16 Aralık 2023 04:03

‘Ücretleri belirleyen politikanın değişmesi lazım’

Ankara OSTİM'de işçilerle, asgari ücret görüşmeleri sürerken beklentilerini ve yaşadıkları zorlukları konuştuk.

OSTİM | Fotoğraf: Sinancem Alikoç/Evrensel

Paylaş

Demir DİKKAN
Ankara

İkinci toplantısının 18 Aralık’ta yapılacağı asgari ücret görüşmeleri devam ederken OSTİM işçileri ile ücret beklentileri üzerine konuştuk. İşçiler asgari ücrete yapılacak olan zammın alım gücünü yükseltmeyeceğini belirterek, “Ücretlere zam yapılsın. Ancak enflasyon durmadıkça ücret artışının tek başına bir anlamı yok. İster 40 bin TL olsun ister 50 bin TL. Ne fark edecek? Bu ücretleri belirleyen politikaların değişmesi lazım” diyor.

Konuşmalarda işçilerin bugünkü asgari ücretin yetersizliğine dair hayatlarından örnekler duyarken 20 bin lira asgari ücret istekleri öne çıkıyor. Hemen her işçi aldıkları ücretin yetersizliğini belirtiyor. Ödenemeyen faturalar, yapılamayan okul alışverişleri, kışlık kıyafet ihtiyacı, artan kredi borçları vb. örnekler veriliyor. En temel ihtiyaçlar için bir asgari ücretin en az 20 bin TL olması isteği ise ortaklaşıyor. Ancak hükümetin asgari ücreti 15-16 bin aralığında tutacağı ve bunun da yetmeyeceği belirtiliyor. İlerleyen görüşmelerimizde ise asgari ücret zammından çok zamdan sonra alım gücünün daha da düşeceğine dair ortak bir kaygı büyük.10 yıldır klima boruları üretiminde çalışan bir OSTİM işçisi, eskiden asgari ücret aldıklarında kenara para ayırabildiklerini fakat şu an tek yaşamasına rağmen zor geçindiğini belirtti. “Zam gelse de bir ekmek 7 lira olmuş neye yetiyor ki?​” diyen işçi, ailesi olanlar için ise bir evi tek kişinin geçindirmesinin imkansız olduğunu söyledi.

İŞE GİTMEK İÇİN DÖRT VESAİT KULLANILIYOR

Aynı alanda yakın zamanda çalışmaya başlayan bir diğer işçi ise işe gelmek için dört vesait kullandığını fakat 17 lira olan dolmuşun yakında 25 lira olacağını duyduğunu söyleyerek artan hayat pahalılığına tepki gösterdi. Çalıştığı yerde koşulların kötü olduğunu belirtirken koşulları daha iyi olan fabrikaların olduğunu ama çocuklu bir aileye maaşların yine de yetmediğini belirten işçi, asgari ücretle 6 kişi aynı evde kalmalarına rağmen kazandıklarının kendilerine ucu ucuna yettiğini ifade etti.Termometre üretiminde çalışan bir işçi, bugüne kıyasla ‘80’lerde işçilerin daha değer gördüğünü belirtti. Bugün için ise “Zam yapsalar ne olacak, kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar” dedi. İşçilerin günde 10 saat çalışıp çıktıktan sonra başka işe gittiğini, bundan dolayı da birlik olamadığını belirterek patronların da asgari ücrete zam gelince üründen kendi payını azaltmayıp fiyatını artırdığını ve bu şekilde fırsatçılık yaptıklarını söyledi.

Dikmen’de bir MESEM’de okuyan bir genç ise haftada bir gün okula giderken dört gününü OSTİM’de çırak olarak geçirdiğini anlattı. Asgari ücret aldığını belirten genç, evde kardeşi hariç herkesin çalıştığını ve ancak bu şekilde geçinebildiklerini söyledi.

Motor yenileme işi yapan bir işletmede görüştüğümüz iki işçinin biri 50 diğeri ise 23 yaşında. İkisi de evli ve çocukları var. Yine ikisi de 14 yaşından beri çalışıyor. Genç olan işçi “Ben yaşıyorum diyebilmek için en az 20 bin TL lazım, o da bekarlar için. Benim ailemin desteği olmazsa neredeyse aç kalacağız. Ücret asla ihtiyaçlara yetişmiyor” dedi.

"ZAMLAR DURMADIKÇA ÜCRET ARTIŞININ ANLAMI YOK"

Daha deneyimli olan işçi ise “Ben mesleğe başladığımda hem sosyal bir hayatım vardı buna param yetiyordu hem de kenara biraz para atabiliyordum. Şimdi eşim de çalışıyor ama gırtlağa kadar borç içindeyiz. Zamlar durmadıkça ücret artışının bir anlamı yok. İster 40 bin TL olsun ister 50 bin TL. Ne fark edecek? Bu ücretleri belirleyen politikaların değişmesi lazım” ifadeleriyle düşüncelerini dile getirdi.

ÖNCEKİ HABER

Denizli’de göçükte yaşamını yitiren madenci toprağa verildi

SONRAKİ HABER

Cengiz Çiçek: 79 yaşındaki hasta mahpus Hanife Arslan sağlık durumu giderek ağırlaşıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa