17 Aralık 2023 04:14

Mektup: Sınıf anneliği kaldırıldı, sorunlar baki…

Bir kadın öğretmenin mektubu: "Çalıştığım bir okul bin 600 kişilikti ve bu okula 1 tane temizlik personeli verilmişti. Kimi veliler sene başında gelip sınıfları temizliyor."

Fotoğraf: Vural Nasuhbeyoğlu/Evrensel

Paylaş

Bir kadın öğretmen
Maltepe/İSTANBUL

Geçtiğimiz günlerde bir ilkokul çocuğu ile “sınıf annesi” denilen kişinin arasında geçen tartışmanın sosyal medyada gündem olmasıyla MEB sınıf anneliği uygulamasını yasakladı.

Sınıf anneliği uygulaması zaten mevzuatta geçen resmî bir uygulama değil ama nasıl çıktı bu uygulama ortaya, neden dayattı kendini? Biraz bunu konuşmak lazım, bunu dayatan koşulları… Bu ülkede 50 kişilik sınıflar var ve herhangi bir destek personeli yok. Örneğin çalıştığım bir okul bin 600 kişilikti ve bu okula 1 tane temizlik personeli verilmişti. Bu okuldaki hijyen koşullarını siz düşünün. Kimi veliler sene başında gelip sınıfları temizliyor, camları siliyor. 

Kayıtta alınan “bağışları”, çocukların açlıklarını, verilmeyen bir öğünü de konuşalım... Kayıt parası da yetmiyor, “okul dönsün” diye pedagojik olarak uygun olmayan veya çocuğa hiçbir şey katmayacak 10 dakikaya 50 lira verilen gösteri vs. uygulamalar oluyor bu okullarda. Okul bir kısmını alıp ihtiyaçlar için harcayacak çünkü. Gönderilmeyen temizlik çalışanının parasını ödeyecek mesela, bozulan musluğu tamir edecek...

Fiili olarak uygulanmayan parasız eğitimin kökünün nasıl kazındığını ve okul öncesinde kayıt paralarının nasıl yasallaştığını da konuşalım. Okulda toplanan “bağışları” kimin sınıfı ne kadar toplamış listelerinin okul iletişim gruplarında paylaşılarak öğretmene yapılan baskıyı, öğretmenin kendine buradan “değer” biçme noktasına geldiğini de... Kısacası okullara verilmeyen bütçeyi konuşalım asıl!

ASLAN PAYI BÜTÇE NEREDE?

MEB okullara bu konuyla ilgili gönderdiği yazıda bu kişilerin “ihtiyaçlar için para topladıklarını işitmiş”!  Eğitime bütçeden “aslan payı” ayrıldığı ifade edilmesine rağmen neden okullarda para toplanmaya ihtiyaç duyuluyor? Yazıcısından tutun da perdesine varana kadar her şey okulun halletmesi gereken şeyler! Dolayısıyla veliye yüklenen şeyler… Kendi yazısında dahi, vermediği bu bütçeyi çok açık ifade etmiş Milli Eğitim Bakanlığı aslında. Adı devlet okulu ama kendi “kaderine” terk edilmiş beton yığınları bu okullar...

Pedagoji tartışması yapıyoruz lakin eğitim bir hak olmaktan öte alınıp satılan bir şey halinde. Daha çok para verebilenin, dişini daha çok sıkabilenin çocuğunu özel okula gönderdiği bir sistem bu. Eğitimi, çocukları, öğretmeni piyasa koşullarına terk edip özel okul patronlarına teşvik veren bir sistem.

BU NASIL PEDAGOJİ?

Okullar, tarikat ve cemaatlere açılıyor. Eğitim Diyanet’in eline bırakılıyor. Tıklım tıklım sınıflar varken okullara mescid yapılabiliyor. ÇEDES gibi projelerle eğitim bilimcisi olmayan din görevlerini okullara atarken pedagoji bilimi aramayan MEB; kamuoyu tepkisi aldı diye tüm bütçesizliğin dayattığı sorunları çözmeden “para toplanamaz” deyip şov yapıyor. Ancak okulları kendi kendini döndürme zorunluluğunda bırakması değişmiyor. Hiçbir şey için verilmeyen bütçe dinselleştirmeye verilebiliyor.

Asıl sorunlara çözüm bulmayan MEB’i bu biçimsel müdahalesi için bir eğitimci olarak kutlayamayacağım. Bilimsel, laik, nitelikli ve parasız bir eğitim talebi ve bunlar için ayrılmış bir bütçe olmadan; bunu dayatan koşulları değiştirmedikçe adı sınıf anneliği değil de başka bir şey olan çarpık çözümler yeniden yeniden ortaya çıkar ve biz tek başına bu görünümleri konuşmaya devam ederiz.

ÖNCEKİ HABER

Trakya'da, Edirne'nin yüksek kesimlerine kar yağdı, Tekirdağ'da ise kuvvetli rüzgar etkili oldu

SONRAKİ HABER

Ankara’da Özak Tekstil işçilerine destek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa