Meselemiz sadece ağaç mı?
Bugün bir ağacı süslemek için bile mücadele etmemiz gereken durumdayken politik bir pozisyon almadığımız her an üniversite içerisindeki yaşantımıza daha fazla müdahale gelecek.
Fotoğraflar: Evrensel
Nergiz NURMAN
Yıldız Teknik Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri olarak geçtiğimiz günlerde ülkenin gündemine de taşınan bir yılbaşı ağacı süsleme meselesi yaşadık. Bu süreçte okulda genel seçimler sonrası geniş kitlelere yayılan bir gündem olmasıyla beraber üniversite genelinde meselenin “apolitik bir mesele” olduğuna ve bunun politikleşmemesi, siyasi bir mesele haline getirilmemesi gerektiğine dair çeşitli tartışmalar okul gündeminde yerini aldı. Ben de bu yazıda biraz meselenin bu kısmına dair tartışacağım.
SADECE AĞAÇ DEĞİL KAMPÜS SAVUNUSU DA
Öncelikle sosyal medyada bir sıra arkadaşımız bir çam ağacını yılbaşı için süslenme fikrini ortaya attı. Ancak okul, bu tek tük yerleştirilen süsleri toplattı. Okulun toplatmasıyla birlikte öğrenciler tepki verdi ve ağacı tekrar süslediler. Bu sefer de cemaat-tarikatlara mensup öğrenciler “yılbaşı ağacı süslemek Hristiyan geleneğidir” diyerek süsleri tekrar indirdiler. Yaşam tarzına müdahale karşısında öğrenciler, tüm kulüp ve toplulukların çağrısıyla ağacı tekrar süsledi. Yıldızlılar, sahip çıktıkları ağaçla kampüs içerisinde yaşam biçimlerine saygı duyulmasını vurgulayarak tarikatların konuşlandığı bir üniversiteden diğer üniversite öğrencilerine örnek olmayı başardı.
Öğrencilerin bir araya gelmesini konuşurken sahip çıkılan yılbaşı ağacının nasıl bir anlam taşıdığını ve buna nasıl baktıklarını da konuşmamız gerekir. Çünkü sıra arkadaşlarımızın çoğu hatta okul kulüpleri bunu apolitik eylem olarak adlandırmıştı. Hatta bunun için okuldaki hiçbir siyasi grubun orada slogan, bayrak, söylem taşımaması gerektiği şartını koşmuşlardı. Onlara göre böyle yaparsak direnişimiz, bir anda bir hâl alarak asıl gündeminden uzaklaşacak, “solcuların” sahip çıktığı bir mesele gibi gözükecek ve düşmanlaştırılacak. Hâlbuki elini kolunu sallayarak okula girip İslamcı yürüyüş düzenleyenlere, Rektörün Ülkü Ocakları Başkanının ziyaretini normal görerek paylaşanlara, AKP milletvekilini çağırarak öğrencilerle buluşturanlara karşı durmak apaçık bir politik duruşu gerektirir. Karşımızdakilerin siyaseti okul içine soktuğu bu durumlarda bile, öğrenci arkadaşlarımızın düşmanlaştırılma korkusuyla apolitikleşmesi ülkenin genel durumuna dair bir fikir veriyor. Sosyalistlerin yanlarında yer almalarının kendilerini gölgeleyeceğini, kendilerinin de soruna değil sosyalistlere destek vermek üzere orada bulunduğu algısına çevresindekilerinin yaklaşacağını düşünüyorlar. Bu yaklaşım, öğrenciler arasında daha ileri örgütlenmelerin gelişmesi için de engel oluşturuyor. Çünkü söz konusu olayların politik arka planlarını tartışmayan öğrenciler, iktidarın ve üniversitelerdeki temsilcilerinin arzu ettiği biçimde bir defa toplanıp ayrılmakla yetinmiş oluyorlar.
ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜĞE KARŞI ÖRGÜTLÜ MÜCADELE
Bugün üniversitede bir ağacı süslemek bile politik bir mesele. Tıpkı iktidarın konser yasaklarıyla, müzik saatli kısıtlamasıyla giriştiği yaşam tarzına müdahaleyle kendi istediği dinci-gerici gençlik kuşağını yaratma istemi gibi. Bu istemin üniversite içerisindeki yansıması da tarikat ve cemaatlerin “dini-milli değerlere” aykırı gördüğü yılbaşı kutlamasına müdahale şeklinde oluyor. Bu sebeple meselenin kendisi apolitik bir yerde durduğunu düşünmek, aslında karşımızda böylesi gerici bir politika örülürken bunun karşısında sessiz kalmak anlamına geliyor. Bu sebeple bu ağacı süsleme mevzusunda da başkaca yaşadığımız sorunlarda da karşımızdaki örgütlü, ideolojik, politik müdahalenin kendisini görmek ve onun tam karşısında pozisyon almak zorundayız. Bugün bir ağacı süslemek için bile mücadele etmemiz gereken durumdayken politik bir pozisyon almadığımız her an üniversite içerisindeki yaşantımıza daha fazla müdahale gelecek ve kazanımlarımız elimizden alınmaya çalışılacak. İşte tam da bu sebeple haklarımızın, özgürlüklerimizin tarafında olmalı ve bunlara sahip çıkacak bir mücadeleyi birlikte sürdürmeliyiz.