21 Aralık 2023 15:45

Basın özgürlüğü krizi derinleşiyor: Evrensel de raporda

Uluslararası meslek örgütleri, Türkiye'deki basın özgürlüğü önündeki engelleri araştırdı. Meslek örgütleri iktidarı gazetecilerin işlerini özgürce yapabilmelerini garanti altına almaya çağırdı.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş / Evrensel

Paylaş

Uluslararası basın meslek örgütleri Tükiye’deki basın özgürlüğü önündeki engelleri araştırdıktan sonra yayımladıkları raporda, gazeteciler üzerindeki baskıları gözler önüne serdi. Dezenformasyon yasasından, RTÜK’e, tutuklu gazetecilerden basın kartlarına kadar pek çok engelin yaşandığını belirten meslek örgütlerinin raporunda Evrensel’in BİK ile davasına da yer verildi. Raporda “Türkiye'de Mart 2024'te yerel seçimler yapılacak. Haber ve bilgi her demokratik seçimin vazgeçilmez koşuludur. Türkiye hükümetini gazetecilerin işlerini özgürce yapabilmelerini garanti altına almaya çağırıyoruz” denildi.

5 ÖRGÜT BİR ARAYA GELDİ

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Osservatorio Balcani Caucaso Transeuropa (OBCT) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Türkiye’deki basın özgürlüğü önündeki engellerin araştırılması için 2- 5 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirdikleri toplantılardan hazırlanan rapor yayımlandı. Rapora göre Türkiye’deki basın özgürlüğü krizi depremde ve seçimlerde derinleşti.

Örgütler; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Anayasa Mahkemesi (AYM), Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Türkiye'deki yabancı diplomatik misyonlar, CHP, DEVA, EMEP ve Yeşil Sol Parti ile gazeteciler, kitle örgütleri ve basın meslek grupları ile görüşmeler gerçekleştirdi.

DEPREM VE SEÇİM DAMGA VURDU

Raporda şu tespitlere yer verildi: 

Türkiye’de 2023 yılına şubat ayındaki deprem ve mayıs ayında gerçekleştirilen seçimler damga vurdu. Her iki olay da hükümetin gazetecilerin kamuoyuna haber yapma ve bilgilendirme girişimlerine karşı gazeteciliği kontrol etme çabalarını artırdı.

Depremden sonraki 48 saat içinde hükümet dezenformasyon yayıldığı iddiasıyla X'e erişimi engellemişti. RTÜK haftalar içinde hükümetin tepkisini eleştirel bir şekilde yayınladıkları için yayıncılara cezalar kesti.

Seçim kampanyaları, medyaya karşı büyük ölçüde doğrudan olaylardan uzak olsa da, hem kamu medyası hem de kamuoyu tarafından aşırı düzeyde propaganda ile karakterize edildi. Muhalefet partilerinin ve cumhurbaşkanı adaylarının TRT'ye eşit erişimi engellendi.

Seçimi takip eden günler ve haftalarda bazı kişilere yönelik şiddet olayları yaşandı. HaberTürk siyasi yayınlarını durdurdu. TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ tutuklandı. RTÜK, 2023 yılının ilk 11 ayında 22 milyon TL'nin üzerinde (yaklaşık 700 bin) ceza kesti.

DEZENFORMASYON YASASI

Ekim 2022'de kabul edilen Dezenformasyon Yasası, 30'dan fazla gazeteci hakim karşısına çıktı.

"Örgüte üye olmak"la suçlanan Kürt gazetecilere yönelik davalar 2023 yılı boyunca devam etti. 16 gazetecinin duruşması sürerken gazeteciler bir yıla yakın tutuklu kalarak serbest bırakıldı. Sanıklar hâlâ 15 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya.

Evrensel gazetesinin Basın İlan Kurumunun resmi ilan ve reklam yayımlama hakkının iptal etmesine karşı açtığı davanın ilk duruşması 28 Kasım'da İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nde görüldü. Mahkemenin kararı bekleniyor.

MAHKUMİYETSİZ CEZALANDIRILDILAR

“Kürt Gazeteciler: Mahkumiyetsiz Cezalandırıldılar” başlıklı bölümde Türkiye'de son on yılda hapsedilen gazetecilerin neredeyse tamamının “terör örgütü üyeliği” ve “propagandası” suçlamalarından yargılandığı belirtildi. Raporda “Türk siyasi iklimi, siyasallaşmış yargı sistemi, muğlak ifadeler, terörle mücadele yasaları ile sadece işini yapan gazetecileri kovuşturmak ve hapse atmak çok kolay oldu. Sonuç olarak Türkiye, hapis cezası konusunda dünyadaki en kötü rekorlardan birine sahipti” ifadelerine yer verildi.

MUHALİFLERİ SUSTURMAK İÇİN SİLAH HALİNE GELDİ

Raporda dezenformasyon yasasına da ayrı bir bölüm açıldı. Sivil toplum ve gazetecilik camiasından gelen sert eleştirilere rağmen 13 Ekim 2022'de TBMM’de sözde "dezenformasyon kanunu"nu kabul edildiği hatırlatılan raporda şöyle denildi: "Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PACE), Türkiye'ye özellikle ‘toplumda telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını’ belirterek yasayı çıkarmamaları çağrısında bulundu. İnternet Kanunu, Basın Kanunu ve Ceza Kanunu, çevrimiçi bilgilerin sansürlenmesi ve gazeteciliğin suç sayılması için kapsamlı bir çerçeve sağladı. Hükümet, kamuoyundaki tartışmaları daha da bastıracak ve kontrol edecek. ‘Alenen yanıltıcı bilgi yayma’ suçu olarak bilinen 217/A maddesi kapsamındaki ‘bilgi verme’ suçu muhalifleri susturmak için silah haline getirildi.”

"KARTLAR ÖZEL SEBEP OLMAKSIZIN REDDEDİLİYOR"

Basın Kartları bölümünde ise "Eleştirel medya için çalışan gazeteciler sıklıkla resmi basın kartından mahrum kalıyor ve gazetecilerin başvuruları düzenli olarak herhangi bir özel sebep olmaksızın reddediliyor” denildi. Raporda depremin vurduğu illerde resmi basın mensubu gazetecilerin kartlarının gereksiz yere güvenlik görevlileri tarafından tutulduğu ve gazetecilerin engellendiği hatırlatıldı. Meslek örgütleri ayrıca “Hükümetler gazetecileri siyasi nedenlerden dolayı dışlayabilir. Bu nedenle demokrasilerde basın kartları, profesyonel kuruluşlar tarafından verilmektedir” vurgusu yaptı.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE KARŞI BİR ENGEL: RTÜK

RTÜK’ün “İfade özgürlüğüne karşı bir engel” olduğu belirtilen raporda RTÜK’ün, 2023 yılı boyunca bağımsız yayıncıları yaptıkları yayınlardan dolayı cezalandırmaya devam ettiğine dikkat çekildi. Raporda RTÜK kanunundaki boşlukların çok fazla olduğu ve genel tercihin kanundaki “milli değerler ve genel ahlak” gibi açık uçlu ifadelerin yorumlanması yönünde olduğu ortaya çıktı.

"KRİZ DAHA DA DERİNLEŞTİ"

Raporun özetinde ise şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye’nin basın özgürlüğü krizi geçtiğimiz yıl daha da derinleşti.

Gazeteciler keyfi hapis cezası da dahil olmak üzere, çalışmaları nedeniyle ağır taciz, korkutma ve kovuşturma ile karşı karşıya. Cezasızlık endişe verici düzeylerde.

Bu yılki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri özgürlükler adına basına herhangi bir rahatlama getirmedi. Tam tersine, eleştirel gazeteciler üzerindeki baskı artmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl yapılan görüşmelerde, AKP İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu Başkanı, heyete ‘dezenformasyon yasasının kullanılmayacağı’ konusunda güvence verse de geçen yıl en az 33 gazeteci yasa nedeniyle hukuki sorunlarla karşı karşıya kaldı.

Fiziksel güvenlik ciddi bir endişe konusu olmayı sürdürüyor. Gazetecilerle yapılan toplantılarda, heyet, yetkililerle gazetecilerin güvenliğine yönelik tehditlerin endişe verici örneklerini duydu.

Gazeteciler için sistematik tutukluluk uygulaması artık norm haline geldi ve etkili bir şekilde mahkumiyet olmadan cezaya yol açar.

Resmi basın kartlarının verilmesi keyfi olmaya devam ediyor ve yetkileri sınırlı." (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Sağcılık yükselirken gençliğin talepleri ne olacak?

SONRAKİ HABER

Dersim’de halk RES istemiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa