Bu yıldan geleceğe kadın mücadelesinde birikimler
2024 yılı mücadelemizi daha çok kadına ulaştırabildiğimiz ve eşit, özgür, şiddetsiz bir kampüsü kurabildiğimiz bir yıl olsun.

İzmir | Fotoğraf: Aliye Ceylan/Evrensel
HÜKÇAT Üyesi Bir Öğrenci
Hacettepe Üniversitesi
Acısıyla tatlısıyla geçirdiğimiz bir senenin ardından sevinçlerimizden hüzünlerimize tüm yaşanmışlıkların birikimiyle yeni yılı karşılıyoruz. Yeni yıla girmek, değişen hayat şartlarının yıllar geçtikçe zorlaşmasıyla bazılarımız için artık heyecan verici olarak tanımlanmasa da geleceğe dair umutlu hayaller kurduğumuz, bütçemize göre sevdiklerimizle keyifli vakit geçirmenin planlarını haftalar öncesinden yaptığımız, nadir olarak eğlenebildiğimiz ve gelecek yıldan umut dolu dileklerimizi paylaştığımız bir gün. Yeni yılı karşılamak saydığım özelliklerinin yanı sıra geçmiş bir seneye biraz daha geniş bir perspektiften bakma imkanını da bizlere sunmakta. Üniversitemizde kadın mücadelesini büyütürken tüm bir yılı nasıl geçirdiğimize bakmak gelecek yılki mücadele rotamıza da ışık tutacak.
SORUNLARIMIZA KARŞI BİR ARADAYDIK
Cumhur ittifakının baskılarını arttırarak öğrencilerin, kadınların bir araya gelebileceği her türlü alanı kısıtladığı örnekleri Hacettepe için toplulukların etkinlikler düzenlemesini zorlaştıran bürokratik engellerin arttırılmasında gördük. Bunların karşısında ise propagandasını büyütebileceği her türlü alanı genişlettiği, üniversitemizde “Türkiye’nin Yüzyılı” panellerini topluluklara verilmeyen geniş salonlarda gerçekleştirdiği bir dönemde sandığa gittik. Tüm bu propagandaların sonuçlarını sandıkta gördüğümüz “Tarihin en gerici meclisinin" kurulması ise sadece oy vermenin yetmediğini, mücadeleyi her alanda örgütleme gerekliliğini hatırlattı bizlere. Kurulan gerici ittifak haklarımıza ve hayatlarımıza saldırılarını hızla arttırırken üniversitemizdeki Kuir Deer topluluğu da kapatıldı. Ancak tüm bu gericiliğin karşısında artan tacizlerden, haklarımıza yönelik saldırıları durdurmaya kadar çözüm aramak için yan yana gelen birlikteliğimiz var. Uzun yıllardır resmi varlığımızla da beraber birikimlerimizle mücadelemizi büyüttüğümüz kadın çalışmaları topluluğu var. Bir KYK yurdunun asansörünün düşmesiyle yaşamını kaybeden Zeren Ertaş için topluluk gruplarında tartışarak yurtlarında ses çıkaran kadınlar var. Hacettepe yurtlarında çözümsüzlüğün ve çaresizliğin pençesinde intihar eden Elif için, Ayşegül için “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek açıklama yapan yüzlerce Hacettepeli var. Sıhhiye kampüsünde beslenme hakkı için bir araya gelerek yemekhaneyi açtıran binlerce sağlık öğrencisi var.
Üniversitede güvenli, eşit ve özgür bir kampüs mücadelemizi büyütürken Urfa’da insanca yaşam ve örgütlenme hakkı için mücadele veren Özak tekstil işçisi kadınlardan Filistin’e, İran’da Mahsa Amini’den 11 ildeki depremzede kadınlara bu sene de ülke ülke, tüm dünyada kadınların yaşamlarından öğrendiklerimiz yolumuzu aydınlattı.
YER VE ZAMAN FARK ETMEKSİZİN
En çok bir araya geldiğimiz kadınlarla aramızda özel bir bağ vardı. Toplulukların etkinlikler düzenlerken karşılaştıkları bürokratik engellerin artmasıyla kültür sanat faaliyetlerine ulaşmamızın gittikçe zorlaştığı bu zamanlarda sanatla, bilimle, birlikte eğlenerek öğrenmenin deneyimini çeşitli zorluklar yaşasak da hiçbir zaman bırakmadık. Okuma gruplarında kitaplar, makaleler tartışırken film gösterimlerinde bir araya geldik. Çeşitli konularda seminerler düzenlerken 25 Kasım’dan 8 Mart’a düzenlediğimiz döviz atölyelerinde birlikte eğlendik. 25 Kasım’da yağan yağmurlarda birlikte ıslanırken 8 Mart’ta açan güneşte içimiz ısındı.
Yılın sonuna geldiğimizde içinde bulunduğumuz zamanı daha çok sorgulayabiliriz. Bazen yıllar bizim etkide bulunamadığımız, bizim dışımızda bir yerde akıp gidiyormuş gibi hissederiz. Akan bir zaman var ve sanki müdahale edemeyiz ona, öylece kendi bildiğini okur o. Ancak bu his yanıltıcıdır. Yıllar bizim etkide bulunamadığımız bir şekilde geçmez ancak bizim ne kadar değiştirici ve dönüştürücü olduğumuz, zamanın kimin lehine akacağını belirler. 2023 yılında yaşadıklarımız ise bize tam olarak bunu öğretti. Sandıktan çıkan sonuçlar bizlere 5 yılda bir oy atmanın yeterince değiştirici olmadığını, değişimin bugünden var olduğumuz her alanda mücadeleyi büyüterek olacağını gösterdi. Üniversitemizde artan tacizleri yaratan koşulları değiştirmezsek her gün daha fazla kız kardeşimizin taciz edildiğini gösterdi. 2024’e girerken bu öğrendiklerimizden yola çıkıyoruz. Hacettepe’de her geçen gün büyüyen tacizleri engelleyebilmek için Cinsel Tacizi Önleme Biriminin aktifleştirilmesinden tacizi ve eşitsizliği ortadan kaldıracak her türlü hakkı kazanmaya, bunları yaratan koşulları ortadan kaldırmaya kadar mücadelemizi büyütelim. Barınmadan beslenmeye tüm haklarımıza sahip çıkalım. Karar alabileceğimiz birlikte üretip yaşamın etkin, değiştirici bir parçası olabileceğimiz her türlü karar mekanizmalarını oluşturalım var olanları güçlendirelim. 2024 yılı mücadelemizi daha çok kadına ulaştırabildiğimiz ve eşit, özgür, şiddetsiz bir kampüsü kurabildiğimiz bir yıl olsun. Mücadelemizi büyüttüğümüz bir gelecek yılda tekrar buluşalım mı?
Evrensel'i Takip Et