BES 10. Olağan Genel Kurulu: Masa başında kararlar almak emekçileri birleştirmez
Büro Emekçileri Sendikası'nın 10. Genel Kurulu, delege konuşmalarıyla 2.gününde Ankara'da devam ediyor.
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
KESk’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası'nın (BES) genel kurulunda sendikal anlayış ve merkezi yönetime ilişkin eleştiriler tartışıldı. Emekçilerinin örgütlenmesine ilişkin sorun ve çözümlerin az sayıda delege tarafından gündeme getirilmesi dikkat çekerken, sendikanın sınıf örgütü olmaktan uzaklaştığını vurgulayan bir delege, masa başında alınan kararların emekçileri birleştiremeyeceğini söyledi.
BES 10. Genel Kurulu, delege konuşmalarıyla 2.gününde devam ederken çok sayıda delege söz aldı. Diyarbakır’dan gelen bir delege, 14 ve 28 Mayıs seçimlerini her ne kadar AKP-MHP bloğunun kazanmış gibi görünse de; bir zafer olmadığını çünkü ortada yüzde 50 gibi muhalefet kesiminin de olduğunu söyledi.
Ankara’dan bir delege de iktidarın kadın düşmanı politikalar ürettiğini söyleyerek, “İktidar halen Ortadoğu’da yayılmacı politikalarını sürdürüyor. Savaşlardan en çok kadınların etkilendiğini biliyoruz. Biz kadınlar olarak bir kez daha savaşın karşısında barışı savunacağımızı ifade etmek isterim” dedi.
Başka bir delege illerde sendikaya bağlı üye sayısının fazla olmasına rağmen az sayıda delege ile seçime gitmesini eleştirdi.
“KESK GÜNDEMLERİN GERİSİNDE KALIYOR”
Bir delege ise özellikle KESK’in geçen 3 yıl içerisinde birçok gelişmenin gerisinde kaldığını ifade ederek, “KESK gündem belirleyemediği gibi, gündemin gerisinde kalıyor. Örneğin; bütçe görüşmeleri ekim ayında başlıyor. Ancak KESK 19 Aralık’ta bizi karda kışta arabalar ile Ankara’ya taşıma kararı almıştı. Ya da TİS görüşmeleri için yaz ayında herkesin tatilde olduğu süreçte anket çalışması ile ‘iş bırakılsın mı bırakılmasın mı?’ sorusunu yöneltip, bir günlük iş bırakma kararı alındı. Bu grevler etkili de olmuyor, görünür de olmuyor. Her ne kadar katılmasalar da diğer sendikalara da iş bırakma eylemlerinde yazılı çağrı yapabiliriz. Ancak bu çağrımızı kamuoyu ile de paylaşalım. Başka nasıl büyüyeceğiz? Afaki söylemler ile olmuyor. Üye sayımız yüzde 2’nin altına düşmek üzere” diye konuştu.
“BES'İN ANA SORUNU EMEKÇİLERİN ÖRGÜTLENMESİ”
Ankara’dan bir delege, Özak işçilerinin direnişlerini selamlayarak sözlerine başladı. Ülkenin giderek karanlığa sürüklendiğini söyleyen delege, “Laf söyleyen herkes hedefe alınmış durumda. İşçiler, emekçiler, Kürt halkı, Aleviler, ve kadınların demokratik laik bir Türkiye’ye ihtiyacı var. Birleşmek zorundayız. Olanak yaratmak zorundayız. Sendikalara burada görevler düşmektedir. Eylem ve basın açıklamalarla bu süreci öremeyiz. Büro emekçileriyle buluşmak zorundayız. Bugün BES’in sorunu bir yaş sorunu değildir; büro emekçilerinin örgütlenme meselesidir. Yaşasın KESK, BES diyerek sorunlarımızı çözemeyiz. Suni tartışmalara ihtiyacımız yok. Burada örgüt boğuluyor. Emekçilere kendi mücadele programını tartıştırmak zorundayız. Emek örgütü, sınıf örgütü olmaktan uzaklaşıyoruz TİS sürecinde grev kararı alındı ama hayata geçti mi, geçmedi. En güçlü silahımız olan grevin içi boşaltıldı. Masa başında alınan grev kararı bizi emekçilerle birleştirmez. Biz iş yerlerinde büro emekçileriyle birleşmek zorundayız” diye konuştu.
Ankara’dan bir delege, tüzüğe atıfta bulunarak, “Konuşmaların birçoğunu dinlediğimde iş yerlerinden ve gerçekliğimizden nasıl kopuk bir mücadele anlaşıldığını gördüm. Kadın, emek, demokrasi mücadelesi iş yerlerinden geçmektedir. Tabandan kopuk mücadele mümkün değil. Gücünü iş yerlerinden almayan sendikanın ayakta kalması ve mücadeleyi örgütlenmesi mümkün değil. Yönümüzü iş yerlerine döndürmeliyiz. Burada birbirimize politika yaparız, bu kürsü durur ama bizi dinleyecek kitle ve tabanı bulamayız” dedi.
İş yerlerinde yaşanan sorunlara ilişkin çok az sayıda konuşma yapılmasını eleştiren bir başka delege de, “İş yerlerinde yaşadığımız mobbing, baskılardan; karşılayamadığımız giderlerden yeterince bahsedilmedi. Bu sorunları aşmak için çözümler konuşulmadı. Sınıf mücadelesi arkada kaldı. Sendikalar hiç kimsenin siyasi partisi değildir, olmamalıdır. Sendika seçimleri adil ve demokratik yapılmalıdır. Buralardan başka bir şeyimiz kalmadı” dedi.
“ÜYE SAYISI TİS İKRAMİYESİ NEDENİYLE ARTTI”
Bir delege, BES’in mücadelesinin aynı zamanda bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi verdiğini ifade ederek, “Sendikamız emekten barıştan yanadır ve bunun mücadelesini veriyor. Bu sendikayı büyütmek için emekçilerin taleplerini görmeliyiz. 2008 sonrası işe girenlere nasıl bir tehlikenin içinde olduklarını söylemek gerekiyor ki aramıza katılsınlar. İş yerlerine gidiyoruz, geziyoruz. Çalışanlar taleplerinin konuşulduğunu duyduğunda, iş yerinde dokunduğunda hangi sendika üyesi olursa olsun seni can kulağıyla dinliyor. Onların sorunlarına inmek, ortaklaşmak zorundayız. Sendika üye sayısı arttı, faaliyet raporunda da övgüyle bahsediliyor. Bunun nedeni TİS ikramiyesidir” diye konuştu.
“YAKLAŞAN DEPREMİ GÜNDEMİMİZE ALMALIYIZ”
Kocaeli’den bir delege, “6 şubat depremlerini yaşadık. Kamu binaları depreme dayanıklı değil, yangın da dahil afetlere dayanıklı değil. İş yerlerinde bugün bu meseleyi konuşuyor emekçiler. Yaklaşan Marmara depremini konuşuyor. Depreme nasıl hazırlanacağız diye sendikamızın bunu gündemine alması gerekiyor” dedi.
EŞ BAŞKANLIK ELEŞTİRİSİ
Memur Sen ve Kamu Sen’den istifa eden emekçilerin BES’i tercih etmediklerini vurgulayan bir delege, “Bunlar iktidar partisinin arka bahçesi. Biz de bir partinin arka bahçesiyiz. Eş başkanlık deyince hangi partiyi hatırlıyorsunuz? KESK’e eş başkanlığı hangi partinin dayattığını düşünüyorsunuz? Çoğu üyeyi gelmeden üst kurula yazıyoruz. Bunları çözmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İzmir’den bir delege ise kadın delegelerin yalnızca politik çizgileri doğrultusunda konuşmalar yaptığını fakat kadın büro emekçilerinin nasıl örgütleyeceğini konuşmadıklarını belirterek, “Birileri kadın mücadelesi veriyor, birileri vermiyor gibi bir durum değil bu. İş yerlerinden alanlara kaç kadın emekçiyi taşıyoruz diye sorarsanız, çok az. Eksikliğimiz neler bunları tartışmamız gerekiyor. Kadın emekçilerin yaşadıkları sorunlara sırtımızı dönmeyelim, nereden katabiliyorsak katalım. Çünkü buradan büyüteceğiz” dedi.
KADIN MECLİSLERİ ÖNERGESİ REDDEDİLDİ
Delege konuşmalarının ardından tüzük değişikliği önerilerine geçildi. Kadın meclislerinin oluşturulması değişikliği önerildi.
Aleyhte söz alan bir delege, "Bu öneriler sendikalara ilk kez yapılmadı. Buraların işleyişinin kadın mücadelesine ne kattığına bakmak gerekiyor. Diğer sendikalara bakarak kavrayabiliriz. Biz örgüt olarak ne yaptık da bunu öneriyoruz? Seçilecek kadın sekreteri dışında mecliste alınan karar şube tarafından denetime tabi tutulmaması söz konusu. Biz yönetimsel işleyişte karar organların denetime tabi tutulmasını gerektiğini söylüyoruz. İşyerlerinde çalışma yürütüyor muyuz? Bu sorunumuza deva değil. Hâlâ arkadaşlarımız sendikal çalışmalara katılmıyorlar. İşyerlerine sırtımızı dayamamız gerekiyor" diye konuştu.
Lehte söz alan başka bir delege de "İşyerlerinin yarısında kadınlar var. Erkleşen bir sistem var. İşyerlerinde kadın meclislerini oluşturmak, sonrasında genel merkezde oluşturmak hedefimiz. Çalışma hayatında olduğu gibi mücadelelerde de söz sahibi olmasını istiyoruz. Kadınlara mücadele alanında yer verilmiyor" dedi.
Yeter sayıya ulaşılamadığı için öneri reddedildi.Ardından şube kadın sekreterliği görev, yetki ve sorumluluklarında değişiklik önergesi görüşüldü. Aleyhte söz alan bir delege, "Birçok şube 7 kişilik yönetimi zor oluşturuyor. Simdi şubede tek kadın olan bir kadın arkadaşımız başkan olmak istese, ona hayır sen kadın sekreteri olmak zorundasın mı diyeceğiz? Sadece kadın değil bu işi kadın erkek olarak yürüteceğiz" ifadelerini kullandı.
Lehte konuşan bir delege, "Kadın sekreterliğini kadınlar yürütecek. Kadınlar kadın mücadelesini yürütmeli. Böyle olursa erkekler bu kongreyi yürütür. Kadınlar mücadelenin gerisine düşer" dedi.
Yeter sayıya ulaşamadığı için bu öneri de reddedildi.
AİDATLAR BİNDE 6'YA DÜŞÜRÜLDÜ
Sendika aidatlarının düşürülmesi ile ilgili üç farklı öneri olarak; binde 5'e düşürülmesi, binde 6'ya düşürülmesi, binde 6'ya düşürülmesi ardından kademeli olarak 5'e düşürülmesi sunuldu.
Binde 6'ya düşülmesine ilişkin bir delege aleyhte söz aldı. Binde beşin üzerindeki önergelerin üyeler nezdinde sıkıntılar yarattığını vurgulayan delege, "Diğer sendikalarda 5, diğer sendikalardan neden fazla istiyorsunuz diyorlar. Yoğun bir şekilde kara propaganda yapılıyor diğer sendikalar tarafından. Fedakarlık yapılacaksa üyelerden mi yapılacak, profesyonel sendikacılardan mı yapılacak? Profesyonel sendikacı ciddi bir maliyet. 50-60 bin lira maaş alıyorlar. Bu kadar kaynak ayıramazsınız" dedi.
Önergelerin görüşülmesi sırasında tartışma yaşandı. Çözüm olarak binde 5 ve binde 6'ya düşülmesi önergeleri için oylama yapıldı. Oylamanın sonucunda binde 5'e düşürme önergesi çekildi. Ardından binde 6'ya düşürme önergesi oylanarak kabul edildi.
Delege sayısının düşürülmesi önerisinde aleyhte söz alan bir delege, "Delege sayısının azalması demek daha politik kişilerin genel kurula katılması demek. Bu işyerlerinden katılan, bu kürsüde sorunlarını dile getiren emekçilerin önüne geçen bir şeydir" dedi. Yeter sayısına ulaşmadığı için öneri reddedildi.
Genel kurullarda disiplin kurulunun doğal delege sayılması önerisi görüşüldü. Aleyhte söz alan bir delege, "Disiplin kurulları ihtiyaç olduğunda kurulur. İşyeri faaliyet kurumları gibi değildir. Özellikle genel merkezde işler. Dolayısıyla disiplin kurulunun doğal delege olması sendikanın bürokratikleşmesine neden olur. Yeni emekçilerin delege olmasının önüne geçer" dedi. Yeter sayısına ulaşmadığı için önerge reddedildi.
Tüzük önergelerinin ardından karar önergeleri görüşüldü. Karar önergelerinde; mobbing ve cinsel şiddetle mücadeleye ilişkin 2008 sonrası işe giren emekçilere ilişkin mücadele, yargı emekçilerinin sorunlarına ilişkin, 666 sayılı KHK ile merkez taşra ayrımına ilişkin mücadele yürütülmesine ilişkin, İŞKUR emekçilerinin sorunlarına ilişkin mücadele yürütülmesine ilişkin, Ticaret Bakanlığı emekçilerinin sorunlarına ilişkin kararlar oylandı ve kabul edildi.