12 Aralık 2023 05:15

Gıda işçileri: Bir asgari ücret için sağlığımızdan olduk

Ücretlerini yükseltmek için sürekli fazla mesaiye kalmaktan sağlığını yitirdiklerini söyleyen gıda işçileri, insanca yaşamak için 30 bin ila 50 bin lira arasında ücret talep ediyor.

Fotoğraf: Freepik

Paylaş

Hilal TOK
İstanbul

Milyonlarca işçiyi ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri başladı. İlk toplantısını gerçekleştiren Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2024 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirleyecek. Patronlar ve iktidar açlık sınırında bir ücret sinyalini verirken, sendikalar somut bir talepten uzak açıklamalar yapıyor. Asgari ücrete çalışan işçilerse zammın ardından birçok ürüne gelecek zam geleceği endişesi yaşayarak ücret zammının pek bir değişim yaratmayacağı düşüncesinde. Ücretlerini yükseltmek için sürekli fazla mesaiye kalmaktan sağlığını yitirdiklerini söyleyen gıda işçileri, insanca yaşamak için 30 bin ila 50 bin lira arasında ücret talep ediyor.

Vedat, Esenyurt’ta işçilerin asgari ücret aldığı bir çikolata fabrikasında günde 12 saat çalışıyor. Geçinebilmek için hafta sonu fazla mesaiye kalıyor. “Beden gücümüz kalmıyor, yoruluyoruz. Geçen ay 91 saat fazla mesai yaptım. Elime geçen yoksulluk sınırının yarısı bile olmadı. Bence asgari ücret minimum 50 bin lira olmalı ama kiraya, gıdaya zam gelmeyecekse… Böyle olursa ancak geçimimizi sağlayacak insanca yaşayacak duruma geliriz. İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsan, insanca bir yaşamdan da bahsedeceksek en az 50 kağıt… Kiraydı, sosyal hayattı, giyimdi anca… Bizim patronun inşaat şirketleri var, milyon dolarlık adam. Adamların belki arabalarının yakıtları bütün işçilerinin maaşı kadardır. Ama yine de işçiden ne kısarsam kârdır diye bakıyorlar. Ezilen yine işçi oluyor” diyor.

"FAZLA MESAİYE KALALIM DİYE SERVİS KALDIRMIYORLAR"

Hayrettin de toz gıda ürünleri üreten bir fabrikada çalışıyor, buradaki işçiler de asgari ücretli. Fazla mesai derdi onu da çok yoruyor. Geçtiğimiz ay için ‘Ben fazla kalmadım’ diyor ama 65 saat fazladan çalışmış. “Biz çalışma süresinin kısa olup, geçinebileceğimiz bir ücret istiyoruz. Fabrika hiç durmuyor, haliyle biz de… Kadın çalışanlar için bu çalışma daha zor oluyor. Mesaimiz 8-6 ama sonrasına sırf fazla mesaiye kalmak zorunda olalım diye servis kaldırılmıyor. Servis olmayınca mecbur çalışıyoruz. Asgari ücret de yetmiyor, zorunlu fazla mesaiye kalıyoruz ama bedenimizden, sağlığımızdan veriyoruz. Buna karşı sendikalaşmak istiyoruz ama insanlar korkuyor. Daha önceki iş yerimde sendikalaştığım için iş yerinden çıkarıldım, işçilerde de böyle bir korku oluyor. Hakkını aramıyor. Patronların baskısı çok. Benim ailem burada değil, bekar evinde 3 kuzen kalıyoruz. Kiramız 8 bin lira, bin lira aidat… Faturalarla, 12 bini buluyor. Biz yoksulluk sınırının çok çok altında bir ücret alıyoruz.”

"BİZE NE VERECEKLER DİYE BEKLEMEMELİYİZ"

Hayrettin’in sosyal hayatı yok, zaten çalışmaktan buna vakti de yok. Diyelim bu kadar çalışmadı bu halde de bütçesi yok. “Ben işten eve, evden işe gidiyorum. Ama insanın yaşamı böyle olmamalı. Bunun bir hafta sonu olmalı, sosyal etkinliği olmalı, bir sineması, pikniği olmalı. Biz en son ne zaman sinemaya gittik? Yaptığımız bir etkinlik var o da halı saha maçı, o da ayda bir defa, başka bir şey yok. İşçiler bu ezilmeye karşı örgütlenmeli. Onların bize ne vereceğini beklemeyelim. ‘Köleliğe devam’ demekle olmaz. Korkmamamız lazım. Yoksa başka türlü değişmez; koşullar da ücretler de. Korkmayalım, bu ekmeğimizi büyütme mücadelesidir.”

İŞ BULAMAM KORKUSUYLA SENDİKALAŞAMIYOR

Köfteci Yusuf’un fabrikasında çalışan bir işçi de fabrikanın genel olarak asgari ücret verdiğini söylüyor. Günde 8 saat iş, fazla mesailer de var. İşçi, “Gün oluyor 18 saat çalıştığımızı bilirim. Fazla mesai zorunlu, gelmeyenlere tutanak tutuluyor. Bugün Türkiye’nin her yerinde köfteci Yusuf var, büyüyor, kârını katlıyor. İşçiler genellikle 40 yaş üstü kadın. İnsanlar bu yaştan sonra başka iş bulamam korkusuyla burada böyle çalışmayı sürdürüyor. Ne ücrete ne koşullara ses ediyor. Bu yüzden de sendikalı olmaya yanaşmıyorlar, eziliyorlar” diyor bir işçi.

"EN AZ 30 BİN OLMALI"

Aynı işçi, yılda bir kere zam yapılması açıklamasına ev sahibinin 6 aylık yaptığı zamlarla cevap veriyor, “Fabrikanın olduğu bölgede ev sahipleri ‘Ben asgari ücretliye ev vermem’ diyor. Çünkü asgari ücretin üstünde kira istiyor. Diyelim ki evi buldun, iki kişi çalışıyorsunuz evde, birinin ücreti sadece kiraya gider. Şimdi cumhurbaşkanı yılda bir kere zam yapılacak dedi. Gel de bunu bizim ev sahibine anlat. Ev sahibim 6 ay 8 bin liraya, sonraki 6 ayda 12 bine oturacaksın diyor. Diyor ki ‘Ben sana evi verdiğimde asgari ücret 8 bin liraydı, şimdi 11 bin 400.’ Asgari ücrete göre zam yapıyor. Hadi şimdi 8 bini verdim, kalan 3 bin lira ile bir çocuğun bezini bile alamazsın. Gıdaya, kiraya zam olmazsa asgari ücret en az 30 bin olmalı ki geçinebilelim.”

"İĞNELERLE YÜRÜYORUM"

Reçel, helva gibi ürünler yapılan bir fabrikada 6 yıldan fazla süredir çalışan bir kadın işçi: “Bizi de zorunlu mesaiye bırakıyorlar. Hafta sonu mesai zorunlu. Bir anneyim, çocuklarım var. Aylardır dişçiye gideceğim gidemiyorum. Benim için de bir gelir tabii fazla mesai ama ben sağlığımdan oldum. Bel fıtığı oldum, ispatladım da bunu. Ama yine de fazla mesaiyle çalışmak zorundayım. Asgari ücret artacak da benim de yılbaşında kiram yükselecek. Benim sadece kira için çalışmam gerekecek herhalde yine. Çocuklarım okuyor, biri başka şehirde üniversitede. Kendim için zaten hiçbir şey yapamıyorum. Ne diyeyim? Ben neden 5.30’da çıkmayayım, evime gidip dinlenemeyeyim, sağlığımdan olayım, bir dişçiye bile gidemeyeyim? Yoksulluk sınırının çok çok altında ücretlerimiz. Bence hükümet değişmedikçe ücretler konusunda bir refah yaşayamayız. Çünkü sana bugün 30 bin lira da verseler, her şeye böyle zam geldikçe eline geçen para yetmez. Benim belimden ameliyat olmam gerekiyor, çalışmamam gerekiyor, çocuğun üniversitesi bitsin, direneyim diyorum. Şimdi zor yürüyorum, iğnelerle ayakta duruyorum. İşte, bir asgari ücrete ben sağlığımı kaybettim. Sosyal bir insandım ben önceden, unuttum hepsini…”

ÖNCEKİ HABER

Kocaeli'de Emek Partisi'nin çağrısıyla Cumhuriyetin 100. yılı tartışıldı

SONRAKİ HABER

Gazze için "kapandılar"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa