22 Aralık 2023 14:38

Eğitim Sen 12. Olağan Genel Kurulu başladı: Eğitimin gericileşmesine karşı çözüm ortak mücadele

Eğitim-Sen 12. Olağan Genel Kurulu Ankara'da başladı. Genel kurulda, eğitimde gericileşmeye karşı mücadele hattı oluşturulması gerektiği vurgulandı.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Paylaş

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

KESK'e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 12. Olağan Genel Kurulu’nu Ankara’da topladı. Eğitim emekçilerinin sorunlarının çözümü için ortak mücadelenin öneminin konuşulduğu genel kurulda, eğitimde gericileşmeye karşı da mücadele hattı oluşturulması gerektiği vurgulandı.

Genel kurula CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağlar, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, DEM Parti milletvekilleri Sevilay Çelenk, Özgür Baki, Yılmaz Kunt, Sol Parti Başkanlar Kurulu üyesi İsmail Hakkı Tombul; Halkevleri, ESP, SYKP yöneticileri, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası yöneticileri, PSAKD, KESK ve KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri katıldı.

Genel kurul, divanın oluşturulmasının ardından Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul’un açılış konuşmasıyla başladı. Kurul, “Özgür bir yaşam istiyoruz. Eşitsiz koşullara mahkum olmayan, onurlu bir biçimde yaşamak için buradayız. Eşitlik talep ediyoruz. Kapitalist koşullar karşısında yaşam koşullarımız eşitlensin istiyoruz. Toplumsal ve sınıfsal eşitsizlik giderilsin istiyoruz. Çocuklar için bir öğün ücretsiz yemek, temiz suya ulaşım, deprem illerinde öğrenciler ve yurttaşlarımız için sağlıklı bir ev ortamı için koşulları oluşturalım diyoruz” dedi. Toplumsal cinsiyet, laiklik, eşit yurttaşlık mücadelesinin sınıf mücadelesinin özgül biçimi olduğunu söyleyen Kurul, “Bugün ekonomik ve siyasal olarak çoklu krizler içerisinde yaşamaya çalışıyoruz. Politik sezgilerimiz güçlü, direnme hakkını kullanıyoruz. Sermaye, parti devlet el ele yürüyor. İnsan onuruna yaraşır yaşasın der mi kapitalist zihinler? Sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz yaşam temel insanlık değeridir diyebilir mi bu zihinler” ifadelerini kullandı.

“ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ YEMEK SAĞLAMAYAN BAKAN DİNSELLEŞMEYİ ÖNE SÜRÜYOR”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in seçimlerden bugüne kadar  yaptığı açıklamalara değinen Kurul şöyle devam etti: “Öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek sağlamadığı için, eğitim emekçilerinin yoksullaşmasını engellemediği için, deprem bölgelerinde okulları unuttukları için dinselleştirmeyi öne sürüyor. Karma eğitimi tartıştırıyor. İmam, manevi danışman gönderiyorlar, derslik yokken mescit açtırmaya çalışıyorlar. Bütçe çocuklarımıza ayrılmıyor, savaşa harcanıyor. Asıl korkması gerekenler halkı korkutarak kendi korkularını unutturmaya çalışıyorlar. Eğitim emekçilerini ayrıştıran kariyer basamakları sistemiyle bölen eşit işe eşit ücret hakkını ihlal edilmesine karşı yoğun çalışma yürüttük. Hak kayıplarını ifade ettik. İktidarı sınırlandıracak bir güç var mı? İş yerlerindeki eğitim yaşamak istediğiniz hayat bu mu diye sormalıyız. İktidarın olduğu her yerde direniş vardır.”

“GÜVENCESİZ ÇALIŞMA DAYATILMASI GÜNDEMDE”

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, sermayenin rant talan politikalarının Cumhuriyetin ikinci yüzyılında artarak devam ettiğini belirterek, “Sermayeden yana bir bütçe hazırlanıyor. Silahlanma militarist politikalara, faize, sermayeye, transfer edilen bir bütçeyi görüyoruz. OVP’ye 12. Kalkınma Planına baktığımızda gelecek açısından bizleri tehlikeler bekliyor. Yeni bir ücret rejimi dayatılması, güvencesiz çalışma dayatılması gündemde. Gençlere, kadınlara kaynak ayrılmadığını görüyoruz. Temel mücadelemizden biri derinleşen yoksulluğu, güvencesizliği; baskılara karşı hep birlikte ortak mücadele yürütmeliyiz. Önümüzdeki dönem için halklarımızla; asgari ücrete mahkum edilen işçilerle; Özak Tekstil işçileriyle, Agrobay işçileriyle dayanışmayı büyütmeliyiz” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağlar, “Öğrencilere bilimsel ve nitelikli bir eğitim vermekten uzak, ailelerin artan mali yüklerini ve kaygılarını azaltmayı hedeflemeyen, öğretmenlerini yoksulluk sınırının altında maaşlara reva gören, bir milyonu aşan atanamayan öğretmenlere bir umut vermeyen bu bütçeyi konuşmamız gerekirken, Maalesef Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in gün boyu yapılan bütçeye yönelik eleştirilere vermesi gereken cevapları değil; Türkiye’nin geleceği için çok büyük bir tehlike olan laiklik karşıtı demeçlerini konuşmak zorunda kalıyoruz. Bakan’ın verdiği rakamlara göre Milli Eğitim Bakanlığı, 1167’si resmi kurumlarla olmak üzere 2 bin 709 protokol imzalamış bulunuyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın anayasal görevi olan ve öğretmenlerimizin uzmanlığında okul yaşamında geliştirilmesi beklenen yaşam becerilerine yöneliktir. Bunu, Bakan’ın Meclis’te bu protokolleri savunurken ortaya koyduğu gerekçelerden de anlıyoruz. Öğrencilerin bilgi, beceri, davranışlarının geliştirilmesi MEB ve öğretmenlerin görevidir. Tarikat ve cemaatleri, çocukların dağa çıkmasını engelleyen sivil toplum örgütü olarak gördüğüne ve protokol imzalamaya devam edeceğine yönelik beyanları asla kabul edilemez” dedi.

Dem Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, binlerce öğretmenin atamasının yapılmadığını vurgulayarak, “Bütçe devam ediyor. Bütçe konuşmasında konuşan bir iktidar vekili KHK’lilere şöyle dedi: “Ekmeklerini, kesmedik sularını kesmedik; onlara dedik ki bizim üniversitemizde bizim öğrencilerimize ders veremezsiniz’ dedi. Onların eğitim anlayışı budur. Bu anlayışın eğitime yapacağı hiçbir katkı yoktur” dedi.

“BU GİDİŞATI DURDURACAK GÜCÜMÜZ VAR”

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, İktidarın MESEM’ler ile genç işçi adı altında çocuk işçiliği yaygınlaştırdığını, sömürü çarklarının dönmesine hizmet ettiğini vurguladı. Gürkan, ÇEDES’in yalnızca AKP’nin ideolojik hedefleri olarak değil, sömürü sistemini yeniden oluşturacağı toplumsal dönüşüme hizmet ettiğini ifade ederek, “Eğitim alanı başta olmak üzere her alanda mücadele etmek her birimizin görevidir. Emekçiler ve sendikalar bu toplumsal mücadeleyi, siyasal gericiliği besleyen gerici müfredata karşı alternatif müfredatı mesleki yetkinlikle uygulamak zorundalar. Bu ikili mücadeleyi hep birlikte başarmamız gerekiyor. Sömürü düzeni, yağma, kapitalizmin egemenliğinin devam ettirme düzeni. Bu gidişatı durduracak gücümüz var. Özak işçilerinin mücadelesinin bize gösterdiği ile kazanımın tek bir yolu var. O da sınıfsal birliğimizi sağlamak, birlikte mücadeleyi örgütlemek bu gidişatı değiştirmek. Eğitim emekçisinin iradesi hem emek hem barış hem demokrasi mücadelesini pekiştirecektir” diye konuştu.

“EĞİTİM SENDİKALARININ BİRLEŞİK MÜCADELESİNİ ÖRGÜTLEMEYE HAZIRIZ”

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali, yüz binlerce eğitim emekçisinin güvencesizlik altında mücadeleye ihtiyaç duyduğunu belirtti. Edebali, emek hareketinin yaratılması gerektiğini ifade ederek, “2014’te taban maaş hakkı sektörde asgari ücreti yaygın hale getirdi. 29 Ocak’ta Ankara’da Meclis önünde direngen bir mücadele vereceğimizi duyuruyoruz. Kurulduğumuz iki senede Eğitim Sen’in dayanışmasını hissettik. Bu ortak mücadele daha da güçlü devam edecek. On bine yaklaşan üyemizle tüm özel öğretim kurumlarında ekonomik, sosyal, demokratik haklar için kavgamız sürecek. Sendikamız fiili mücadele hattı üzerinde sokakta verilecek mücadeleyi önemsiyor. eğitim sendikalarının birleşik mücadelesini örgütlemeye hazırız. Asgari ücret düzenine son vereceğiz. Eğitim ve emeği patronlara teslim etmeyeceğiz” dedi.

BİRTEK-SEN’DEN DAYANIŞMA MESAJI

Konuk konuşmalarının ardından dayanışma mesajları okundu. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen gönderdiği mesajda şu ifadelere yer verdi: “BİRTEK-SEN olarak Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın genel kurulunu selamlıyoruz. Urfa'dan işçilerle; işi, ekmeği, onuru için direnen Özak Tekstil işçileri ile birlikte Eğitim Sen'in genel kuruluna başarılar diliyor, omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğimizi biliyoruz.  Demokratik bir Türkiye'nin emekçilerin birlikte mücadelesiyle geleceğini biliyoruz. Özak işçilerinin mücadelesi sadece Özak işçilerinin olmadığı gibi sadece işçilerin mücadelesi de değil. Emekçilerin hak ve özgürlükleri için, insanca çalışma ve yaşam koşulları için, emekçilerin kazanılmış demokratik haklarına sahip çıkmak için de direniyor Özak işçileri. Eğitim Sen Genel Kurulu’nun da eğitim emekçilerinin ve emekçilerin mücadelesinde önemli bir rol oynayacağını biliyoruz. Yıllardır eğitim emekçilerinin ekmeği, işi, onuru için mücadele eden, demokratik bir yaşam, demokratik bir eğitim için mücadele eden Eğitim Sen'i salamıyoruz. Birleşe birleşe kazanacağız.”

Öte yandan, Özak Tekstil işçileriyle dayanışma adına dayanışma sandığı kurulması önergesi verildi. Önerge kabul edildi.

ÖNCEKİ HABER

Çocuk istismarı sanığına 22,5 yıl hapis

SONRAKİ HABER

Yemenli Husiler, İsrail gemilerinin rotasını değiştirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa