AYM’nin iptal kararı özgürlükleri genişletmiyor
AYM’nin iptal ettiği madde o kadar saçma ki iptal edilmesiyle özgürlüklerde bir genişleme getirmiyor, sadece bir saçmalık düzeltiliyor.
Fotoğraf: Mehmet Kaman/AA
Kamil Tekin SÜREK
Avukat
Anayasa Mahkemesinin “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçunu kapsayan Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin 6. fıkrasını Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle dün iptal etti. AYM, yasal değişiklik için Meclise 4 ay süre verdi.
AYM, kararına gerekçe olarak, “Bu suçtan ceza alanlar, örgüte üye oldukları kanıtlanamamasına rağmen örgüte üye olanlardan daha fazla hapis cezasıyla cezalandırılıyor olmalarını” gerekçe gösterdi. “Örgüt adına” kavramının belirsizliğine de dikkat çeken AYM, bu belirsizliğin ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri gibi haklara da etkisine vurgu yaptı.
İptal edilen fıkra 2004 yılında kabul edilen ve 2005 yılında yürürlüğe giren TCK’nin 220/6 fıkrasıydı. 6. fıkra 2012 yılının temmuz ayında değiştirilmişti. İptal edilen fıkranın yapılış ve değiştirilme yıllarını hatırlayalım.
TCK’DEN ÇIKAN TMK’YE EKLENDİ
AKP iktidarının ilk yılları, Kemalist ve ulusalcı muhalefeti etkisizleştirmek, sol ve liberal çevrelerin desteğini almak için AKP’nin AB’ye giriyoruz hayalini pompaladığı yıllardı. AKP, ‘FETÖ’ ve liberal çevrelerin yoğun propagandası ile Türkiye demokratikleşiyor havası yayılmıştı. TCK ve Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) değişiklikler yapılıyordu. Fakat, dikkatli hukukçuların gözünden kaçmayan bir durum vardı bu değişikliklerde. Adı kötüye çıkmış, AİHM tarafından verilen mahkumiyet kararlarında defalarca eleştirilmiş bazı yasa maddeleri değiştiriliyor ama yerine getirilen düzenlemelerde bazı hinliklerle benzer yasaklamalar devam ettiriliyordu ya da TMK’den bir madde kaldırılırken, benzer bir madde ya da fıkra TCK’ye konuyordu. Biz o dönemde bu değişiklikleri sürekli eleştirmiş ve AKP iktidarının yaptıklarının bir göz boyama, aldatmaca olduğunu anlatmaya çalışmıştık.
Yeni TCK’de 168. madde yerine 314. maddeyi getirdiler. 169. maddeyi tamamen kaldırıp 314. ve 220. madde içine soktular. 171. madde yerine de 220. maddeyi koydular.
168. ve 169. maddeler devrimci ve sol, sosyalist örgüt üye ve yöneticileri için, 171. madde ise faşist, şeriatçı, sağcı örgüt üyeleri ve mafya için kullanılıyordu. Faşist, şeriatçı, sağ örgütler bu maddede örgüt sayılmıyor, suç işlemek için bir araya gelmiş silahlı ya da silahsız kişiler olarak niteleniyordu. Bazı örgüt sayılamayacak, silahlı bir eylemi olmayan sol örgütleri de bu kategoriye sokuyorlardı ünlü 141. ve 142. maddeler kalktıktan sonra.
Terör örgütü üyesi olmak suçu 3713 sayılı TMK’nin 7. maddesinde de vardı ama bu madde AİHM tarafından çok eleştirildiğinden birkaç değişikliğe uğramıştı ve “Amaca uygun halden uzaklaştı” diye TCK 314 ve 220. maddelere serpiştirdiler buradaki iptal edilen düzenlemeleri.
‘YASAKLARI KALDIRIYORUZ’ DİYEREK GENİŞLETTİLER
Yani sözün kısası “Özgürlükleri genişletiyoruz”, “Yasakları kaldırıyoruz” dedikleri her adımda yasakları biçim değiştirmiş, genişletmiş olarak yeniden koydular.
Şimdi AYM’nin iptal ettiği madde o kadar saçma ve gereksiz ki; iptal edilmesiyle özgürlüklerde zaten bir genişleme getirmiyor, sadece bir saçmalık düzeltiliyor. 220. maddenin 6. fıkrası şöyle: “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır… Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.”
ÇETE ADINA SENET TAHSİLATI YAPMAK(!)
Örgüt üyesi olmayan bir kişi örgüt adına nasıl suç işliyor? Bu bahsedilen örgüt zaten 314. (eski 168.) maddedeki gibi örgüt olmayan bir örgüt. Üç kişiden fazla sayıda ama yüzlerce de üyesi olmayan bir örgüt. Bu örgüte üyelik kriterleri muğlak, bir hiyerarşi, ideolojik siyasi birlikten falan bahsedilmiyor, suç işlemek için kurulmuş bir çete adeta. Banka soymak için, çek-senet tahsilatı-mala çökme gibi işler için kurulmuş bir çete. Böyle bir çeteye üye olmayıp onlar adına banka soymak, adam öldürmek, çek-senet tahsilatı yapmak mı kastediliyor? Belli değil.
AYM soruyor: “Bu fıkranın suç dediği ne? Hangi suçlar bu fıkrada söz edilen suç sayılıyor?” TMK ve gösteri ve toplantı ile ilgili kanunda örgüt üyesi olmamakla birlikte terör suçu sayılan fiiller belirtilmiş ya da Yargıtay kararlarında örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek için terör örgütünün çağrısına uyarak ya da onun ideolojik, siyasi amaç ve hedeflerine uygun olarak bir suç işleme belirtilmiş, burada böyle bir şey yok.
Bu fıkraya göre herkes bir suç örgütüne üye olmamakla beraber onun lehine suç işlemiş kabul edilebilir. “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” diyor. Yani Can Atalay kararı ve benzer kararlardaki tutumunu tekrarlıyor. Can Atalay kararında da Anayasa’nın 14. maddesinde belirtilen “Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz” cümlesindeki faaliyetleri tek tek say diyor. Yukarıdaki iptal kararında da “Hangi fiiller suç örgütüne üye olmasa bile örgüt adına işlenmiş sayılır belli değil, belirle diyor. Yargıtay Can Atalay kararında bunları tek tek saymaya gerek yok, kamu barışına karşı işlenmiş suçlar kategorisine giren suçlar anlaşılmalı diyor ama aynı Yargıtay örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili konusunda iki kıstas koyuyor ve ona göre karar veriyor.
Özetlersek, AYM kararı bir saçmalığı iptal etmiş ama “Deveye neden boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş” misali, bir saçmalığı düzeltmek yetmiyor, bütün mevzuatı çağdaş insan hakları ve özgürlükleri temelinde yeniden yazmak gerekiyor.