TÜM BEL-SEN Genel Kurulu başladı: İktidarın emek düşmanı politikaları karşısında birleşelim
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası 12. Olağan Genel Kurulu, TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Erdal Bozkurt’un açılış konuşması ile başladı.
Fotoğraf: Kübra Kırımlı/Evrensel
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN)12. Olağan Genel Kurulu Ankara’da başladı. Emekçilerin yaşadığı sıkıntıların hatırlatıldığı genel kurulun ilk gününde, 4 ay sonra yapılacak yerel seçimlerin önemine dikkat çekilerek; bugünden birleşik mücadele hattının örülmesi çağrısı yapıldı.
Ankara’da başlayan 12. Olağan Genel Kuruluna CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki ve KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri katıldı.
12. Olağan Genel Kurul TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Erdal Bozkurt’un açılış konuşması ile başladı. Genel kurulun ekonomik kriz ve antidemokratik uygulamalar ile zor bir süreçte yapıldığına dikkat çeken Bozkurt, “Gidişatın farkında olan iktidar önlem almak yerine yükü emekçi halkın sırtına yüklemeye devam ediyor. OVP, 12. Kalkınma Planı ve 2024v yılı bütçesine bakınca açıktır ki bu iktidar bize bu günleri arattıracak şeyleri yapmaya devam edecektir. Hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bir süreç içerisindeyiz” dedi. Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesine dönük hamlesi ardından, pandemi ve depremde hayati görev üstlenen hekimlerin meslek birliği olan TTB’nin MK üyelerinin görevden alındığını söylenen Bozkurt, “Lailklik mücadelesi başta olmak üzere genel bir mücadele hattını örmemiz gerekiyor. İktidarın neoliberal politikaları deprem ardından tarım alanlarının imara açılması ile sürüyor. Kürt sorununu çözmeyen iktidar, toplumu kangrenleşen sorunlara mahkum etti. Korku dışında iktidarın yönetme kapasitesi kalmadı. Hiçbir zor ve baskı meşruiyeti almayan hiçbir iktidarı ayakta tutmadı, bu iktidarı da tutamaz” dedi.
“ÖZAK İŞÇİLERİNİN DİRENİŞİ BİZE BİRLİKTE MÜCADELENİN ÖNEMİNİ GÖSTERİYOR”
Bozkurt’un konuşması ardından EPSU, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan’ın mesajları okundu. İktidarın OVP, 12. Kalkınma Planı ve 2024 yılı bütçesi gibi programlarla iktisadi ve siyasi yönetimini ortaya koyduğunu ve şimdi bunu sömürü, yağma ve talan programları ile hayata geçirdiğini ifade eden Gürkan’ın mesajında şu sözler yer aldı: “Agrobay, TPI, Şireci Tekstil, Artemis, Erkaplan, Fedaş, Sputnik, Trendyol, Pekintaş, Özak İşçileri; İkizdere, Akbelen, Çambükü köylüleri, ODTÜ ve Boğaziçi’ndeki direnişler; kadınların hak ve demokrasi mücadelesi bize kazanmanın yolunu gösteriyor. İşçi ve emekçilerin her mücadelesi patronların, valilerin, jandarma ve kolluk güçlerinin birleşik barikatına çarpıyor. Şanlıurfa’da Özak işçilerinin yaşadığı deneyim de bunu bize bir kez daha gösterdi. Egemenler güçlerini nasıl birlik içerisinde ortaya koyuyorsa emekçilerin de böyle davranması gerekiyor. Özak işçilerinin süren direnişlerinin kazanımla sonuçlanmasının yolu da budur. Özak işçilerinin mücadelesi hepimizin mücadelesidir ve emek demokrasi güçlerinin desteği ve dayanışmasını beklemektedir.”
“İKTİDARIN ELİ ARTIK BOĞAZIMIZDA”
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ise; ağır ve zor süreç içerisinde olduklarını mevcut iktidarın uygulamaya koyduğu emek politikalarının emekçileri sömürdüğüne değindi. Yeşil, “İktidarın cebimizde olan eli artık boğazımızda. Bu emek düşmanı politikaları her yerde teşhir etmemiz gerekiyor. İktidar sadece cebimizden çalmıyor yaşam hakkımızı da gasp ediyor. Belediyelere kayyum atanması ardından ilk kapatılan alanların kadın ve çocuklara ait alanlar olmasıdır tesadüf değildir. İktidar, 6 Şubat Depremlerinin ardından aylardır bu enkaz sistemini devam ettiriyor. Deprem bize yerel yönetimlerinde ne kadar kuvvetli isek sorunlarla o kuvvetle baş edeceğimizi gösterdi” dedi.
“ÇÜRÜMENİN BEDELİNİ EMEKÇİLER ÖDÜYOR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer de her geçen gün birilerinin zenginleşirken birilerinin ise açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiğini ifade etti. Taşçıer, konuşmasının devamında şunları söyledi. “Birileri yargı eliyle demokrasiyi işine geldiği kullanıyor. Bunu yapan iktidardır. Bu çürümenin bedelini ise emekçiler ödüyor. Türkiye bu haliyle sistematik bir yoksullaşma içerisinde. Emeğin karşılığı hızla değer kaybediyor. 4 ay sonra gerçekleşecek olan yerel seçimlere sadece yerel seçim olarak bakmamak gerek. Emeğin, emekçilerin bu zenginlikten payını alması için bu seçimler başta olmak üzere hepimize sorumluluk düşüyor.”
“İŞÇİ DÜŞMANI BİR İKTİDAR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki de konuşmasında iktidarı tanımlayacak kelimeyi bulmakta zorlandıkları ifade ederek; “Öyle bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız ki kürt düşmanı, emekçi düşmanı, kadın ve doğa düşmanı. Bugün emekçiler tarihin en zor döneminden geçiyor. Hiçbir zaman emekçiler için sosyal haklarını kolaylıkla kullanabileceği bir süreç olmadı ama böyle zor bir süreç de olmadı. Tarihin hiçbir döneminde KHK’lar ile yüzbinlerce emekçi kapının önüne bırakılmadı. Dernekleri, gazeteleri OHAL KHK’ları ile kapattılar. OHAL kalkmış görünse de KHK uygulamaları yasalaştı. Ancak direniş de bitmedi” diye konuştu.
Bugün ülkede muhalefet ve sendikaların güçsüz ve zayıf olduğunu ifade eden Tiryaki, “Biz bu iktidara adım attıramıyorsak bunda biraz da sendikaların güçsüz olmasının payı var. Bu anlamda bir arada durmaya ve mücadele etmeye ihtiyacımız var” dedi.(Ankara/EVRENSEL)