16 Aralık 2023 12:32
/
Güncelleme: 17 Aralık 2023 09:14

AYM, 10 Ekim ve Soma katliamları ile ilgili başvuruları reddetti

Anayasa Mahkemesi (AYM), cumhuriyetin en büyük katliamları 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ve Soma Maden Katliamı ile ilgili iki başvuruyu reddetti. AYM’nin 14 Aralık tarihli toplantısına dair gündem ve sonuçlar listesinde reddedilen daha pek çok başvuru yer aldı. Sivas Katliamı ile ilgili 2014'te yapılan bir başvurunun görüşmesini erteleyen Yüksek Mahkeme, Cizre'de sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan bir ölümle ilgili "yaşam hakkı ihlali yok" kararı verdi.

7 BUÇUK YIL BEKLETİLEN 10 EKİM BAŞVURUSU REDDEDİLDİ

10 Ekim 2015’te 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Gar Katliamı ile ilgili, 2016'da müfettiş raporu ilk kez ortaya çıkmıştı. 10 Ekim Katliamı Avukat Komisyonu, raporda Ankara Valisi ve Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilileri de dahil kamu görevlerinin ihmallerinin de yer aldığını belirterek kamu görevlilerinin yargılanması için suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise suç duyurusunu işleme koymadı. Avukatlar bunun üzerine AYM’ye başvurmuştu.

O dönemden beri uzun süre işleme konulmayan, sadece bir kez görüşmeye alınıp erteleme kararı verilen başvuru, AYM tarafından "Kabul edilemez olduğuna" hükmedilerek reddedildi.

Gerekçesi henüz açıklanmayan kararda 2016/8554 sayılı başvuru hakkında şu bilgiler paylaşıldı: "Başvuru; bir açık hava toplantısına yönelik olarak gerçekleştirilen öngörülebilir ve önlenebilir nitelikteki canlı bomba saldırısına ilişkin olarak gerekli tedbirleri almayan tüm kamu görevlileri ve saldırının ardından yaralı ve ölülerin olduğu yerde göz yaşartıcı gaz dâhil maddi güç kullanıp bu şekilde yardım edilmesini engelleyerek yaralıların sağlık durumlarının ağırlaşmasına hatta bazılarının ölümlerine yol açan kolluk görevlileri ile saldırının ardından acil sağlık hizmetinin sunulmasında ihmalleri bulunan sağlık görevlileri hakkında bir cezai soruşturma başlatılmaması nedeniyle yaşam hakkının, yetkili makamların ihmali olan görevliler hakkında cezai soruşturma başlatmayıp bu yönde hareketsiz kalması ve saldırının ardından yaşananlar nedeniyle kötü muamele yasağının, toplantı ve gösteri yürüyüşünün gerçekleştirilebilmesi için gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması, buna rağmen tedbirleri almayan görevliler hakkında cezai soruşturma başlatılmaması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ve kamu görevlilerin ihmallerinin ve ihmallere ilişkin olarak bir cezai soruşturma başlatılmamasının altında yatan sebebin toplantının hükûmete muhalif kişilerce organize edilmiş olması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir."

Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olarak tarihe geçen 10 Ekim Katliamı’na ilişkin kamu görevlilerinin ihmaline dair başvurunun neden reddedildiğine dair gerekçenin açıklanması bekleniyor.

SOMA KATLİAMINA DAİR BAŞVURU DA REDDEDİLDİ

AYM, Soma Maden Katliamı’na ilişkin bir başvuruyu da reddetti. Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te 301 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan maden faciası ile ilgili başvuru makul sürede yargılanma hakkının ihlaline ilişkindi.

AYM, 2020/21197 sayılı bu başvuruyu da "Kabul edilemez” bularak reddetti.

AYM gündeminde başvuruyla ilgili şu bilgi yer aldı: “Başvuru; birçok kişinin ölümüne, pek çok kişinin de yaralanmasına yol açan bir maden kazası hakkında yürütülen ceza yargılamasında makul sürede yargılanma hakkının mağdur/müşteki ya da katılan sıfatıyla yer alan başvurucular yönünden ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.”

