‘Anadolu’nun antik aydınlığı’ (*)
Yazar Tahsin Şimşek, “Anadolu’nun Antik Aydınlığı”nı belgeleriyle, yapıtlarıyla, söylenceleriyle tanıtırken, Anadolu ve yurt sevgisini yüceltir.
Fotoğraf: Pexels
Hasan AKARSU
Eğitimci, Ozan, Yazar Tahsin Şimşek, 1948 Aydın-Karacasu-Işıklar köyü doğumlu olup Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği yapar, emekli olur. Afrodisyas Sanat dergisini arkadaşlarıyla çıkarır. Onlarca yapıtı olan yazar, “Rüzgârın Şiir Kovaladığı Antik Duraklar” (2023) yapıtına bu yıl bir yenisini ekledi: “Hektor’dan Mustafa Kemal’e/ Anadolu’nun Antik Aydınlığı.” Sunu yazısında, Herodot’un “İnsan Karya’da yaşar” Epiktotes’in, “Bir insanın ana vatanı çocukluğudur” ve Gılgamış’ın, “Aydınlığın gücü varsa karanlık kaçar” saptamalarını anımsatır. Ayrıca Anadolu’da emeği geçen Halikarnas Balıkçısı’nı, Azra Erhat’ı, Şadan Gökovalı’yı, Cengiz Bektaş’ı vb. anarken Bektaş’ın ünlü sözünü aktarır: “Anadolu’yu sevmeye Afrodiyas’tan başlayan sınıfta kalmaz.” Anadolu, “O en güzel gökyüzü” sayısız uygarlığın yaşadığı yer. Tahsin Şimşek’in bu yapıtı bize Anadolu’yu daha çok sevdirip sahip çıkmaya çağırır kuşkusuz.
Yazar, onlarca başlık altında İlyada, Troya, Anadolu, Hatti, Karya, İyonya, Milet, Likya vb. antik kentleri gezip görerek tanıtır. Homeros’un İlyada ve Odisseia yapıtını irdeler. Troya Savaşı’yla Dumlupınar Savaşı arasında ilişki kurarak Mustafa Kemal’in bu savaşta Hektor’un öcünü aldığını anımsatır. Coğrafyanın kaderimizden öte, alnımızın teri olduğunu belirtir. Mitolojik öyküleri, halkların kültürünü, geleneklerini de tanıtır. Söz gelimi; Lidyalı kızların kendilerini satarak çeyizlerini hazırladığı, Perslerde, savaşta vurulan komutanın bedeninin düşman eline geçmesin diye hemen yok edildiği, Mısırlıların temizliğe güzellikten daha çok önem verdiği, İskitlerin yıkanmayı sevmediği, Trakların şimşeği ve yıldırımı korkutmak için gökyüzüne ok attığı vb.
O EN GÜZEL GÖKYÜZÜ ALTINDA YAŞAMAK
Kendisi de bir gezgin olan yazar, her çağın bir Evliya Çelebi’si olduğunu belirterek antik çağın gezginlerini tanıtır. Amasyalı Strabon, Halikarnaslı Herodot, Samsatlı Lukianos vb. Anadolu’daki yer adlarını, mitolojiyi bu gezginlerin verdiği bilgilere göre yansıtan yazar, bizim kim olduğumuzu değerlendirirken Sabahattin Eyuboğlu ve Ekrem Akurgal gibi ünlülerin sözlerine yer verir. Akurgal’ın şu sözü bu anlamda önemlidir: “Her kim ki Anadolu’yu fethetmeye çalıştı, kendi fethedildi.” Osmanlının Gazali’ye uyması sonucu gerilemesi, Anadolu’nun sesinin dinlenilmediğini gösterir. “Hatti’den Diyar-ı Rum”a değin Anadolu’nun binlerce yıllık tarihi ders alınacak olaylarla doludur. Yazar, antik kentlerin önemli tarihsel yapılarını fotoğraflarıyla tanıtıp bilgiler verir. Bu yapıların ortaya çıkarılmasında emeği geçen bilim insanlarını anar. İyonya ve Karya’nın Helen kültürünün değil, Anadolu kültürünün bir parçası olduğunu belirtir. Kendisi Karacasu doğumlu olduğu için orasının tarihsel yönünü, gelenekleri, ayrıntılarıyla tanıtır. Nohut mayalı ekmek, peksimet, keşkek, Karacasu Dedebağ keşkek hayrı, zeytin, zeytinyağı özellikle andığı geleneklerdir. Karya kentlerini ve özellikle Karya’nın “altın taçı” dediği Afrodisyas’ı, oradaki antik yapı arama çalışmalarını, son zamanlarda yapılan festivalleri, katılımcı ünlü ozan ve yazarları tanıtırken, “Şiir insanlığımızdır” diyen Ozan Cengiz Bektaş’ı da saygıyla anar. Tarihsel yapıtların yurt dışına kaçırılmasını, bu talanı ve yağmayı eleştirirken, Anadolu söylencelerini de şiirsel bir dille yansıtır. Tralles de “O en güzel gökyüzü” altındaki kenttir.
Yazar Tahsin Şimşek, “Anadolu’nun Antik Aydınlığı”nı belgeleriyle, yapıtlarıyla, söylenceleriyle tanıtırken, Anadolu ve yurt sevgisini yüceltir. Ozan Mehmet Başaran’ın dediğince Tahsin Şimşek, “İlk sözcük kazı bilimcimiz/ Bektaş’a özenmiş belki de…”
(*) Anadolu’nun Antik Aydınlığı/ Hektor’dan Mustafa Kemal’e-Tahsin Şimşek, İnceleme, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2023, 392 sayfa