17 Aralık 2023 05:15

‘Türk-İş, masadaki işçileri ayıbını örtmek için kullanıyor’

Türk-İş’in asgari ücret masasına götürdüğü işçilerle aynı işkolundaki işçiler konuştu: "O masadaki işçileri de maske olarak kullanıyorlar, kendi ayıplarını örtmek için."

‘Türk-İş, masadaki işçileri ayıbını örtmek için kullanıyor’

Fotoğraf: AA

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılı için geçerli olacak asgari ücreti tutarını belirlemek üzere ilk toplantısını yaptı. İkinci toplantısını ise yarın gerçekleştirecek. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda en fazla üyeye sahip işçi sendikası Türk-İş’ten, patron sendikası TİSK’ten ve hükümet tarafından beşer kişi bulunuyor. Bu yıl Türk-İş’in 5 kişilik kontenjanının 4’ü farklı sektörlerdeki Türk-İş üyesi işçilerden oluştu. “Asgari ücret görüşmelerinde bir ilk” başlığıyla haber merkezlerine servis eden Türk-İş, “Bu yıl asgari ücreti işçiler belirleyecek” diyor. Ancak Türk-İş’in masaya götürdüğü işçilerle aynı iş kolunda çalışan işçiler Türk-İş ile aynı görüşte değil. Toplantının göstermelik olduğunu, masadaki işçilerin ise Türk-İş’in ayıbını örtmek için kullanılacağını söyleyen işçiler asgari ücretin üç iş yapmadan geçinebilmeye yetecek bir seviyeye çıkarılmasını istiyor.

Türk-İş’in asgari ücret masasına götürdüğü işçiler; hizmet, sağlık, enerji ve yol iş kolunda çalışıyor. Hizmet iş kolunda yer alan Migros’ta çalışan bir işçi, her ne kadar toplantıya işçiler katılmış olsa da verilecek rakamın orta vadeli program kapsamında netleştiğini, toplantıların ise göstermelik yapıldığı kanaatinde. Enflasyon rakamlarını hatırlatan 8 yıllık Migros işçisi, bu koşullarda yüzde 200 zammın dahi yeterli olmayacağını düşünüyor.

"AYAKKABIYA İHTİYACIM VAR, 3 AYDIR ALAMIYORUM"

Ailesiyle yaşayan 28 yaşındaki Migros işçisi, aldığı ücretin ailesiyle yaşamasına rağmen yetmediğini söylüyor. “Kira vermiyoruz, sosyal yaşantımız yok yine de aldığım ücretle ay sonunu getiremiyorum. Bir ayakkabıya ihtiyacım var, 3 aydır alamıyorum. Ortalama bir ayakkabı en kötü 2 bin liradan başlıyor, sosyal haklar, ikramiyeler her şey dahil ay sonu elime geçen para 15- 16 bin civarında. Onu da bölerek veriyorlar, ücreti toplu göremediğimiz için hiçbir şey anlamıyorum” diyor.

"EVİ KİRA OLANLAR NE YAPACAK?"

Asgari ücret bir çalışanın gıda, konut, ulaşım, sağlık gibi ihtiyaçlarının o günün şartları göz önünde bulundurularak belirlenen ve çalışana ödenen ücrettir. Tarif böyle olsa da gerçek farklı. Çünkü Migros işçisinin oturduğu Avcılar’da en kötü kira 12-13 bin liradan başlıyor. İşçi soruyor: “Ben ailemle yaşıyorum, kira vermiyorum, evi kira olanlar ne yapacak?​” İşin içinden çıkamıyor, gününün 10 saatini verdiği mağazanın cirosunu hesaplıyor: “Günlük 2-3 milyon lira arası satış yapıyor, daha iyi ciro yapan mağazalar da var. 15-20 çalışan var, bir günlük gelen parayla bütün işçilerin maaşı ödenir. Çok büyük paralar dönüyor, ama işçinin her şey dahil eline geçen ortalama ücret 16 bin lira”

"EK İŞ YAPMADAN MÜMKÜN DEĞİL"

Çalışmak dışında bir hayatları olmadığını söylüyor işçi. 6 gün çalışan Migros işçisi, izin gününde ise özellikle evli işçilerin ek iş kovalama derdinde olduğunu söylüyor. “İş varsa çabuk duyulur mağazada” diyor. En yaygın olan iş ise düğün salonlarında garsonluk. “Ek iş yapmadan zaten mümkün değil ama bir de insanlar çayından, kahvesinden, boğazından keser oldu. Bir insanın cebinde 5 lira olmaz mı? Olmayan çok arkadaşımız var. Hayatı çalışmaktan ibaret olan insanın ruh sağlığı da düzgün olmuyor. Ekonomi hepsini etkiliyor, düşünsene akşama kadar türlü yiyeceğin içindesin ama eve giderken çocuğuna bir tane çikolata götüremiyorsun, insanlar artık nereden kısarım da ay sonunu getiririm diye düşünüyor” diyerek durumu özetliyor.

ALIŞVERİŞ BONOSU, PARAYA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

Migros işçilerinin aylık 1800 liralık alışveriş bonosu bulunuyor. O bonoyla işçiler genel olarak temel tüketim ürünlerine yöneliyor. Migros işçisi, “8 yıldır buradayım, daha o bonoyla meyve alan işçiye denk gelmedim. Yağı, şekeri, unu, pirinci, alıyor zaten meyve, sebzeye gelene kadar bono bitmiş oluyor. Bir de nakit paraya ihtiyaç varsa, taksit ya da kredi ödenecekse o zaman alınan ürünler mahalle bakkalına ya da eşe dosta satılıyor. Paket paket alınan ürünler yakın çevreyle paraya çevriliyor” diyor.

"O MASADA OLSAYDIM…"

İstanbul’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan sağlık işçisinin de durumu hizmet iş kolunda çalışan işçiden çok farklı değil. 3 çocuk babası işçisi “Sözde devlet işçisiyiz” diye sitem ediyor. Sosyal haklar ve yol parasını çıkınca ücretlerinin 14 bin liraya kadar düştüğünü söyleyen işçi, “Sözde kadroluyuz ancak kadrolu işçinin ne ücretini alıyoruz ne özlük haklarına sahibiz. Ben masada olsam en ilk bunu söylerdim. ‘Hani kadro’ derdim. ‘Bu mu kadro’ derdim. Başta kadro diye bir kandırıldık hâlâ o düzen devam ediyor. O masadaki işçileri de maske olarak kullanıyorlar işte. Türkiye’nin en büyük sendikasısın en aşağı 2 milyon üyen var masaya götüreceğine sokağa götürsene. İşçileri Türk-İş’in ayıbını örtmek için kullanıyorlar” diyor. Cerrahpaşa işçisinin bir başka yakındığı mesele ise gelir vergisi. “Bir sonraki ayın hesabını yapamıyoruz” diyen işçi vergi kesintilerinin sene sonuna kadar arttığından bahsediyor. “En azından tek bir vergi belirlenir ben de benden kesileni bilirim. Devlet benim gibi her işçiden böyle vergi alıyor. Düşünsenize çıkan parayı, sadece Cerrahpaşa’daki işçilerden ayda milyon lira para vergiye gidiyor”

"BİR İŞÇİ ÜÇ İŞ YAPMAK ZORUNDA KALMASIN"

Kredi ile geçindiklerini ücretlerinin büyük bir bölümünün de kredi taksitlerine gittiğini söyleyen işçi, “Bu ay 9 bin lira kredi taksiti ödedim. Bana kalan 3-4 bin lira, daha faturalar ödenmemiş. Diğer ay da böyle olacak. 3 işte çalışan sağlık işçileri var. Ne kadar verirler dersen taş çatlasın 18 verirler. Ne kadar olmalı dersen hesap etmek mümkün değil. Yalnız şunu diyeyim asgari ücret öyle olsun ki bir işçi geçinebilmek için üç iş yapmak zorunda kalmasın” diyor.

Karayolları Genel Müdürlüğünde çalışan yol işçisi asgari ücrete zam gelmesi gerektiğini ancak gelecek zammın markette, pazarda kepçeyle geri alınmaması için önlemler alınması gerektiğini anlatıyor. Masadaki işçilerin lehine bir sonuç çıkmayacağını düşünen işçi, “İktidar maalesef işçi için hiçbir şey yapmıyor. İnanılmaz derecede bir gelir adaletsizliği var. Ülke ekonomisi benden benim gibi işçilerden kestikleri vergilerle ayaktan duruyor” diyor. Masadaki işçilerin rahatlıkla sorunlarından bahsedemeyeceğini düşünen işçi, “Geçen gün Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar görüşme çıkışı bir basın açıklaması yaptı. Oradaki basın mensupları ısrarla işçilere bir şeyler sormak istiyorlar ama Ramazan Ağar orada ters bir durum olmaması için, işçi bir şey söyler, ağzından bir şey kaçırır diye işçileri konuşturmadı. Keşke oradaki arkadaşlarımızı dinleseler onlar konuşsa ama öyle olmayacak” diye anlatıyor.

"İŞÇİNİN TEPKİSİNİN ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Enerji işçisinin orada olmasının zaten o sendikaların ayıbı olduğunu söyleyen belediye bünyesinde çalışan taşeron enerji işçisi, “Biz enerji işçisi olarak asgari ücretlerin katlarını alırken şu an tüm Türkiye’de enerji işçileri asgari ücret kıskacında. Ülkenin yarısı asgari ücrete çalışır hale geldi. Son zamanlarda yapılan sözleşmeler o kadar kötü ki korkan işçiler bile sesini çıkarmaya başladı. Bu aslında onların işçiye temsiliyet vermesi değil, işçinin tepkisi doğrultusunda bu hareketi yapmışlardır. Ama bu da göstermeliktir. Biz sözleşmelerde de bunu görüyoruz. İşçiler niye yok diye baskılar yapılıyor. Dediğim gibi bunun da göstermelik olduğunu düşünüyorum. Asgari ücreti masaya bıraktılar. Böylelikle tepkili işçiyi de pasivize ediyorlar” diyor.(İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et