Foça’da “Nasıl bir yerel yönetim istiyoruz?” sorusu tartışıldı

Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu, Foça’da “Nasıl bir yerel yönetim istiyoruz?​” başlığı altında halk toplantısı düzenledi. Reha Midilli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen halk toplantısının kolaylaştırıcılığını Platform Yürütme Kurulu üyesi Psikolog Mevlüt Ülgen yaparken, toplantının açış konuşmasını Platform Sözcüsü Ramis Sağlam yaptı.

Sağlam, platformun taş ocağına karşı doğasını ve yaşam alanlarını korumak isteyen duyarlı Foçalıların kolektif mücadelesinden doğduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Yaşadıkları doğa ve çevre sorunlarının sadece küresel sorunlara bağlanamayacağını belirten Sağlam, “Platformumuz kurulduğu günden itibaren Foça’da yaşanan tarih ve doğa talanına karşı mücadele sorununu küresel ekoloji sorunundan ayrı tutmadı. Fakat bu sorunların önemli bir kısmı merkezi ve yerel iktidarların tercihlerinden kaynaklandığını bilen bir tuttum içinde yer aldı” dedi.

“NASIL BİR YÖNETİM İSTEDİĞİNİ HALK KENDİ BELİRLEYECEK”

Halkın konuştuğu, kendi örgütlenme mekanizmalarının kurulacağı bir süreç hedeflediklerini söyleyen Sağlam, “Bu süreçte ‘Nasıl Bir yerel Yöneyim İstiyoruz?​’ tartışmasını geçmiş halkçı belediyecilik örneklerini de değerlendirerek yürümeyi hedefliyoruz. Yaşadığımız sorunlar halkın kaderi değil. Bu sorunlar karşısında Foçalılar olarak ne yapacağımızı halk toplantılarıyla kararlaştıracağız. Nasıl bir yönetim istediğini halk kendi belirleyecek. Bu belirleme aynı zamanda kendine nasıl bir rol biçeceğini de belirleyecek. Mahallelerde adı ne olursa olsun halk meclisleri deneyimini hayata geçireceğiz” diye konuştu.

“NASIL BİR BELEDİYE İSTEMİYORUZ DİYE SORMALIYIZ”

Sağlam’dan sonra söz alan katılımcılar yaşadıkları sorunlar üzerinden nasıl bir yerel yönetim istediklerini aktardı. “Nasıl bir yerel yönetim istiyoruz?​” sorusunun tersten sorulması gerektiğini dile getiren Yunus Gökçe, “Nasıl bir belediye istemiyoruz? diye sormalıyız. Bugün Foça’da belediye Başkanı olan Fatih Gürbüz, 2021 yılında bir dergide verdiği demeçte ‘Foça’yı olduğu gibi korumak en büyük hedefim’ demiş. Oysa bugün devamlı gözümüzün içine bakılarak kaçak yapılar, inşaatlar yapılıyor. Hatta kaçak yapılar özendiriliyor. Caydırıcı olmayan özendirici olur” dedi.

“TÜM CANLILARLA BİRLİKTE YAŞANABİLİR BİR KENT İSTİYORUZ”

Tüm canlılarla birlikte yaşanabilir bir kent yapısının sağlanması gerektiğini ifade eden Eğitim Sen Foça Temsilcisi ve HAYAD Başkanı Elif Çakır, “Hayvanlara yönelik daha fazla çalışmalar yapacak bir yerel yönetim talep ediyoruz. Sokak hayvanlarına savaş açmayan bir yerel yönetim istiyoruz. Bugün özellikle eğitim alanında yaşanan sorunlara karşı yerel yönetimler çalışmalar, projeler geliştirmelidir. Köylerde, yerelde çocuklara spor ve sanatı ulaştıracak bir yönetim istiyoruz” diye konuştu.

“MAHALLE MECLİSLERİ KURMALIYIZ”

“Belediye bir örgüt, biz örgütlü müyüz?​” sorusunu soran Hamdi Çelik ise şunları söyledi; “Biz örgütlü değiliz. Örgütlenme sadece sorunlarla karşılaşınca olmamalı. Mahallelerde kalıcı olacak örgütlenmeler oluşturmalıyız. Mahalle Meclisleri kurmalıyız. Daha önce yaşadığım yerde ‘Mahalle Gönüllülerini’ örgütlemiş, sorunlara müdahale etmiştik. Yerel yönetimi, biz denetim altına almalıyız. Sosyal, demokratik bir belediyecilik istiyorum.”

“SOKAĞA ÇIKIP HESAP SORMALIYIZ”

Yönetenleri denetleme görevinin halkın olduğunu söyleyen Ruken Arslan da “Şikayet edip, sokağa çıkmak ve hesap sormak gerekiyor. Yaşadığımız örnekler üzerinden söylemek gerekirse gerçekten üzerine giderseniz herkes hesap vermek zorunda kalıyor. Kamu idarecileri öncelikle topu birbirine atıyorlar. Zeytinköy’de hobi bahçelerinin yapımının önüne geçmek için başlattığımız çalışma sonucu üç kaçak yapı yıkılacak. Kanunsuz olarak açılan yola dökülen cüruf kaldırılacak. Kepçe de var, para da var, yetki de var. Foça’da doğa nöbetçilerine ihtiyaç var. Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi’nde emlak, inşaatçı, inşaattan beslenen kimse olmamalı” diye ekledi.

Şeffaflık ve denetimin sağlanması gerektiğini dile getiren Ahmet Kardam ise, “Bu belediye nasıl çalışıyor? Belediye Meclisi nasıl işliyor? Belediye Meclis üyeleri kendilerinden habersiz yapılanları neden sokağa çıkıp haykırmıyor? Sokağa da çıkmalıyız ama diğer tarafını da görmemiz lazım” dedi.

“YEREL YÖNETİMİ BERABER OLUŞTURALIM”

Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Nihal Gezgin de yerel yönetimlerin bu konuda yeterince duyarlı olmadığını söyledi. Gezgin, “İki yıldır tek başına çalışıyorum, halktan destek bekliyorum. Birlikte çalışalım, yerel yönetimi beraber oluşturalım. Hepimiz birer engelli adayıyız. Yerel yönetimler engellilerin sorunu görmeli” ifadelerini kullandı.

Sebahattin Karaca ise, “Atanmış ve seçilmişler görevini yapmadığı zaman halk sorumluluk alır. Osmanlıda kurulan ilk Belediyelerden biri Foça Belediyesi’dir. Seçilecek Belediye Başkanı kim olursa olsun burada iki tane kent olduğunu bilmeli. Mevcut kent ile yirmi santim toprağın altındaki kenti aynı anda dengeli şekilde yönetecek bir yerel yönetim anlayışı olmalı” dedi.

“SU KAYNAKLARI TEHLİKE ALTINDA”

En büyük tehlikenin Aliağa’daki sanayi tesislerini olduğunu söyleyen Ercüment Kuyumcu, “Bölgemizde yapılması planlanan termik santral projeleri var. Uzun süredir hava, toprak ve su kirliliği ölçümleri yapılmıyor. Bölgedeki imar izinleri sanıldığının aksine belediye tarafından değil Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından veriliyor. Belediye ve diğer kurumlara göstermelik görüş soruluyor. Hükümet yaptığı değişiklikle SİT kurumlarını kendi memurlarından oluşturdu. Koylar, tarım arazileri bütün olarak tehlike altında. Foça’yı önemli su sorunları bekliyor. Su kaynaklarının yakınındaki kimyasal tesisler tehlikenin boyutunu artırıyor” diye konuştu.

Yapılan konuşmalarda, halkın yönetim ve denetleme mekanizmasında yer almasının önemli olduğu, şeffaf ve halkçı belediyeciliğin gerekliliği ön plana çıkarken, daha sonrası için ise çalıştay düzenleyip, “Yerel Yönetim Bildirgesi” yayınlaması hedeflendi. (İzmir/EVRENSEL)