21 Aralık 2023 16:54
/
Güncelleme: 17:10

Kamu hizmetlerini değil peruğunu kes!*

Milei’nin söylemleri, liberalizmin zaten yıllardır söylemekten çekinmediği ancak Milei kadar da şatafatla söylemediği politik bir çizginin ürünleriydi.

Kamu hizmetlerini değil peruğunu kes!*

Fotoğraf: Pikist

Lisan ALAYOĞLU

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Arjantin’de 19 Kasım’da yapılan seçimler sonucunda Javier Milei yeni cumhurbaşkanı seçildi. Milei son birkaç yıldır ünlenen ve sansasyonel açıklamalarıyla gündeme gelen bir isim. Aynı zamanda, başkanlık seçimlerine giderken dikkat çeken davranışlarıyla insanların aklına “Bu adam deli mi?​” sorusunu getirmeyi kampanyasına dönüştürmüş bir isim, kendisine de dağınık ve taranmamış saçlarından ötürü “Peruk” lakabı takılıyor bu sebeple. İnsanların alışkın olmadığı bir siyaset tarzı benimseyen Milei için televizyon veya sosyal medya araçlarını kullanarak kendini konuşulur kılmak, seçim süreci boyunca kampanyasının önemli bir yerinde duruyordu. “Çıılgın”, “radikal” bir figür olarak görünen ve bu sebeple popülist bir lider olduğu söylenen Milei gerçekten de radikal ve daha önce kimsenin duymadığı şeyleri mi savunuyor? Merkez bankasını, eğitim ve sağlık bakanlıklarını kaldıracağını, kürtaj hakkını yasaklayacağını ve ülkeyi dolarizasyona sokacağını söylerken çılgınca mı davranıyordu yoksa çoktan bir programa sahip miydi?

NELER OLMUŞTU?

Aşırı sağcı ve kendini anarko-kapitalist olarak tanımlayan Milei nasıl oldu da ikinci turda oylarını 6.5 milyon daha artırarak Sergio Massa’yı geçebildi?

Arjantin’in seçim atmosferine şöyle bir bakarsak; uzun zamandır bir ekonomik krizin içerisinde ve hiperenflasyonla boğuşmakta. Macri iktidarından beri, yani 2018-2019’dan beri de ekonomiyi düzeltebilmek amacıyla İMF programı uygulanıyor. Ancak şu an bu program başarısız sayılabilecek bir durumda. Birinci tura kadar Milei sadece sol peronistlere karşı bir kampanya yürütmedi aynı zamanda merkez sağa karşı da bir kampanya yürütmekteydi ve “bu insanların bir politik kast olduğunu, bu kastı yani elitleri ortadan kaldırarak Arjantin’in zenginliklerine ulaşılabileceğini; kendisinin ise bir ekonomist olduğunu, politikacı olmadığını ve bu sebeple bir alternatif olduğunu” söylemekteydi. Kampanyasını iki tarafa karşı da çok sert bir biçimde yürüttü.

Birinci turda Sergio Massa birinci olduğunda -Milei’in tüm saldırganlığını bir kenara bırakarak- seçimden hemen sonraki Pazartesi merkez sağın Milei ile görüşmesi ve bir ittifak kurması, Milei’in  ikinci turda kazanmasının anahtarı oldu. Macri ittifakının adayı Patricia’ya oy veren orta sınıfa, doğru adres olarak Milei teminatı verildi. 

MILEI: LİBERALİZMİN “ŞATAFATLI” İFADESİ

İnsanların organlarını satmasını serbest bırakacağıyla ilgili söylemleri, iklim krizinin bir yalan olduğunu savunması, askeri diktatörlük zamanındaki ölümlerin sayısını minimalize etme tutumu gibi say say bitmeyen bu “garip” davranışların bize aslında anlattığı bir şey tabii ki vardı. Bunlar liberalizmin zaten yıllardır söylemekten çekinmediği ancak Milei kadar da şatafatla söylemediği politik bir çizginin ürünleriydi. (Örneğin 14.12.2015 tarihli, sermayenin en önemli yayınlarından olan Forbes dergisinden bir yazı başlığı: “Bırakınız organlarını satsınlar!” (Önal, 2023)*

Bazı vaatleriyse önemli anayasal reformlar gerektiriyor ve bahsettiği değişimler kolay değil. Örneğin dolarizasyona nasıl geçeceğini hâlâ açıklamadı. Basit bir hesapla bile Arjantin’de bunu yapabilmek için gerekli koşulların olmadığını söyleyebiliriz. Örneğin dolarizasyona geçecek olan bir ülkede rezerv olmalı, mali bir düzen olmalı veya bütçe açığı olmamalı. Ancak Arjantin bugün, İMF tarihinin en yüksek borcunu almış ülke sıfatına sahip. Tüm bu koşullar farklı olsaydı bile böyle anayasal reformları gerçekleştirebilmek için sadece bunlar yeterli değil. Seçimi merkez sağa yüzünü dönmeden kazanamayacak olan Milei, Temsilciler Meclisi’nde ve senatoda çoğunlukta değil ve yasa çıkaramaz, merkez sağ olmadan ülkeyi yönetemez durumda. Ancak ikinci tura giderken arasındaki buzları erittiği merkez sağın genel olarak desteğini alacağını söylemek mümkün. Bunu Arjantin’deki kamu iktisadi teşebbüslerini hızlı bir şekilde özelleştirileceğinin teminatının verilmesinden görebiliyoruz. Bu İMF’nin önerdiği bir program. Milei İMF’nin beklentilerini yerine getirdiği sürece merkez sağdan destek alacak gibi görünüyor.

MILEI ÖRGÜTLÜ DİRENCİN GAYET FARKINDA

İMF’nin Arjantin’den beklentilerine bakacak olursak; bütçe açığını düşürmek, sosyal-refah devlet mekanizmalarını kaldırmak, kamu iktisadi teşebbüslerin özelleştirilmesi gibi politikaları ilk elden sayabiliriz. Milei’in toplam politikasıysa 1976 cuntasında kısmen başarılan; işçi sınıfının örgütlülüğünün ortadan kaldırılması, işçi sınıfının kontrol altına alınması, kadın hareketinin sınırlandırılması, üniversitelerin veya mahallelerin direncinin ortadan kaldırılması gibi toplumsal direniş noktalarına vurulan darbenin ikinci ayağı olarak görebiliriz. “Deli”, “radikal” olarak adlandırılan bu yeni lider, İMF’nin ya da uluslararası finans çevrelerinin hayal ettikleri Arjantin’i kurma konusunda bir imkâna bugün sahipmiş gibi görünse de unutmamak gerekir ki Arjantin halkı kendi içinde örgütlü diyebileceğimiz bir toplumsal kültüre sahip. Milei ise bu örgütlü direncin gayet farkında.

Bunu, başkanlık zafer konuşmasında özetle “Arjantin’i yeniden inşa edeceğini ancak bu inşa sürecinde toplumun önemli bir kesiminin ona direneceğini, bunlara tamamen merhametsiz olacağını” belirtmesinden görüyoruz. Milei, devletin zor aygıtı olan kolluk kuvvetlerini kullanmaktan çekinmeyeceğini belirtse de 2020’de kürtaj hakkını söke söke kazanmış bir kadın hareketi, 2012’de “Eşcinsel Evlilik Yasası” için uzun süre mücadele eden ve kazanımla sonuçlandıran LGBTİ destekçisi bir hareket veya 2016’da sendikal hakları için mücadele eden ve “İşçi Temsilcileri Yasası”nı kazanan işçi sınıfı hareketi gibi hareketlerin geleneklerini karşısında bulacağından şüphesi yoktur. Bundandır ki daha başkanlığının ilk dakikalarında aba altından sopa göstererek bu toplumsal hareketler üzerinde bir tahakküm kurmaya çalışmıştır. Ancak bedeller ödeyerek kazanılan bu hakları, aşırı sağcı-faşist bir adamın İMF programları uğruna yok etmesine Arjantin halkının göz yummayacağını öngörebilmek zor değil.

Milei gerek hareketleri gerekse sosyal medyadaki söylemleri sebebiyle “popülist”, “deli”, “radikal” bir adam gibi görünse de durumun aslında hiç de öyle olmadığı, tam tersi İMF merkezli ve uluslararası finans çevreleri takipli, belirli bir program yürüteceğini hem kampanyası sürecinde hem de başkanlık konuşmasında açıkça belli etmiştir. Kendi içinde hiçbir çelişki barındırmayan bu tutumlarıyla, sağlam bir programla Arjantin’i aşırı sağcı-faşist politikalarla çevrelemenin tüm yollarını zorlayacağını şimdiden söylemek mümkün. Ancak bu uygulamaları karşısında göreceği toplumsal direnç ve bu dirence karşı alacağı tutumları önümüzdeki günlerde birlikte takip edeceğiz. 

KAYNAKÇA:

Erol, Ertan. “Milei ve Sınıfsal Ajandası”, Evrensel Gazetesi, 21 Kasım 2023 https://www.evrensel.net/yazi/93922/milei-ve-sinifsal-ajandasi

Cufré, Sara. “Feminist Against Milei-And Beyond”, IRGAC, 10 Kasım 2023 https://irgac.org/articles/feminisms-against-milei-and-beyond/

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et