21 Aralık 2023 16:35

AYM'nin ikinci hak ihlali kararı | İskender Bayhan: Can Atalay Mecliste olmalı

EMEP Milletvekili İskender Bayhan, "Tek adam yönetimi AYM'nin Can Atalay kararını tanımazsa Meclisi de Anayasa’nın ayaklar altına alınmasına ortak etmek istiyorlar demektir" dedi.

Fotoğraf: TBMM

Paylaş

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Gezi davası tutuklusu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı verdi. 

AYM, Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkı ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Yargıtay'ın tanımadığı ilk ihlal kararı 5'e karşı 9 oyla alınmıştı. İkinci ihlal kararında ise bu sayı 3'e 11 oldu. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karara muhalefet etti.

Kararı Evrensel'e değerlendiren Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “Oylamada görüyoruz ki 2 AYM üyesi daha yanlıştan dönmüş, en azından kendi anayasasına uygun bir oy kullanmış" dedi.

Asıl önemli olanın bundan sonraki süreç olduğunu söyleyen Bayhan, "13. Ağır Ceza Mahkemesi buna uyacak mı, yine Yargıtay süreci olacak mı? Asıl bu işin belirleyici, karar verici merkezindeki değerlendirme ne olacak? Bundan sonrasında AYM kararının uygulanıp uygulamayacağını, bir kez daha AYM kararının ayaklar altına alınıp alınmayacağını, önümüzdeki birkaç gün içinde göreceğiz" diye konuştu.

Bayhan şöyle devam etti:

"Ama başından beri söylüyoruz. Can Atalay gerçek anlamda demokratik bir işleyişin olduğu bir ülkede zaten Mecliste olmalıydı. Şu anda cezaevinde tutulması tamamen kendi anayasalarının ihlalidir, hak ihlalidir ve bir an önce bu tutumundan vazgeçmesi gerekiyor hükümetin. Can Atalay Mecliste olmalı. Tek adam yönetimi bu kararı tanımazsa ve daha önceki tutumunda ısrar ederse bu şu demektir: Meclisi de Anayasa’nın ayaklar altına alınmasına ortak etmek istiyorlar demektir. Cezasının Mecliste okutulmasını tercih ederlerse bu Türkiye'deki tek adam rejiminin yeni bir suç işlemesi anlamına gelir. Biz buna tepki göstermeye devam edeceğiz.”

NE OLMUŞTU?

AYM, Gezi davasında hakkında 18 yıl hapis cezası verilen tutuklu milletvekili Can Atalay'ın ilk bireysel başvurusunu 25 Ekim'de değerlendirdi. AYM, Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" ve "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğine hükmetti. 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmeden AYM, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına, yargılamada durma kararı verilmesine ve hükmün infazının durdurularak Atalay’ın tahliye edilmesine karar verdi. 

AYM, ihlal kararını 25 Ekim’de İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Tahliye kararı vermeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Ekim’de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdi. 

Yargıtay 3’üncü Dairesi, 1 Kasım’da mahkemeye bir yazı göndererek kendilerine gönderilen yazının bir "müzekkere" olduğunu söyleyip dosyanın gönderilmesiyle ilgili bir karar verilmesini istedi.

Bunun üzerine İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Yargıtaya gönderilmesi kararı aldı, 2 Kasım'da mahkeme dosyasıyla ilgili 28 adet kelepçeli çuvalı Yargıtay’a yolladı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım'da AYM'nin kararına "uymama" ve Can Atalay'ın serbest bırakılması yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması yönünde bir karar aldı.

Karar, hukukçular, Türkiye Barolar Birliği ve siyasi partiler tarafından "Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsü" ve "Hukuk devletine yapılmış bir darbe" olarak değerlendirilerek tepkiyle karşılandı.

Avukatlar, Atalay için AYM'ye ikinci kez bireysel başvuru yaptı. Başvuru bugün sonuçlandı.

ÖNCEKİ HABER

Canımız ve sağlığımız kârınızdan daha kıymetli!

SONRAKİ HABER

Göçük’te yaralanan işçi: Kaçak ocak sahipleri aramadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa