AYM'nin Can Atalay kararı | Prof. Dr. Didem Yılmaz: AYM suç duyurusunda bulunmalı
Can Atalay hakkındaki ikinci hak ihlali kararını değerlendiren Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Didem Yılmaz, AYM’nin artık suç duyurusunda bulunması gerektiğini söyledi.
Didem Yılmaz | Fotoğraf: MA
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Gezi davası tutuklusu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki ikinci başvuruda da hak ihlali kararı verdi. AYM, “Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkı ile "Kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Toplantıya bir kişi katılmazken, karar 11’e 3 karşı oyla alındı. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy verdi. Önceki karar 9’a 5 karşı oyla alınmıştı. Atalay’ın ikinci başvurusunda da kararın uygulanması için Yargıtaya değil İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmedildi. Fakat AYM, karara uymayan Yargıtay üyeleri hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunmayacak.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen kısa kararda, "Başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için anılan mahkemeye gönderilmesine oy birliğiyle, başvurucuya talebiyle bağlı kalınarak net 100 bin lira manevi tazminat ödenmesine oy birliğiyle karar verilmiştir" ifadeleri yer aldı.
Kararı değerlendiren Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Didem Yılmaz, AYM’nin artık tahliye istemesinin yanı sıra suç duyurusunda bulunması gerektiğini vurguladı.
AYM'nin ilk ihlal kararının aksine ihlal yok diyemeyeceğini belirten Yılmaz, “Bu şekilde olsaydı AYM kendini inkar etmiş olurdu. Ancak hakimin ihlal var demesi yetmiyor. Hak ihlalini nasıl giderilebileceğini artık daha kesin ve net bir şekilde AYM’nin söylemesi gerekiyor. Tahliye et demesinin yanında, ‘Eğer siz bunları yapmıyorsanız, sizler hakkında suç duyurusunda bulunacağım’ demesi gerekiyor. Bu açıdan gerekçeli kararın aslında hızlıca internet sitesinde bir örneği paylaşılması gerekiyordu” dedi.
"HUKUK SİSTEMİNİN İÇİ BOŞALTILIYOR"
AYM ve Yargıtay arasında suni kriz yaratıldığını ifade eden Yılmaz, “Bugün AYM’nin kararına karşı çıkıyorsan, başka biri der ki Yargıtayın bu kararına karşı çıkıyorum, Meclisin kararına uymuyorum... Hukuk sisteminin tamamen içini boşaltan bir şey yaşanıyor. Bu çok tehlikeli. Aslında olgusal olarak elbette bir kriz var ama bunun neden mümkün olmadığını ortaya koymak lazım. Yargıtayın böyle bir şey yapabilmesi mümkün değil. İhtisas hakimliğine de seslenmek lazım bu noktada” dedi.
Can Atalay’ın özgürlüğüne bir an önce kavuşturulması gerektiğini belirten Yılmaz şöyle konuştu: “Bu mesele Can Atalay’ın ötesinde hepimiz için bir özgürlük sorunudur. Kimse keyfi bir şekilde özgürlüğünden yoksun bırakılmamalı. Buna da seyirci kalınmaması lazım. 6 aydır özgürlüğünden yoksun. Sonucu itibarıyla Berberoğlu’dan tutun da Gergerlioğlu’na, Leyla Güven’e kadar bunlar yaşadığımız şeyler.”