DOSYANIN ESASINA DAİR BAŞVURU HÂLÂ İNCELEMEDE

Mağdur ailelerin avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Üyesi Av. Derviş Emre Aydın, açık şekilde cezasız bırakılmak istenen davaya dair yargılamanın makul sürede yapılmamış oluşu ile ilgili başvurunun da bu kararla reddedilmiş olduğunu belirtti.

Gazetemize konuşan ve dosyanın esasına dair yapılan AYM başvurusunun hâlâ incelemede olduğunu hatırlatan Av. Aydın, şunları söyledi:

“Soma Maden Katliamı hakkında yürütülen yargılama süreçlerinde birçok siyasi müdahale yapıldığını gördük. Bu müdahalelerden ilki dosyayı son aşamaya getiren Akhisar Ağır Ceza mahkemesi başkanına yönelikti. 2017 yılında mahkeme heyeti duruşma savcısından esas hakkındaki mütalaasını sunmasını istemiş, duruşma savcısı mütalaanın hazır olduğunu, kısa bir aradan sonra sunabileceğini söylemişti. Ara sonrasında duruşma savcısı kararını değiştirdi ve mütalaayı bir sonrakine celse sunabileceğini bildirdi. Sonraki celse mahkeme başkanı ve heyet üyelerinin görev yerlerinin değiştirildiğini gördük. Bu müdahale yargılamanın tam bir sene uzamasına neden oldu. Sonraki süreçte Yargıtay üyelerinin değiştirilmesine kadar varan müdahalelerle adil bir yargılama yapılmasının bütünüyle önüne geçildiğini ve ancak 4 sene sonra kesin bir karar verildiğini gördük. Bugün ise çok açık şekilde cezasız bırakılmak istenen bu davaya dair yargılamanın makul sürede yapılmamış oluşu konusunda yapılan AYM başvuruları hakkında kabul edilemezlik kararı verildiğini görüyoruz. Dosyanın esasına dair yapılan AYM başvuruları ise hâlâ inceleme aşamasında.”

SİVAS BAŞVURUSUNA ERTELEME, CİZRE’YE İHLAL YOK KARARI

AYM, 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Otel’de gerçekleştirilen, 33 kişinin yakılarak öldürüldüğü katliama ilişkin 2014/13174 sayılı başvurunun görüşmesini ise erteledi. Başvuru, yargısal sürecin etkili bir biçimde yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkı ile söz konusu olaylara ilişkin olarak ölen yakınlarının toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlaline ilişkindi.

AYM’nin görüştüğü bir diğer başvuru ise Cizre’de uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında güvenlik kuvvetlerinin güç kullanımı neticesi ölüm meydana gelmesi ve bu olayla ilgili olarak etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlaline ve cenazenin bulunduğu sıradaki fiziksel durumu, cenazeyi teslim alırken ve defin için dinî merasim sırasında yaşanan zorluklar nedeniyle kötü muamele yasağı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile din ve vicdan özgürlüğünün ihlaline ilişkindi.

Yüksek mahkeme; kötü muamele yasağı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddialarının kabul edilemez olduğuna hükmetti.

AYM, yaşam hakkı ihlali ile etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne ilişkin usul boyutunun ise ihlal edilmediğine hükmetti. (İstanbul/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Egemenlik kayıtsız şartsız doların!

Egemenlik kayıtsız şartsız doların!

Saray iktidarı, Türk lirasının parasal egemenliğine darbe vuracak bir kararla, tüm satış sözleşmelerinin döviz cinsinden yapılmasının önünü açtı. Böylece enflasyonun en temel dinamiklerinden olan dolarizasyonun eksik ayağı da Mehmet Şimşek imzasıyla tamamlanmış oldu. Türkiye’nin, başta ABD doları olmak üzere yabancı paraya bağımlılığı daha da derinleşecek.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sefer Selvi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü çizdi

Evrensel'i Takip Et