bir denge politikasına neden oluyor. ABD faktörü hâlâ etkili.
Fotoğraf: Pixabay
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Değişen dünya koşullarında rekabet gücünü arttırma, yeni pazarlar elde etmenin derdine düşen Avrupa Birliği (AB) nereye elini atsa boş dönüyor.
Normal koşullarda AB ile Mercosur ülkeleri Brezilya, Arjantin, Paraguay ve Uruguay arasında yıllardır çalışması yapılan AB-Mercosur Serbest Ticaret Anlaşması’nın önceki gün Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde imzalanması gerekiyordu. AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis ve AB Komiseri Ursula von der Leyen, imza töreni için biletleri aldıkları halde tören Arjantin’de aşırı sağcı Javier Milei’nin cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle iptal edildi.
Mevcut Cumhurbaşkanı Alberto Fernandez, AB-Mercosur Serbest Ticaret Anlaşması’nı imzalama yetkisinin yeni cumhurbaşkanında olduğunu söyleyerek anlaşmanın ileri bir tarihe ertelenmesini istedi. Ancak, anlaşmaya yönelik eleştirisini de gizlemedi. Fernandez, anlaşma ile AB’nin sanayi ürünleri için 700 milyon insanın yaşadığı Mercosur ülkelerinin pazarının sınırsız şekilde açıldığına dikkat çekerken, aynı durumun Mercosur ülkelerinin tarım ürünleri için geçerli olmadığını vurguladı.
Yeni seçilen Milei ise, AB-Mercosur Serbest Ticaret Anlaşması’na karşı çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda Mercosur ülkeleri arasındaki serbest ticarete de karşı çıkıyor. Bundan diğer ülkelerin kârlı, Arjantin’in zararlı çıktığını savunuyor. Bu nedenle uzun yıllardır üzerinde görüşme ve pazarlıkların yapıldığı anlaşmanın imzalanmasına pek ihtimal verilmiyor. Son dakika iptali, pazartesi günü Berlin’e gelen Brezilya Devlet Başkanı ve Mercosur Ara Bulucusu Luiz Inácio Lula da Silva’nın gezisine de gölge düşürdü.
Benzer şekilde daha önce AB ile ABD arasında imzalanan ancak yürürlüğe konulmayan Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması (TTIP) da Donald Trump’ın seçilmesinden sonra iptal edilmişti.
AB-Mercosur anlaşmasının imzalamaması ise en çok Çin’in işine yaradı. Zira anlaşmanın asıl hedefi Çin’in etkili olduğu Latin Amerika pazarında AB’nin de etkili olmasına yönelikti.
ÇİN-AB ZİRVESİ VE TİCARET AÇIĞI SORUNU
Brezilya’ya gidemeyen AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile birlikte Çin’e gitti. Dört yıl aradan sonra perşembe günü ilk kez yüz yüze yapılan AB-Çin zirvesinde temel gündem pazar paylaşımı ve mal ve hizmetlerin dolaşımıydı. ABD’nin öncülüğünde son yıllarda Tayvan üzerinden Çin’e karşı başlayan ekonomik ve askeri ablukayı AB de pek çok açıdan destekliyor. Bu nedenle Çin pazarından kısmen çekilmeyi hedefleyen AB için Mercosur yeni sınırsız bir pazar olma özelliği taşıyordu.
Pekin’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşen AB yetkilileri, Çin’in AB ürünlerine koyduğu sınırlamalardan ve verilen büyük ticaret açığından şikayetçi oldular. AB ile Çin arasında günlük 2 milyar avroluk ticaret hacmi söz konusu ve AB 400 milyon avro açık veriyor. AB, bu ticaret açığına bir denge getirilmesi için zirveyi Çin üzerinde baskı kurmak için bir fırsat olarak kullandı. Ancak, bu dengenin kısa sürede değişmesi beklenmiyor.
Çin pazarını rahat bir şekilde kullanarak ucuz ham madde ve iş gücü nedeniyle kârlarını artıran tekeller de çekilme niyetinde değil. Ancak, AB’nin elektrikli otomobilde iç piyasayı Çin’e kaptırmamak için yüksek gümrük vergileri getirmesi seçenekler arasında. Zira AB ülkelerinin pek çok alanda olduğu gibi elektrikli arabada da Çin ile rekabet edemeyeceği açık.
AB’nin daha önce Çin’de yatırım yapan şirketlere verdiği “De-Risking” (Risksizleştirme) mesajından da bir sonuç alınabilmiş değil. Bununla yatırımların başka ülkelere kaydırılması hedefleniyor.
Ancak birçok AB şirketi Çin’deki yatırımlarını bitirme yerine şirketleri parçalama, birbirinden bağımsız hale getirme yoluna başvuruyor. Böylece Çin’e karşı alınacak yaptırımlardan kurtulmayı hedefliyorlar. Çin ise, ticari ve siyasi ilişkiler bakımından AB ile iyi ilişkiler kurmaktan yana. Bu nedenle ilişkilerin sürmesi için bazı alanlarda geri adım atabilir.
ÇİN, ABD’YE KARŞI AB’Yİ YANINA ÇEKMEYE ÇALIŞIYOR
Devlet Başkanı Şi, bu nedenle zirvede Çin ile AB ekonomilerinin “Yüksek düzeyde tamamlayıcı” olduğuna ve iş birliğini geliştirmenin ortak çıkarları güçlendireceğine işaret etti. Bu çerçevede AB’yi rakip olarak görmek istemediklerinin altını özellikle çizdi: “Sistemlerimiz farklı diye birbirimizi rakip görmemeliyiz. Rekabet içindeyiz diye iş birliğini azaltmalıyız. Anlaşmazlıklarımız var diye cepheleşmemeliyiz.”
Bu mesajlar, Çin’in ABD’ye karşı AB’yi yanında görmek istediği ve zaman kazanmaya dair hamleler yaptığı anlamına geliyor. Ancak AB cephesinde Çin’e karşı farklı sesler önümüzdeki dönemde de yükselmeye devam edecek. İtalya, bir süre önce Çin ile imzaladığı “Yeni İpek Yolu” projesinden çekildi. Almanya’da hükümet ortağı FDP ve Yeşiller, Tayvan sorunu bahanesiyle Çin’e karşı sert politikaların hayata geçirilmesini istiyor.
Gelişmeler, AB’nin yeni pazarlar konusunda epey sıkıştığını gösteriyor. Bu nedenle Çin ile ilişkiler zorunlu olarak bir denge üzerinden götürülmeye devam edilecek. ABD-Çin hattında tansiyon arttıkça bunun AB’ye yansımaları da sert olacak. Bu nedenle son zirvede verilen mesajların ömrünün çok uzun olmayacağı da söylenebilir.