Erdal Eren İzmir’de anıldı: Sınıfsız, sömürüsüz ve özgür bir dünya mirası mücadelesinde yaşıyor
Genç komünist Erdal Eren, idam edilişinin 43. yılında İzmir Emek Gençliği'nin yaptığı açıklama ile anıldı.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir Emek Gençliği, 12 Eylül darbecileri tarafından idam edilen genç komünist Erdal Eren'i idamının 43.’üncü yılında Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yaptığı açıklama ile andı.
“Erdal Eren emperyalizme ve savaşa karşı mücadelemizde yaşıyor” pankartı açılan açıklamada, “Denizlerden Erdal’a gençlik emeğin saflarında”, “Erdal Eren ölümsüzdür”, “Faşizme ölüm halka hürriyet” sloganları atıldı. Açıklamada ayrıca 16 gündür sendikal hakları için direnen Urfa Özak işçilerine de selam gönderilerek, “Özak işçisi yalnız değildir” denildi.
İzmir Emek Gençliği adına basın açıklamasını okuyan Alp Eren Elveren, Erdal Eren’in mücadelesinin geçmişte kalan bir anı değil, Türkiye’de yaşayan milyonlarca gencin güncel sorunlarına ve mücadele ihtiyaçlarına ışık tutan bir rehber olduğunu söyledi.
“12 EYLÜL REJİMİ TEK ADAM İKTİDARIYLA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR”
Elveren, “Dün 12 Eylül’ün, halkın kazanılmış haklarını elinden almayı ve onların mücadelelerini her alanda bastırmayı hedeflediği gibi bugün de AKP iktidarı demokrasi, özgürlük ve eşitlik talep eden toplumsal kesimlere saldırılarını büyütüyor. Dün cunta iktidarının siyasi partileri, sendikaları, grev ve her türden protestoyu yasaklamasıyla hayat bulan emeğe karşı sermaye diktası, 12 Eylül rejiminin yaşayan yasa ve kurumlarıyla, AKP ve tek adam iktidarıyla büyümeye devam ediyor” dedi.
“ERDAL BÜTÜN MÜCADELELERİN İÇİNDE YAŞIYOR”
Yalnızca 12 Eylül ve mirasçılarının değil, onun hedef aldığı toplumsal kesimlerin mücadelesinin de yaşamaya devam ettiğini dile getiren Elveren, “12 Eylül’ün ve sermaye hükümetlerinin hayallerini süsleyen ‘örgütsüz halk’ çabasına rağmen işçilerden kadınlara, üniversite öğrencilerine mücadele geleneği sürüyor. 25 Kasım’da sokakları kuşatan kadınlar, KYK yurdunda ihmalle öldürülen sıra arkadaşları Zeren Ertaş’ın hesabını soran üniversiteliler, Pekintaş’tan Özak Tekstil’e sendikal ve anayasal hakları için mücadele eden işçiler… Ve Erdal bütün bu mücadelelerin içinde yaşıyor. Partisi onun mücadelesini sürdürmeye devam ediyor” diye konuştu.
“ERDAL EREN EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELEMİZDE YAŞIYOR”
İsrail’in Filistin halkına uyguladığı katliamı da eleştiren Elveren, “Bu katliam bizlere emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı mücadelenin gerekliliğini tekrar tekrar hatırlatıyor. Bugün AKP, bir yandan mazlum Filistin halkı için ağlarken, diğer yandan İsrail ile ticari ilişkileri sürdürmeye ve geliştirmeye devam ediyor. Bu ikiyüzlü politikanın sonucunda yerli ve yabancı tekeller zenginleşiyor, halklara ise ölüm, yoksulluk ve açlık kalıyor. Tam da bunun karşısında Erdal Eren emperyalizme ve savaşa karşı mücadelemizde yaşıyor” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR GENÇ SEÇENEKSİZ YA DA ÇARESİZ DEĞİL"
“Erdal’ın bıraktığı mücadele bayrağı Türkiye’nin dört bir yanında işçi, işsiz, öğrenci gençliğin mevcut yaşam koşullardan kurtulması için yan yana gelen, birbirinden güç alan binlerce gencin elinde büyüyor” diyen Elveren şunları söyledi; “Örgütlenmenin her gün daha yaşamsal bir ihtiyaç geldiği bugünlerde 17 yaşında genç bir komünist olarak Erdal Eren’in sınıfsız, sömürüsüz ve özgür bir dünya için bıraktığı mücadele mirası yaşıyor. Türkiye’de yaşayan hiçbir genç seçeneksiz ya da çaresiz değildir. Emek Gençliği olarak tüm gençliği bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm şiarıyla sürdürdüğümüz mücadelenin parçası olmaya çağırıyoruz.”
“ERDAL’I ÖZAK İŞÇİLERİNİN DİRENİŞİNDE GÖRÜYORUM”
Basın açıklaması sonrası Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde “Birikir damla damla” kitabının yazarı Merak Bekar’ın katılımıyla söyleşi düzenlendi. Söyleşide ilk olarak söz alan Konak Kent Konseyi Başkanı aynı zamanda Erdal Eren’in cezaevi arkadaşı Hamit Mumcu, “Erdal ile Mamak Cezaevinde tanıştım. Yüzü küçük yüreği büyük bir yoldaşımızdı. Ona sözümüz devrim olacak” diye konuştu.
Daha sonra söz alan Meral Bekar ise sözlerine, “Erdal Eren’i Özak tekstil işçilerinin mücadelesinde görüyorum. Onların dayanışmasında, birliğinde görüyorum” diye başladı. Eren’i cezaevine girdikten sonra tanıştığını söyleyen Bekar, o yıllara ilişkin şunları söyledi; “Erdal cezaevine işkence yapılarak gelmişti ve işkence orada da devam ediyordu. Erdal benden 10 yaş küçüktü. Onunla günlük 20 dakika sohbet edebiliyorduk. İşkenceye maruz kalmak ona yapılan işkenceyi görmekten daha az canımızı yakıyordu. 17 yaşında bir gencin o koşullara dayanması çok değerli bir durum.”
“ÖZAK İŞÇİLERİNİN MÜCADELESİ HEPİMİZE ÖRNEK OLSUN”
Cezaevinden çıktıktan sonra o zor koşullarda bile Erdal Eren’i anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Bekar, 43 yıldır Erdal’ın mücadelesini anlattıklarını söyledi. Karanlığın giderek derinleştiğini dile getiren Bekar, “Bu karanlık sadece AKP’li yıllarda başlamadı. Soğuk savaşı döneminde beri devam eden bir süreç var. Bu gruplar 6. Filoya secde edenlerdi, şu an bunlar ittifak halindeler. Sivil ve asgari darbeler ile bu kesimlerin önü açıldı. Devrimcileri, dünyanın daha iyi olmasını isteyen insanları, hiçbir çıkar gözetmeyen insanları, aydınları, gençleri kıra kıra geldiler. Bugünkü karanlığa yol açtılar ve karanlığı çoğalttılar. Bugün Özak işçileri ne yapılması gerektiğini gösteriyor ve bir yandan da öğretiyor. 16 gündür süren bu dayanışma hepimize örnek olsun” diye konuştu. Bekar daha sonra kitabına dair bilgileri paylaştı.
“80 DARBESİ BÜYÜYEN GENÇLİK VE SINIF MÜCADELESİNE KARŞI YAPILDI”
Son olarak söz alan Emek Gençliği MYK Üyesi Emre Gökmen de 80 darbesinin tependen inme olmadığını, 68’den sonra büyüyen gençlik ve sınıf mücadelesine karşı yapılan bir darbe olduğunu söyledi. Erdal’ın mücadelesinin simgeleşmesine değinen Gökmen, sadece yaşı küçük olduğu ve mücadele içerisinde alan bir genç olmak dışında Erdal’ın sınıf mücadelesinde yer almasından kaynaklı simgeleştiğini dile getirdi.
“Onu idam ederken gözdağı vermek isteyenlere Erdal onlara tam tersi cevap vermiştir. Mücadelenin burada kalmayacağını ifade ederek dik durması bunu göstermiştir. İşçi sınıfı, gençli ve devrim sosyalizm mücadelesinde farklı bir noktaya açmaktadır. Onu ayakta tutan en büyük güçlerden biri mücadeleye olan inancıydı. Denizlilerden Erdal’ı farklı kılan durum partisinin olmasıydı. Bilim ve sosyalizm ışığında mücadelenin içerisinde olmasıydı” diyen Gökmen, Erdal’ın mücadelesini anlattı.
“DENİZLER’DEN ERDAL’A ALDIĞIMIZ SINIF MÜCADELESİNİ BÜYÜTECEĞİZ”
“Gençlik kesimleri açısından Erdal’ın ne ifade ettiğini iyi irdelemek lazım” diyen Gökmen, üniversite öğrencilerinin barınmadan beslenmeye, liseli öğrencilerinin ÇEDES gibi projelerle gericileşen eğitimle, işçi gençlerin ise ucuz emek gücü sorunuyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Gençlerin yoksulluk ve yaşam şartlarına karşı mücadele yolu aradığını dile getiren Gökmen, “Z kuşağı dediğimiz gençler Erdoğan dışında bir iktidar görmedi ve gençlerin seçim yenilgisi ile bu inancı kırılmış durumda. Ama KYK eylemlerine baktığımızda gençlerin iktidarın değişeceği umudu tamamen ortadan kalmış değil” dedi.
Özak işçilerinin direnişine de değinen Gökmen, darbe dönemindeki saldırıların işçiler üzerine devlet eliyle hâlâ sürdüğünü söyledi. 16 gündür cop, gaz ve gözaltı ile direnişin yıldırılmaya çalışıldığını belirten Gökmen, bunun Urfa’da özel olarak örgütlenmekle olduğunu, aynı zamanda Türkiye’de süren bir politikanın yansıması olduğunu dile getirdi.
80 darbesinin tapeden indiğini ve hukuk yoluyla hesaplaşacaklarını söyleyenlerle de mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yapan Gökmen, "80 darbesinin karanlığını yıkacak esas mücadelede Denizler’den Erdal’a aldığımız sınıf mücadelesini büyütmektir. Haklarımız için tek çare örgütlenmek ve mücadele etmektir” diye konuştu.
Salona Özak işçileriyle dayanışmak için bağış kutusu konuldu. Ayrıca Meral Bekar’ın kitabının imza geliri de işçilere bağış yapıldı. Etkinlik gençlerin müzik dinletisiyle son buldu.
(İzmir/EVRENSEL)