Romanya: Basında siyasi reklamlar, bağımsız gazeteciliği daha da zorlaştırıyor
Parayla verilen siyasi reklamların artması, 2024'te dört seçimin yapılacağı Romanya’da medyanın ardındaki mali kaynaklar ve bağımsızlık konusunda zaten bulanık olan suları daha da bulandırıyor.
Fotoğraf: IPI
Tuukka TUOMASJUKKA*
Romanya’da siyasi partiler halka ait on milyonlarca avroyu medyaya aktararak gazeteciliğin yozlaşmasına neden olurken, basın özgürlüğü yeniden tehdit altında.
Büyük siyasi partiler ve Romanya medya kuruluşları son yıllarda siyasi reklamlar için önemli sözleşmeler imzaladılar, ancak yürürlükte herhangi bir şeffaflık mekanizması yok. Partilerin para ödeyerek yaptırdıkları yayımların ödeme karşılığı yayımlandığı belirtilmiyor. Dolayısıyla halk, ödemeli yayımlarla meşru gazetecilik ürünlerini birbirinden ayırt edemiyor.
Romanya’da dört ayrı seçimin yapılacağı büyük seçim yılı 2024 yaklaşırken, özellikle ülkenin en büyük siyasi partileri tarafından medyaya kaynak aktarılması konusu yeniden gündeme oturdu.
Romanya’da basın özgürlüğü alanında çalışan bir sivil toplum kuruluşu (STK) olan ActiveWatch, kısa süre önce yayımlanan raporunda şöyle diyor:“Kimi siyasi partilerin medyaya şeffaf olmayan şekilde kaynak aktarması kamuoyunun gündemini saptırıyor ve vergi ödeyen halk, yanlış olarak gazetecilik diye sunulan, oysa aslında arkasında siyasi sponsorlar bulunan ve şeffaf olmayan içeriklerle yanıltılıyor.”
Basın ve siyasi partiler arasındaki ilişki üzerinde uzmanlaşmış Romanyalı Gazeteci Cristian Andrei, Uluslararası Basın Enstitüsüne (IPI) mekanizmanın şu şekilde işlediğini anlattı: Bir siyasi parti, örneğin belli bir politikanın destek bulmasını istediği zaman bir paravan ajansla sözleşme yapıyor, ardından bu ajans haber yayın organlarıyla reklam anlaşmaları yapıyor. Reklam anlaşması kapsamında üretilen içeriğin bu özelliği belirtilmiyor.
Söz konusu anlaşmalar, kamuya ait kaynaklarla partilere verilen devlet destekleriyle ödeniyor. Buna rağmen anlaşmaların içeriği de, bu içeriği yayımlayan basın organlarının hangileri olduğu da gizli tutuluyor.
Gazeteci Codruța Simina ActiveWatch’a verdiği röportajda “Esas olarak vatandaşlara kendi paralarıyla yalan söyleniyor ve kabul etmemiz lazım ki bu epey beceri gerektiren bir iş,” dedi.
Gazeteciler ve STK’lere göre, ağız sulandıran reklam sözleşmeleri eleştirel gazeteciliğin zayıflamasına yol açtı; çünkü medya, yayımladığı haberleri kendisine kaynak aktaran parti lehine yumuşatıyor veya uyarlıyor. Romanya düşünce kuruluşu Expert Forum, bu anlaşmaların medyanın bağımsızlığını zedelediğini söylüyor.
Romanyalı bağımsız gazeteciler bu mekanizmayı, siyaset ve medya arasında, belirli meseleler ve temalarda otosansürü teşvik eden bir patronaj ve rüşvet ilişkisi olarak tanımlıyor.
2015’TEN SONRA ANLAŞMALAR ARTTI
Romanya basınında reklam ücretlerinin yumuşak sansür sağlama yöntemi olarak kullanılması hiçbir şekilde yeni bir olgu değil, fakat büyük siyasi partilerden medyaya akan para son yıllarda daha da arttı, bu da yazı işlerinde bağımsızlığa etkileri konusunda kaygıların çoğalmasına neden oldu.
Cristian Andrei, IPI’ya verdiği röportajda, “Siyasi partiler haber kurumlarının kendilerinden yana davranmasını satın almak için kamuya ait kaynakları kullanıyor,” diyor. “Yılda 1 milyon avroyu aşan büyük kontratlar yapılan haber kurumları ya eleştiriden kaçınıyor ya da eleştiri dozunu azaltıyor. Bir otosansür mekanizması ortaya çıkıyor. Siyasi parti bunu doğrudan talep etmemiş oluyor ama haber kanalı, para almasının sonucu olarak yaklaşımını değiştiriyor.”
Romanya’da siyasi olarak ödeme yapılmış içeriklerin basında yer alması, 2015’te yapılan bir yasa değişikliğiyle mümkün oldu. Burada çok önemli bir nokta, Romanya’da siyasi partilerle medya kuruluşları arasındaki anlaşmaların gizli olması; böylece basın özgürlüğüyle ilgili kaygıları kanıta dayandırmak zor oluyor. Kamuya açık bütçelere göre iktidardaki koalisyon ortakları PSD ve PNL, 2022 yılında medyayla yaptıkları anlaşmalara toplam 90 milyon Romanya leyinden (18.5 milyon avro) fazla para harcadı.
Siyasi partilerle haber medyası arasındaki anlaşmalar son yıllarda belirgin şekilde arttı. Romanya haber kanalı Libertatea’ya göre; her yılın ilk 6 ay rakamlarına bakıldığında, 2021’de bu rakam 24 milyon leye (4.8 milyon avro) ulaşırken, 2022’de 47 milyon ley (9.5 milyon avro), 2023’te ise 58 milyon ley (11.7 milyon avro) oldu. Bu artış, siyasi partilere verilen devlet desteğinin artmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti.
Andrei bu meblağlar için “Kimi aylarda Romanya siyasi partilerinin basına ayırdığı bütçe, Coca Cola gibi büyük şirketlerin bütçesinden bile daha fazla oluyor,” diyor.
Romanya Başbakanı Marcel Ciolacu, siyasi reklam vermeyi, partilerin farklı politik girişimlere kamuoyunun ne tepki verdiğini ölçme imkanı bulmasını sağladığı gerekçesiyle meşrulaştırdı. Ona göre reklam geliri ayrıca, dar bir pazar içinde güçlükle çalışan birçok basın-yayın kuruluşunun önemli bir maddi gelire kavuşması demekti.
ActiveWatch, raporunda “Bu konuda gerçek bir tartışma yok, politikacıların sistemi değiştirmesi için baskı yok” diye yazıyor.
Oysa, özellikle de seçimlerin ardı ardına geldiği önümüzdeki yılda, demokrasi ciddi bir tehditle karşı karşıya. 2024 yılında Romanya’da dört ayrı seçim yapılacak: yerel seçim, meclis seçimi, başkanlık seçimi ve Avrupa Parlamentosu seçimi. Partiler kamuoyu desteği almak için mücadele ederken, halihazırda önemli meblağlara ulaşmış durumdaki şeffaf olmayan paranın sisteme akışı daha da artacak ve bu, medyanın etik ikilemlerini daha da karmaşık bir hale getirecek.
“Seçimler yılı 2024’te, parayla satın alınmış bilgi oyları etkileyebilir,” diye yazıyor ActiveWatch…
ULUSLARARASI KAYGILAR
Romanya basınına milyonlarca avroluk siyasileşmiş içerik akması Avrupa çapında da kaygıya yol açtı. Medyada Çoğulculuk İzleme Grubu’nun 2022 raporunda Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, Malta, Polonya ve Slovenya ile birlikte en yüksek risk grubunda yer aldı.
Gerek Avrupa Konseyi gerekse Avrupa Birliği Komisyonu yakın zamanda yayınladıkları raporlarda Romanya medyasının, siyasi partilerde para ödenen içerikler hakkında yeterince bilgi vermediğine ve bu tür anlaşmaların basın özgürlüğü üzerinde zayıflatıcı etkisi bulunduğuna dikkat çekti.
Romanya kamuoyu da sisteme güvenmiyor. Reuters Basın Çalışmaları Enstitüsü kısa süre önce, ülke nüfusu içinde Romanya basınının siyasi etkilerden azade olduğuna inananların sadece beşte bir oranında olduğunu belirtti. Haberlerin doğruluğuna inananların oranı da üçte birde kalıyor.
BİR RÖPORTAJA 100 BİN AVRO
Romanya’da siyasi partiler ve basın arasındaki sayılamayacak kadar çok anlaşmadan ancak birkaçı, araştırmacı gazeteciler sayesinde ortaya çıktı.
Online yayınlanan Recorder, 2022 yılı sonbaharında, siyasi partilerin ülkenin en büyük televizyon kanallarından Antena 3 ve Digi24, internette yayın yapan Hotnews, ve Newsweek Dergisi ile anlaşmalar yapmış olduğunu ileri süren bir araştırma yayınladı.
Şeffaflık olmadığı için reklam kampanyalarından faydalanan basın organlarının sayısı tam olarak bilinmiyor. ActiveWatch’a göre çoğu zaman paralar televizyon kanallarının internet sitelerine aktarılıyor, zira seçim dönemi dışında televizyon kanalından doğrudan yayın içeriği satın almak, Yayıncılık Kanunu gereği yasak.
PSD yönetiminden ismi açıklanmayan bir kişi Libertatea’ya yaptığı açıklamada “Para televizyon kanallarının internet siteleri üzerinden ilerliyor, böylece bizim asıl ilgilendiğimiz yer olan televizyon kanallarını beslemiş oluyor,” dedi.
Recorder, PNL’nin, kendi faaliyetleri halinde 120 ayrı olumlu haber yazısı için yazı başına 1000 avro ödediğini gösteren belgelere de ulaştı. Para karşılığı hazırlanan bu yazıların reklam olduğu belirtilmemişti.
Medya şirketlerine, kamuoyunun ilgisini çeken konular olmaları nedeniyle büyük ihtimalle zaten yayınlanacak olan içerikler için de ödeme yapıldı. Bunlar arasında, siyasi mitinglerde yapılan konuşmaların filme alınmasına konuşma başı 5000 avro (toplamda 65 bin avro), bir basın toplantısının yayınlanmasına 69 bin avro ve bir başkan adayıyla dakikası 3 bin avrodan röportaj yapılması karşılığı röportajın tamamı için 100 bin avro ödeme yapılan yayınlar var. Söz konusu basın toplantısı ve röportaj, dışarıdan fon alınması dolayısıyla, televizyonda muğlak bir adlandırmayla “seçim tartışması” adıyla yayınlanmış.
“Pek çok kişi bu yayınları izliyor ve ekranda bunu görmeleri için partinin ödeme yapmış olduğuna dair hiçbir fikirleri yok; tartışma programını yöneten kişi de her türlü baskıdan uzak bir gazeteci değil, yayının parasını veren müşterisini olumlu göstermek zorunda olan bir ev sahibi durumunda,” diye anlatıyor Recorder.
MEDYA COĞRAFYASINI BOZMAK
Bağımsız yayın yapan G4media’dan gazeteci Dan Tăpălagă, bu durumdan Romanya medyasını sorumlu tutuyor. Ona göre Romanya’da haberci basın yozlaşmış ve işlemez hale gelmiş ve kritik durumda.
Tăpălagă, IPI’ya verdiği röportajda “Romanya medyası siyaset oyununa girmeyi kabul etti,” diyor. “Demokrasinin bekçisi, iktidardan ufak tefek hediyeler alınca sevinen, ona artık havlamayan bir köpek oldu. Devletten bir miktar daha kolay para kazanma umuduyla mutlu mesut kuyruğunu sallıyor. Bu kolay para medya coğrafyasını bozuyor.”
Tăpălagă, Romanya medyasının sadece bir kesiminin -internetten yayın yapan küçük grupların- hükümetin lehine olmayan konuları yayınladığını anlatıyor. “Romanya’da gazeteciler siyasi partilerin ve hükümetin ne iyi olduğunu anlatan aktif propaganda yapmıyor. Oyunu daha akıllıca oynuyorlar: hükümet adına utanç verici olan konulara hiç girmiyorlar.”
2022 yılı Eylül ayında G4Media, iki STÖ ile birlikte “Romanya medya coğrafyasında benzeri görülmemiş yozlaşma” karşısında tehlike çanları çalan bir bildiri yayınladı. Bildiriye göre Romanya, özgür basın üstünden siyasi kontrolü kaldırmak için adım atmazsa Macaristan’la aynı duruma düşme ve Avrupa Birliği fonlarını kaybetme riski altında.
“Mutlak sessizlik içinde bir medyamız var. Bu ülke için fazlasıyla sessiz,” diyor Tăpălagă. Mayıs 2020’de kovid pandemisi sırasında medyaya verilen 40 milyon avroluk ciddi desteklerin Romanya basınının durumunu daha da kötüye götürdüğünü düşünüyor. Tăpălagă, “Bu kamu kaynakları karşılıksız verilen paralar değil,” diye ekliyor.
DÜZELME İÇİN TEK UMUT BRÜKSEL
Romanya’da basın özgürlüğü konusu çalışan ActiveWatch sivil toplum kuruluşunun başkan yardımcısı Ionuț Codreanu, Romanya basın piyasasının Stockholm sendromundan mustarip olduğunu anlatıyor: “Anaakım medya siyasi partilere fazla alışık, onlarla fazla sıkı fıkı. Basın kuruluşlarının çoğu siyasi idareyi rahatsız etmek istemiyor.”
Bu durum, tercih ettikleri basın organında gerçek haberleri izleyemeyen kamuoyunu da yanıltmış oluyor.
Basının durumunu ActiveWatch’a değerlendiren gazeteci Ovidiu Vanghele, “insanlar bir şeyi televizyonda görmezse ona inanmıyor”, diyor.
Codreanu Romanya’da bağımsız medyanın hâlâ varlığını sürdürdüğünü ama finansal istikrarsızlık ve beyin göçü gibi dertleri olduğunu vurguluyor.
ActiveWatch’a göre, siyasi partilerin rakiplerine kara çaldırmak için de medya kuruluşlarıyla anlaşmalar yaptığına dair makul şüpheler var.
ActiveWatch, medya şirketlerinin mevcut durumdaki sorumluluğunun altını çiziyor. Kuruluş, raporunda “Kendi kitlelerini yanıltan basın kuruluşlarının aktif katılımı olmadan bu tür ticari ilişkiler kurulması mümkün olmazdı,” ifadesine yer veriyor.
ActiveWatch basınla siyasi partiler arasında oluşmuş mekanizmanın tamamen ortadan kaldırılmasının imkânsız göründüğü ve hükümet partilerinin şeffaflıktan uzak işlerinin, bu partilerin medyaya yatırımlarıyla doğru orantılı olarak arttığını belirtiyor. STK, hazırladığı raporda umudu AB’nin üzerinde çalışmakta olduğu, kamusal iletişimde daha fazla şeffaflık getirmesi beklenen yeni siyasi reklam düzenlemesinde görüyor. Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyi bu günlerde bu düzenleme üstüne tartışıyor.
ActiveWatch kısa süre önce yayınladığı haber bülteninde “Söz konusu mekanizmaların yavaş yavaş düzelmesi için tek umut da yine Brüksel”, diye yazıyor.
Yasal düzenleme teklifine göre siyasi reklamların gazete yazılarından ayırt edilmesine yetecek şekilde ne olduğunun belirtilmesi gerekecek. Bu içeriklere, örneğin sponsorun kim olduğunu ve bu reklama ne kadar para ödendiğini gösteren bir şeffaflık bildirimi de eklenecek.
Avrupa Parlamentosu bunun yanında Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası (EMFA) tasarısı üstünde de çalışıyor. Ancak Codreanu Rumen Hükümeti’nin Avrupa yasal çerçevelerini ülke yasalarına uyarlamak konusunda yüzeysel davrandığını düşünüyor.
“Avrupa ilkelerini benimsemek söz konusu olunca yasama organımızın çok ciddi davrandığına inanmıyorum,” diyor.
ActiveWatch yayınladığı raporda, siyasi partilerin Romanya’da mevcut modele benzer şekilde özel medya kuruluşlarına mali kaynak aktardığı bir başka ülke daha tespit edemediğini belirtiyor.
Bu durum nasıl çözülmeli? Gazeteci Cristian Andrei, siyasi partilerin her ay, basına ne kadar ödediklerini, hangi yayınlar, ne tür içerik ve hizmetler karşılığında ödeme yaptıklarını açıklamaları gerektiği görüşünde. Bunun yanında, ödemeli içeriklerin hepsi bu şekilde işaretlenmeli.
Gelgelelim Romanyalı politikacılar bu görüşlere karşı çıkıyor. Temsilciler Meclisi’nde PSD grubu başkanı olan Alfred Simonis, Europa Liberă’ya “kamu kaynaklarının harcanması konusunda şeffaflığı destekliyorum, ama bu şeffaflık, siyasi rakiplerin bir partinin iletişim stratejisi hakkında bilgi edineceği bir duruma yol açmamalı; dolayısıyla parti tarafından ödeme yapılan yazılar ancak yayınlandıktan 30 gün sonra belirtilmeli,” dedi.
İlerlemeye giden yol belirsiz olsa da ülkede durum ciddi. Romanya’da sivil toplum ve gazeteciler seçim yılına girmeden önce, 2023 yılında Avrupa düzeyinde bu duruma cevap veren adımlar atılacağını ümit ediyordu. Fakat uluslararası toplum şimdiye kadar sessiz kaldı.
* Romanyalı Gazeteci