21 Aralık 2023 14:52

Eğitim kurumu değil ticarethane!

Ankara'nın konut balonu ortamında yaşattığı yurt krizinin ardından prefabrik yurtlar yapacağını söyleyen Bilkent'in, öğrencilerin temel haklarına saldırısı gün gibi ortada.

Fotoğraf: Freepik

Paylaş

Bilkent Üniversitesi öğrencisi

 

Geçtiğimiz yıllardan bu yana Bilkent Üniversitesi yönetimi, enflasyon verilerine karşı istikrarlı bir şekilde eğitim ücretlerine hukuksuz artışlar yaparak adeta diğer vakıf üniversitelerine yol göstermektedir. Bu sene de dönem arasında yaptığı eğitim ücreti zamlarıyla bir kez daha eğitim masraflarını ikiye katlamıştır. Önümüzdeki eğitim dönemi için belirlenen 208 bin TL, yarıyıl enflasyonunun %100 civarında olduğunu ifade etmektedir. Zira güz dönemi için açıklanan 108 bin TL’lik eğitim ücretleri herhangi bir enflasyon verisiyle tutarlı değildir. Benzer zamların yemekhane ve yurt ücretlerinde de gözleneceği oldukça açıktır. Bilkent'in her yıl iki katına çıkan eğitim ücretlerinin her yıl dört katına çıkan bir seviyesine ulaşması, YÖK’ün vakıf üniversiteleri raporundaki 5 milyonluk kârıyla karşılaştırıldığında, Bilkent’in bir eğitim kurumu olmadığı, aksine vahşi bir ticarethane olduğu açıkça görülmektedir.

ÖĞRENCİYE SERMAYE BİRİKİMİ MUAMELESİ

İktidarın enflasyonu düşüreceğini iddia ettiği bu dönemde, işçi ücretlerinin artışını durdurma “gerekliliği” vurgulanırken, üniversite sahibi holdinglerin bu zamlarla öğrencilerin eğitim hakkına saldırmaktan çekinmediği görülüyor. Ankara'daki konut balonu ortamında, toplam yurt kapasitesinin katlarca üzerinde kontenjanlar açıp öğrencilere yaşattığı yurt krizinin ardından utanmadan prefabrik yurtlar yapacağını söyleyen Bilkent'in, öğrencilerin temel haklarına yönelik saldırısı gün gibi ortada.

TÜBİTAK ile savunma sanayisine yönelik çalışmalarındaki sadakati, aynı hükumetin enflasyon verilerine gelince çalışmamakta çünkü Bilkent için bu zamlar ışığında, daha çok öğrenci yalnızca daha çok sermaye birikimi demek. Öğrencilerin barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadığı dahi önemli olmayınca, holding açısından formül bu kadar basit olabiliyor. Neoliberal ticarethane, öğrencilerinin durumunu elbette ki umursamıyor.

Yalnızca sermaye sınıfının çıkarları gözetilerek yönetilen “eğitim kurumu”, eğitimden bahsedemez. Kapitalist sistemin kendi kendini yiyip bitirerek soktuğu bu krizlerin faturasını öğrencilere kesmeleri kabul edilemez. Eşit eğitim hakkı her öğrencinindir, Bilkent’in kendi öğrencisine saldırısı sonlandırılmalıdır.

Öğrenciler olarak, temel haklar eşitliğinde demokratik, bilimsel ve özgür bir eğitim mücadelesi vermemiz gerekiyor. Hükumeti ve Bilkent yönetimi, sınıfının aleyhine bir adım atmamaya hayati önem vermeye devam ettikçe tek çaremiz birleşmek ve mücadele etmek oluyor. Bütün Bilkent öğrencileri, sesini yükselterek haklarına yapılan saldırılara karşı çıkmalıdır!

ÖNCEKİ HABER

Yazılım bilimi mi veri ticareti mi?

SONRAKİ HABER

Lise sıralarından üniversite sıralarına evrim mücadelesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa