Özak Tekstil işçileri: Sendikanın ne olduğunu direnişle öğrendik
Özak Tekstil işçileri, sendikanın ne olduğunu direniş sürecinde öğrendiklerini, ulusal ve uluslararası düzeyde kurulan sınıf dayanışmasıyla güçlerinin farkına vardıklarını söylüyor.
Fotoğraf: Mazlum Ayçiçek/BİRTEK-SEN
Deniz KAR
Urfa
Özak Tekstil’de işçilerin sendikal hakları ve insanca çalışma koşulları için başlattıkları direniş 23. gününde. Direniş boyunca hem fabrika yönetimi hem de kolluk tarafından pek çok baskı, şiddet ve engellemeye maruz kalan işçilerle direniş sürecinin kendilerine öğrettiklerini konuştuk. İşçiler sendikanın ne olduğunu direniş sürecinde öğrendiklerini, ulusal ve uluslararası düzeyde kurulan sınıf dayanışmasıyla güçlerinin farkına vardıklarını söylüyorlar.
"ÖĞRENDİK Kİ PATRONLAR KURMUŞ ÖZ İPLİK İŞ’İ"
Özak Tekstil’de yedi senedir çalışan ve Öz İplik-İş fabrikaya girdiği günden bu yana fabrikada olan bir işçi, Öz İplik-İş'in işçilerin yanında olmadığını baştan beri bildiklerini ifade ediyor. İşçi, Öz İplik-İş'i fabrikaya patronun getirdiğini dile getiriyor. İşçilerin toplu şekilde patronun yanına giderek fabrikada sendika istediğini söyleyen işçi, “Patron bize yandaşı Öz İplik-İş’i tanıttı. Biz Hak-İş’in böyle olduğunu bilmiyorduk. Sonradan öğrendik ki patronlar kurmuş sendikayı” diyor.
Fabrikada bir sorunla karşılaştıklarında Öz İplik-İş temsilcilerinin işçilere "Özak Tekstil’e mecbursunuz" dediğini aktaran işçi, “Biz hakkımızı sorduğumuzda bize ‘Size yılda iki kere koli veriyoruz, hakkınız bu kadardır’ derlerdi. Bir şeye itiraz etsek, ‘Hakkını mahkemede ara, biz bir şey yapamayız’ derlerdi” diyor.
"TEK BAŞIMA SONUÇ ALAMADIĞIMI GÖRDÜM"
Bir diğer işçi ise eskiden çalışma arkadaşlarına güvenmediğini ancak direniş süreciyle birlikte bu düşüncesinin değiştiğini dile getiriyor. Sendikaları BİRTEK-SEN’in bu birliği sağladığını söyleyen işçi, “Biz yeni gelen elemanlar da dahil birlik olacağımıza söz verdik. Ben tek başıma da içeride direniyordum, haksızlığa karşı çıkıyordum ama tek başıma sonuca varamadığımızı gördük. En son birlik olmaya karar verdik. İl dışından direnişimize bir sürü insan geldi, İskender Bayhan geldi, Sevda Karaca geldi. Diyarbakır’dan misafirlerimiz geldi. Onların hakkını da yemeyelim” diyor.
"ÖZ İPLİK-İŞ KAFASINA GÖRE TEMSİLCİ SEÇTİ"
Bir kadın işçi de daha önce Öz İplik-İş'ten temsilci olmak istediğini, sonrasında ise Öz İplik-İş’in kafasına göre temsilci seçtiğini dile getiriyor. İşçi arkadaşlarının da kendisini temsilci olması konusunda desteklediğini ifade eden kadın işçi, “Sendika temsilcileri bana ‘İşçinin arkasında durmayacaksın, işçiyi ikna edeceksin’ dedi. Ben de ‘Öyle bir şey yapamam, hak neyse onu konuşurum’ deyince işçilere sormadan kafalarına göre temsilci seçtiler” diye anlatıyor yaşananları.
"HAKLARIMIZ OLDUĞUNU ÖĞRENDİK"
İki ay öncesine kadar sendika deyince aklına patronun geldiğine dikkat çeken kadın işçi, sendikayı işçiye karşı hareket eden bir güç olarak gördüğünü aktarıyor. BİRTEK-SEN’de örgütlendikten ve direnişe çıktıktan sonra bu fikrinin değiştiğini ifade eden kadın işçi, “Şimdi aklıma sendika deyince insan hakları geliyor, işçi hakları geliyor. Sendika deyince aklıma insan gibi çalışmak geliyor. Gerçekten de bir sürü hakkımız varmış ve yeniliyormuş” diyor.
"GÜCÜMÜZ BURASIYLA SINIRLI DEĞİLMİŞ"
Direnişlerinin yalnız Özak işçilerinin değil, farklı illerden hatta ülkelerden işçilerin de birleşebileceğini gösterdiğini vurgulayan kadın işçi, “Milletvekilleri yanımıza geldi. Farklı şehirlerden işçiler, sendikalar, kurumlar bizimle dayanışma gösterdi. Bize destek yolladılar. Onlar da eylem yaptılar. Gücümüz burasıyla sınırlı değilmiş ama karşımızda patronla birlikte hareket eden daha büyük bir gücün de olduğunu gördük” ifadelerini kullanıyor.
"BURADAYIZ VE DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
BİRTEK-SEN daha içeri girmeden, tazminat vermeyen fabrikanın tazminat verir hale geldiğini söyleyen işçiler, “BİRTEK-SEN içeri girdiğinde nasıl olacak tahmin edemiyoruz” diyorlar. İşçiler, sarı sendikalar fabrikada kalmaya devam ederse kölelik düzeninin de süreceğini söylüyorlar. Özak işçilerinin yalnız kendi hakları için değil, sarı sendikalardan, patronların kurduğu kölelik düzeninden kurtulmak, farklı işçilere de ilham olmak için direndiklerini vurgulayan işçiler, “Buradayız ve direnmeye devam edeceğiz” diye tamamlıyor sözlerini.