16 Aralık 2023 03:15

Almanya: Vatandaşlığa ‘İsrail şartı’ kime yarar?

Almanya’daki antisemit (Yahudi düşmanı) suçların yüzde 93’ünü Alman ırkçıları işlerken göçmenlere vatandaşlığa geçişte “İsrail’in varlık hakkını tanıma” şartı getirilmesi tartışılıyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Hüseyin AVGAN*

Almanya’da hükümetin koalisyon görüşmeleri esnasında mutabık kalarak hazırlamış olduğu Yeni Vatandaşlık Yasası 1 Aralık’ta Parlamentoda görüşülmeye başlandı. Hazırlanan taslak var olan kanunun “modernizasyonunu” hedeflediği için Federal Konseyin onayı olmadan, parlamentodaki salt çoğunlukla yürürlüğe girebilecek. Ancak ilk görüşme öncesi başlayan ve görüşmede yaşanan tartışmalar ırkçılığı ve göçmen karşıtlığını tetikleyecek bir zemine doğru ilerliyor.

7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısı ve sonrasında başlayan antisemitizm tartışmaları gölgesinde yapılan yasa tasarısı görüşmelerine “İsrail’in varlık hakkını tanıma” konusu damgasını vurdu. Hristiyan Demokratlar CDU/CSU ve liberal FDP yasa tasarısına vatandaşlık için “İsrail’in var olma hakkını tanımayı beyan etmenin” bir ön koşul olarak konulmasını istedi. Sosyal Demokrat Parti SPD ve Yeşiller bu öneriye karşı çıkarak, yasa taslağında zaten antisemit açıklamada bulunanlara, “Anayasa’nın belirlediği değerlere karşı olanlara vatandaşlık verilemeyeceği hükmünün var olduğunu” belirtmekle yetindiler.

Tartışmalar elbette bununla sınırlı kalmadı. CDU/CSU yasa tasarısında öngörülen çifte vatandaşlığın istisna olarak kalmasını ve vatandaşlığın entegrasyonu tamamlayanlara verilmesi gerektiğini dile getirirken, ırkçı AfD vatandaşlık yasasının daha da zorlaştırılmasını, dışarıdan gelen antisemitizm ve İslam’ın toplumun değerleriyle uyuşmadığını gündeme getirdi.

EYALETLER İSRAİL ŞARTINI YÜRÜRLÜĞE KOYDU

Saksonya-Anhalt eyaleti yasanın çıkmasını beklemeden, vatandaşlığa geçmek isteyenlerden ‘İsrail devletinin var olma hakkını beyan etmeyi” bir ön koşul olarak karar altına aldı. SPD-CDU ve FDP’den oluşan eyalet hükümeti, bu koşulun nasıl uygulanacağı konusunda bir yönetmelik de hazırladı. Tartışmalara Yeşillerin hükümet olduğu Baden-Württemberg eyaletinin içişleri bakanı da katılarak, bu koşulu 2021’den bu yana uyguladıklarını ve Almanya genelinde geçerli olmasını istediklerini ifade etti.

1 Aralık’ta Federal Parlamentoda başlayan görüşmelere bakıldığında, İçişleri Komisyonunda İsrail meselesinin vatandaşlık şartı olarak yasaya konulma ihtimali çok yüksek. Hükümetin hazırlamış olduğu yasa tasarısında yer alan “Antisemit söylem ve eylemlerde bulunanlara vatandaşlık verilmesin” şartını bile yasalara aykırı ve uygulanması zor olarak değerlendiren hukukçular ve anayasa uzmanları var. Bu nedenle tartışmalara da kuşkuyla bakıyorlar. Konulacak İsrail şartının antisemitizmi azaltmayacağı, ancak vatandaşlığa geçişi zorlaştıracağı, memurlara ek yük getireceği ifade edilmekte.

ANTİSEMİT SUÇLARIN YÜZDE 93’ÜNÜ ALMAN IRKÇILARI İŞLEDİ

Vatandaş olma koşullarına “İsrail’in var olma hakkını beyan etmenin’ eklenmesi, bir suç olarak antisemitizmin engellenmesine, değişik uluslardan ve inançlardan emekçilerin kaynaşmasına ve ön yargıların yıkılmasına hizmet etmeyecektir. İsrail devletinin işlediği suçların toplumda sorgulanmasına, “Acaba eleştirirsem İsrail’in varlığına karşı mı çıkarım” fikrinin oluşmasına, başta göçmenler olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin fikir ve düşünce özgürlüğüne kısıtlama getirmektir. Ayrıca, antisemitizmin dışarıdan geldiği fikri oluşturulmaya çalışılarak, senelerdir ırkçı-faşistler tarafından işlenen antisemit suçların üstü örtülmek istenmektedir. 7 Ekim öncesinde işlenen antisemit suçların yüzde 93’ü göçmen kökenli olmayanlar tarafından işlenmekteydi.

ASIL HEDEF YURT DIŞINDAKİ NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ

Hükümet hazırladığı yasa taslağını ağustos ayı içerisinde “Vatandaşlık hukukunun modernizasyonu” başlığı altında kamuoyuna tanıttığında, yasanın, bazı olumlu noktaları olmasına rağmen, Almanya’da uzun yıllar yaşayan ve Alman vatandaşı olmayan 11 milyondan fazla göçmenin beklentilerini karşılamaktan uzak olduğu açığa çıkmıştı. Yasayı kamuoyuna tanıtan Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, “Yasanın modern bir göç ülkesinin ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflediğini” ve “Esas olarak en iyi beyinler için küresel bir rekabetin ortasındayız. Ekonomimiz pek çok alanda acilen vasıflı çalışanlara ihtiyaç duymakta. Ama en iyi beyinleri ancak öngörülebilir bir gelecekte toplumumuzun tam anlamıyla bir parçası olabilmeleri halinde kazanacağız” ifadelerinde somutlaşan, ucuz kalifiye emek gücünün Almanya’ya gelmesini hızlandırmayı hedefleyen bir anlayışla hazırlandığını ifade etmişti. Hükümetin esas amacı, sermayenin ihtiyaç duyduğu kalifiye iş gücünün Almanya’ya gelme konusundaki çekincelerini gidermektir.

Vatandaşlık Yasası’nın görüşülmesinde İsrail ve antisemitizm tartışmalarının öne çıkarılması, senelerdir bu ülkede yaşayan göçmenlerin beklentilerinin ve taleplerinin tartışılmasının da önüne geçmiştir. Bu yasa da uzun süredir Almanya’da yaşayan göçmenlerin toplumsal yaşama katılımını, birlikte yaşamı teşvik etmeye yetmeyecektir.

*Almanya İşçi Dernekleri Federasyonu DİDF Yönetim Kurulu Üyesi

ÖNCEKİ HABER

Elazığ Organize Sanayiden işçiler: Özak kazanırsa biz de kazanırız

SONRAKİ HABER

Ukrayna'da bir politikacı, yerel meclis toplantısın el bombaları patlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa